Hindistan'da yetişen evliyanın büyüklerinden. Derin alim, büyük veli, ikinci bin yılının müceddidi (yenileyicisi) olan İmam-ı Rabbani'nin babasıdır.
Hazret-i Ömer'in soyundandır. İsmi, Abdülehad bin Zeynelabidin'dir. 1520 (H. 927)de doğdu. 1598 (H.1007)de Hindistan'ın Serhend şehrinde vefat etti.
Genç yaşında, Hindistan'ın büyük alimi Abdülkuddus'ün ilim meclisinde bulundu. Hocasının zahiri ve batıni ilimlerdeki üstünlüğü onun yetişmesine vesile oldu. Hocasının emriyle ilim öğrenmek üzere başka diyarlara gitti. Dönüşünde hocasının vefat etmesi üzerine, tasavvuf ilminde yarım kalan tahsilini hocasının oğullarından Rükneddin Çeşti'nin sohbetinde tamamladı. Kadiriyye ve Çeştiyye yollarının esaslarını, inceliklerini öğrenerek, tasavvufta ilerledi. Hocasının önde gelen talebelerinden Şeyh Celal Tehaniseri'nin sohbetlerinde bulundu ve Kadiriyye yolunun ileri gelenlerinden Şah Kemal ile görüştü. Hocaları tarafından tam bir izinle ders okutmaya ve talebe yetiştirmeye vazifelendirildi. Yaptığı seyahatler esnasında pekçok ilim ve marifet sahibinin sohbetinde bulundu. Hindistan'ın meşhur kasabalarından Skendere'ye gidip ilim öğretti ve orada evlendi. Daha sonra memleketine dönüp vefatına kadar Serhend'de kaldı. Vaz ve nasihatler ederek ilim öğretti ve talebe yetiştirdi. Vefatı anında oğlu İmam-ı Rabbani'nin; “Ehl-i beyti sevmek, iman ile gitmeye sebeb olur.” sözünü hatırlaması üzerine; "Allahü tealaya hamd ve şükürler olsun ki, o muhabbetle doluyum ve nimet deryasında yüzüyorum." dedi ve vefat etti.
Alçak gönüllü, alim ve fazıl bir zat olan Abdülehad hazretleri, geceleri taat ve ibadetle geçirir, Allah için göz yaşı dökerdi. Ömrünü Resul-i ekreme bağlılıkla geçirir, bir sünneti bile terk etmezdi. Abdülehad'ın yedi oğlu vardı. İmam-ı Rabbani dördüncü oğluydu.
Abdülehad hazretleri din bilgilerinde çok güzel kitaplar yazmıştır. Tasavvuf ile ilgili risaleleri vardır. Bu eserlerinden bazıları, Künuz-ül-Hakayık, Mi’rac-ı Nebi, Risale-i Esrar-üt-Teşehhüd'dür.