On beşinci asır divan şâirlerinden.
Adı, memleketi ve hayâtı hakkında kaynaklarda değişik bilgiler verilmektedir. Germiyanlı Şeyhoğlu Mustafa ile karıştırılmış ve Şeyhi’nin yeğeni zannedilmiştir. Asıl adının Bâyezîd ve âilesinin Akşehirli veya bir nüshaya göre Aksaraylı olduğunu Hüsrev ü Şîrîn’deki zeyl kısmına koyduğu başlıktan anlaşılmaktadır. Bursa’daki muhtelif eserlerin kitâbelerinde, onun manzûme ve târihleri bulunmaktadır. Buradan onun belli bir süre Bursa’da kaldığı anlaşılmaktadır. İlk mesnevîsini 1446 senesinde yazdığı kabul edildiğinden, Çelebi Mehmed zamânında doğduğu tahmin edilmektedir. Sultan İkinci Bâyezîd Han devrinde İstanbul’da vefât etmiştir. Edirnekapı dışındaki Emir Buhârî Tekkesinin yanındaki kabristanlıkta medfundur.
Bir asra yakın yaşayan Cemâlî, Çelebi Mehmed, İkinci Murad, Fâtih Sultan Mehmed ve İkinci Bâyezîd devirlerini görmüştür. Şiirlerinde oldukça akıcı ve sâde bir dil kullanmıştır. Yaşadığı devirde Şeyhî Ahmed Paşa ve Necâtî gibi şâirlerin şöhreti bir süre sonra unutulmasına sebeb olmuştur. Cemâlî’nin Dîvân’ı henüz bulunamamıştır, ancak şiirleri mecmûalarda dağınık bir hâlde olup toplanmaya muhtaçtır.
Cemâlî’nin yazmış olduğu eserlerden bâzıları şunlardır:
1.Hüma ve Hümâyûn: Gülşen-i Uşşak adıyla da bilinen bu eseri 1446 senesinde Sultan İkinci Murad adına yazmıştır. Bu durumu, eserinin mukaddimesinde gâyet açık şekilde bildirmiştir. Eser mesnevî tarzında olup “fâilâtün, fâilâtün fâilün” kalıbıyla yazılmıştır. 4630 beytten meydana gelen eserin tek nüshası, İstanbul Üniversitesi Kütüphânesi, 5680 numarada kayıtlıdır.
2.Miftâh-ül-Ferec: Eseri, 1456 senesinde Fâtih Sultan Mehmed Han adına yazmıştır. Bu eseri de mesnevî tarzında yazılmış olup, 4600 beyittir. Tasavvufî bir eser olup, içinde münâcâtlar, nâtlar, dînî hikâyeleri, âyet ve hadîsleri açıklayıcı parçalar mevcuttur. Bilinen üç nüshası vardır. Bunlardan biri İstanbul Üniversitesi Kütüphânesi, numara 2341’de; biri Üsküdar Selîm Ağa Kütüphânesi, Kemankeş bölümü 447 ve sonuncusu BerlinKütüphânesinde bulunmaktadır.
3. Er-Risâlet-ül-Acîbe fis-Senâyi vel-Bedâyi: Fâtih Sultan Mehmed’e ithaf edilen bu eserin yazma nüshası Türkiye kütüphânelerinde bulunamamıştır. Bilinen tek nüshası Cambridge Kütüphânesi, İslâm yazmaları ikinci kısım, 3-28 numarada kayıtlıdır.
4. Zeylü Hüsrev ü Şîrîn: Şeyhî’nin Hüsrev üŞîrîn adlı esere yazdığı zeyldir. Birçok kaynakta Şeyhî’nin, eserini tamamlamadan öldüğünü, Cemâlî’nin de bu eseri tamamladığını yazmakta iseler de, araştırmalar sonucu böyle olmadığı, bir zeyl yazdığı ortaya çıkmıştır. Âşık Çelebi ve Âli, Cemâlî’nin hangi beyitle zeyle başladığını bildikleri hâlde, bu durum uzun seneler fark edilememiştir. Zeyl, iki kısımdan ibârettir. Birincisi altmış üç beyit, ikincisi kırk altı beyit olup, tamâmı yüz dokuz beyittir.