Bilal-i Habeşi - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Bilal-i Habeşi - Ansiklopedik Bilgi
« : 06 Ağustos 2014, 09:45:58 »
Eshab-ı kiramdan, Peygamber efendimizin ilk müezzini.
İslamiyet'i ilk kabul edenlerden ve bunu açıktan ilan eden ilk yedi kişiden biridir.

Bilal Habeşi'nin Şam Bab Sagir Mezarlığı'nda bulunan türbesi.

İsmi Bilal bin Rebah Habeşi olup, künyesi Ebu Abdullah, annesinin ismi Hamame'dir. Aslen Habeşistanlı olan ailesi Mekke'de Beni Cumha kabilesinin kölesiydi. 581 senesinde Mekke'de doğdu, 641 (H. 20) senesinde Şam'da vefat etti.

Peygamber efendimize ilk iman eden ve müşriklere karşı Müslüman olduğunu açıkça ilan eden yedi sahabiden biri olan Bilal-i Habeşi, Ümeyye bin Halef'in kölesiydi. Sahibi, Bilal-i Habeşi'ye Müslüman olduğu için çok eziyet ederdi. Boynuna ip takıp çocukların ellerine verir, Mekke sokaklarında dolaştırırdı. Müşrikler de onunla alay ederlerdi. Garib ve kimsesiz olan Bilal-i Habeşi diğer müşriklerden de işkence görürdü. Ümeyye bin Halef aşırı sıcak altında Bilal-i Habeşi'yi tamamen soydu. Üzerinde bir don kaldı. Bu haliyle kızgın çölün yanan kumları üzerine yatırdı. Karnı üzerine de büyük taşlar koydurdu. Bilal-i Habeşi'nin kumlara yapışan teni yanıyor, verdiği azab dayanılmaz hal alıyordu. Bilal-i Habeşi bu tahammülü zor işkenceler altında "Allah birdir, Allah birdir" diyordu. Bu sırada sevgili Peygamberimiz oradan geçerken, Bilal-i Habeşi'nin durumunu görerek üzüldü ve ona; "Allahü tealanın ismini söylemek seni kurtarır." buyurdu.

Hanelerine döndükten biraz sonra hazret-i Ebu Bekir geldi. Hazret-i Ebu Bekir'e, Bilal'in çektiklerini anlatıp; "Çok üzüldüm." buyurdu. Ebu Bekir, kafirlerin yanına gitti. Bilal'e böyle yapmakla elinize bir şey geçmez, onu bana satın." dedi. Onlar ise; "Dünya dolusu altın verseniz satmayız, yalnız senin kölen Amir ile değişiriz." dediler. Amir, hazret-i Ebu Bekir'in ticaret işlerini yapan becerikli bir köleydi. Fakat iman etmiyordu. Bilal ile Amir'i değiştiler. Hazret-i Ebu Bekir, Bilal'in elinden tutup,Resulullah'a götürdü; "Ya ResulAllah, Bilal'i bugün Allah için azad eyledim." dedi. Resulullah sallAllahü aleyhi ve sellem çok sevinip, hazret-i Ebu Bekir'e dua etti. Bu anda Cebrail aleyhisselam gelip; 92. sure olan "Leyl" suresinin 17. ayetini getirdi. Cenab-ı Hak, Ebu Bekr'in, Cehennem'den uzak olduğunu müjdeledi.

Bilal-i Habeşi azad edildikten sonra hicrete kadar Peygamber efendimizin yanından ayrılmadı. Medine-i münevvereye hicret edince, bir müddet Sa'd bin Hayseme'nin evinde misafir oldu. Peygamber efendimiz onu Ensar'dan Ebu Rüveyha Abdullah bin Abdurrahman ile kardeş yaptı. Bilal-i Habeşi hicretten sonra evlendi. Ezan emredilince ilk ezanı Bilal-i Habeşi okudu. Bir gün sabah namazı vaktinde Peygamberimizin kapısı önünde "Esselatü hayrun minennevm" diye iki defa seslendi. Peygamber efendimiz beğenerek; "Bilal bu ne güzel söz! Sabah ezanını okurken bunu da söyle." buyurdular. Böylece sabah ezanında bu söz de söylenmeye başlandı.

Bilal-i Habeşi bütün gazalarda, Peygamberimizin yanında bulundu. Mekke'nin fethinde Kabe putlardan temizlenince, Kabe-i muazzamada ilk ezanı okudu. Peygamber efendimizin vefatından sonra, Bilal-i Habeşi ayrılık acısına tahammül edemeyerek Şam'a gitti ve oraya yerleşti. Hazret-i Ebu Bekir devrinde o bölgede yapılan gazalara katıldı. Hazret-i Ömer ordusuyla Şam'a geldiğinde, Bilal-i Habeşi orduya katılıp Kudüs Seferine iştirak etti. Şam'da bir müddet kaldıktan sonra bir gece rüyasında gördüğü Peygamber efendimizin daveti üzerine Medine-i münevvereye gitti. Ravda-i mütahheraya yüzünü sürerek, Peygamberimizin kabr-i şerifini ziyaret etti. Resulullah ile geçirdiği günleri hatırlayıp hasret ve muhabbet gözyaşları dökerek uzun müddet ağladı. Peygamber efendimizin torunları Hasan ve Hüseyin'in ısrarları üzerine, dayanamayarak bir gün sabah namazı vaktinde ezan okumaya başladı. Ezan sesini duyan Eshab-ı kiram, kadın, erkek, çoluk-çocuk sokaklara dökülerek, Resulullah ile yaşadıkları saadetli günleri hatırlayıp ağladılar. Bu ezan, Bilal-i Habeşi'nin okuduğu son ezanı oldu. Birkaç gün Medine'de kaldıktan sonra, Şam'a döndü. Fakat yolda rahatsızlanıp evine güçlükle varabildi. Bu hastalıkla ömrünün son günlerini yaşadı. 641 (H.20) senesinde Şam'da vefat etti. Ehl-i Beyt mezarı olarak bilinen Şam'daki Bab'üs Sağîr mezarlığına defnedilmiştir.


Bilal-i Habeşi ve Abdullah Bin Cafer-i Tayyar'ın kabri şerifleri

Bilal-i Habeşi bizzat Peygamberimizden işiterek hadis-i şerif rivayet etmiştir.Rivayet ettiği bu hadis-i şeriflerden kırk dördü Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim ve dört Sünen kitabında yer almıştır.

Peygamber efendimizden rivayet ettiği bazı hadis-i şerifler şunlardır:

Ezan ve gözümün nuru olan namaz ile bizi ferahlandır ya Bilal!

Cennet'te Bilal'i gördüm. "O'na Cennet'e ne ile girdin!" diye sordum. "Sebebini bilemiyorum, ancak her abdest tazeledikçe iki rek'at namaz kılardım." diye cevap verdi.

Gece kıyamına (ibadetine) devam edin; zira bu sizden önceki salihlerin ibadeti, Allah'a yakınlık ve günahlara keffaret olup, insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır.