Soru: Kur'ân-ı kerîm öğrenirken ve okurken dikkat edilecek husûslar nelerdir?
Cevap: Kur'ân-ı kerîmi tecvîde uygun öğrenmeli ve her gün okumaya çalışmalıdır! Bu husûstaki hadîs-i şerîflerden ba'zıları şöyle:
(Kur'ân-ı kerîm öğrenen ve öğreten en hayırlınızdır.) [Buhârî]
(Kur'ân-ı kerîm okuyan bunamaz.) [Tirmizî]
(Kur'ân-ı kerîm okunan yere rahmet, bereket yağar. Melekler hazır olur.) [Buhârî]
(Kur'ân-ı kerîm okunan evin hayrı artar, sakinlerini sıkmaz, melekler oraya toplanır, şeytânlar oradan uzaklaşır. Kur'ân-ı kerîm okunmayan ev, içindekilere dar gelir, sıkıntı verir, bereketsiz olur. Bu evden melekler uzaklaşır, şeytânlar oraya dolar.) [Dârimî]
(Her gece on âyet okuyan, gâfillerden sayılmaz.) [Hâkim]
(Kur'ân okuyun! Kıyâmette şefâ'at eder.) [Müslim]
(Kim bir âyet öğrenirse, kıyâmette onun için nûr olur.) [Dârimî]
(Bir âyet öğrenmek, yüz rek'at [nâfile] namaz kılmaktan daha iyidir.) [İbni Mâce]
(İki şeye imrenilir. Biri, Kur'ânı öğrenip gece-gündüz okuyanı gören, "Keşke buna verilen ni'met, bana da verilseydi ben de bunun gibi amel etseydim" der. Diğeri de, malnı, hayırlı işlerde, Allah yolunda sarfeder. Bunu gören "Keşke benim de malım olsaydı da bunun gibi hayrına sarfetseydim" diye imrenir.) [Buhârî]
(Kur'ân okuyup, ezberliyen, helâlini helâl, harâmını harâm bilen, Cennete girer. Ayrıca [müslüman] akrabâsından hepsi de Cehennemlik olan on kişiye şefâ'at edip onları Cehennemden kurtarır.) [Tirmizî]
İmâm-ı Ahmed bin Hanbel hazretleri buyuruyor ki:
(Cenâb-ı Hak, "Anlayarak da, anlamayarak da Kur'ân-ı kerîm okuyan benim rızâma kavuşur" buyurdu.) [İhyâ]
Kur'ân-ı kerîm okurken on edeb lâzımdır:
1- Abdestli olarak, temiz bir yerde kıbleye karşı diz üstü oturmalı! Erkekler başı açık okumamalı, hiç değilse bir takke giymelidir! Takkesiz okumak tenzihen mekruhtur. [Mushafa bakarak okumak, ezbere okumaktan daha sevâbdır. Çünkü, gözler de ibâdet etmiş olur.]
2- Kur'ân-ı kerîm okumaya başlarken E'ûzü ve Besmele çekmelidir!
3- Ma'nâsını bilen de, bilmeyen de ağır ağır okumalıdır!
4- Mümkünse, ağlayarak okumalıdır! Ağlayamayan, ağlamak için kendini zorlamalı!
5- Her âyetin hakkını vermeli, ya'nî azâb âyetini okurken, korkarak, rahmet âyetlerini heveslenerek, tenzîh âyetlerini tesbîh ederek okumalı!
6- Kur'ân-ı kerîm okurken, kendisinde riyâ, ya'nî gösteriş uyanırsa veya namaz kılan kimseye mâni' olursa, yavaş sesle okumalıdır!
7- Kur'ân-ı kerîmi tecvîde uygun ve güzel sesle okumalı, fakat tegânnî etmemelidir!
[Tegânnî, harfleri, kelimeleri bozarak ırlamak demektir. Tegânnî yaparken harfler bozulursa harâm, harfler bozulmazsa mekrûh olur. Halebî'de diyor ki, "Kur'ân-ı kerîmi tegânnî ile okuyan bir imâmın arkasında kılınan namazın iâdesi lâzımdır."]
8- Kur'ân-ı kerîm, Allahü teâlânın kelâmıdır, sıfâtıdır, kadîmdir. Ağızdan çıkan harfler, ateş demeye benzer. Ateş demek kolaydır. Fakat ateşe kimse dayanamaz. Bu harflerin ma'nâları da böyledir. Bu harfler, başka harflere benzemez. Bu harflerin ma'nâları meydana çıksa, yedi kat yer ve yedi kat gök dayanamaz.
Allahü teâlâ kendi sözünün büyüklüğünü, güzelliğini bu harflerin içine saklayarak insanlara göndermiştir. Nitekim hayvanlara, söylemekle, tarif edilmekle iş yaptırılmaz. Hayvan seslerine benzeyen ba'zı sesler çıkararak idâre edilirler. Meselâ deveye (Yat da üstüne binelim) dense anlamaz. Yularından tutup ıh denirse yere çöker. Öküz alıştığı bir sesle tarlayı sürer. Fakat yaptığı işin sebebini ve faydasını bilmez. İşte insanların çoğu da, böyle, Kur'ân-ı kerîmden yalnız ses duyarlar ve Kur'ân-ı kerîmin, harf ve sesten başka bir şey olmadığını zannederler. Bunlar, hiç ateş görmemiş ve ateşin, birkaç harften başka bir şey olmadığını zanneden kimseye benzer. Bu zavallı bilmez ki, kâğıt ateşe dayanamayıp yanar. Ateş kelimesinin harfleri ise, kâğıt üzerinde durur ve kâğıda bir şey yapmaz. Nasıl bir insanın bir rûhu vardır ve rûhu, insanın şekline benzemez ise, bu harfler de, insan gibi şekillidir. Harflerin ma'nâları ise, insanın rûhu gibidir. İnsanın şerefi, kıymeti, rûh ile olduğu gibi, harflerin şerefi de ma'nâları iledir.
9- Kur'ân-ı kerîmi okumadan önce, bunu söyleyen Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünmelidir! Kimin sözü söyleniyor, ne önemli iş yapılıyor düşünmelidir! Kur'ân-ı kerîme dokunmak için, temiz el lâzım olduğu gibi, onu okumak için de, temiz kalb lâzımdır. Allahü teâlânın büyüklüğünü bilmeyen, Kur'ân-ı kerîmin büyüklüğünü anlayamaz. Allahü teâlânın büyüklüğünü anlamak için de, O'nun sıfâtlarını ve yarattıklarını düşünmek lâzımdır. Bütün mahlûkatın sâhibi, hâkimi olan bir zâtın kelâmı olduğunu düşünerek okumalıdır!
10- Gaflet içinde okumamalı, okurken başka şeyler düşünmemelidir!