suskun
yağmurlar adını çizseydi yüreğime
gözyaşı tufanlarıyla
yağmalanmazdı bu sevda
oysa
amansızlığın burçlarında
bencilliği unutup
sencil yaşamak vardı bir zaman
hasret kokulu günlerin tortuları
böyle çökmezdi gözlerime
hani sevdalar sevda gibi yaşanırdı
hani yenilgi sandığın yengiler vardı suskun
yüreğimi kanırtmışlığınla
çekip gitmişliğinleyim
uçurumlarca uzağım sana
kan revanım
bu kadar mı kadük
bu kadar mı derme çatma bu sevda
suskun
çorak toprakların
köhne çatlaklarına ağlarım
öyle ölgün öyle perişan
bulutlar kırılır başımın üstünde
ve
bağışlamalar serpiştiririm sulara
yılları unuturum yolları beklerken
gelmezsin suskun
dillenmeden yıllanırsın suskun
tamiri olmaz bitenlerin
yarınların gardiyanlığı düşer bize
özü sevdasında saklı suskun
seni anlatmaktan yorgun mektuplar var
iflah olmaz ve
yaralı şiirlerle dolu
dipsiz kuyulardan
şahikalara doğru
al beni götür kendine suskun
üşütmez bizi tenhalıklar
yakışmaz bu öfkeler bize
sevilmişlik kokuyor dudaklarımız
sözlerce serpin bana
ört ateşimi suskun
Kahraman TAZEOĞLU