a ) Gdynia
b ) Gotenhafen
c ) Wilhelm Gustloff
d ) Titanic
CEVAP:
Wilhelm Gustloff‘’Wilhelm Gustloff’’ 1937 yilinda lüks bir yolcu gemisi olarak insa edilmisti.
30 ocak 1945 gunu, ‘’Wilhelm Gustloff’’ adli buyuk bir Alman yolcu gemisi, dogu Prusya’nin Gotenhafen (yeni adiyla Gdynia) limanindan gizlice ayrildi. Gemi, kamaralarindan ambarlarina, hatta guvertelerine kadar ilerleyen Sovyet kuvvetlerinin onunden kacarak canini kurtarmak isteyen yasli, yarali, kad¹n, cocuk ve askerlerle tiklim tiklim doluydu. Tüm bu insanlarin anavatani olan Dogu Prusya’nin, II. dünya savasinin galipleri olan Muttefikler taraf¹ndan, Almanya’dan alinarak Sovyetlere verilmesi kararlastirilmisti.Kizil Ordu mensuplari, ellerine dusen Almanlari, erkekseler derhal orada olduruyorlar, kadinlarin ise toplu olarak irzina geciyorlardi. Direnenlerin bogazlandigi ya da kursuna dizildigi anlatilmaktaydi. Sovyetler, bir zamanlar topraklarini istila etmis olan Almanlardan intikam almakta hem kararli, hem de arzuluydular. Bunlarin sivil ya da asker olmalari, rejimi destekleyip desteklememeleri, onlar icin hic onem tasimiyordu. Kisacasi, kacmayanlarin Sovyetlerin gazabindan kurtulmasina imkan yoktu. Iste, ayni kaderi paylasan bu 8.000 kisi bu gemide bu kaygiyla bulustu. Luks bir yolcu gemisi olarak insa edilen ‘’Wilhelm Gustloff’’ aslinda 1.865 yolcu kapasiteliydi. Ancak bu kez gemide, askerler, yarali ve hastalar, aralarinda kadin ve cocuklarin cogunlukta oldugu multeciler ve murettebat olmak uzere yaklasik 4 misli insan bulunuyordu ve bu kisilerin kafalari, II. Dunya savasinin son gunlerinde, ilerleyen Sovyet kuvvetlerinin onunden kacamayanlarin baslarina gelen korkunc olaylarla doluydu. Resmi kayitlara gore gemide 918 denizci, 173 kisilik murettebat, ‘’Alman kadin deniz destek grubuna’’ mensup 373 kisi, 162 yarali ve 4.424 multeci bulunuyordu. Resmi kayitlar gemideki yolcu sayisinin 6.050 oldugunu gosteriyor. Ancak gemiye kacak olarak cok sayida multecinin bindigi pek cok kaynak tarafindan belirtiliyor.II. dunya savasinin son gunlerine rastlayan bu kaos ortaminda gemideki insan sayisini tam olarak bilmeye imkan olmamakla birlikte, bu sayinin 7.000-8.000 arasinda oldugu kuvvetle tahmin edilmektedir.
Gemi Gotenhafen’den ayrilirken hava kosullari cok kotuydu. Denizde 7 siddetinde firtina vardi, kar yagiyordu ve isi sifirin altinda 10 dereceydi. Ustelik ‘’Wilhelm Gustloff’’un’’, Baltik denizinde cirit atan Sovyet denizaltilarina karsi kendini koruyacak hicbir silahi yoktu. Gemide bulunan birkac ucaksavar bataryasinin ise denizaltilara karsi etkili olmasi soz konusu bile degildi.Aslinda 30 aralik 1945 sabahi Baltik denizinin gri sulari ustune dogan soluk renkli gunesi ‘’Wilhelm Gustloff’’ son kez goruyordu. Gemi o gece bir Sovyet denizaltisi tarafindan torpillenerek batirildi. 50 dakika icinde Baltik’in buzlu
sularina gomulen gemide bulunanlardan 7.000’i hayatini kaybetti ve bu olay dunya denizcilik tarihine ‘’en fazla can kaybina neden olan deniz faciasi’’ olarak gecti.
Yzb. Aleksander Marinesko komutasindaki (S-13) borda numarali Sovyet denizaltisi ‘’Wilhelm Gustloff’’u gece karanliginda farkettiginde saatler 21:08’i gosteriyordu. Marinesko’nun verdigi ‘’ates’’ emriyle 3 torpito denizaltiyi terketti. Ilk torpito ‘’Gustloff’un su kesiminin altina isabet etti. Ikinci torpito, bir zamanlar yuzme havuzu olarak kullanilan bolmenin hizasina, ucuncusu ise makine dairesine rast geldi.Tam isabet alan ‘’Wilhelm Gustloff’’ derhal sancak tarafina yatti. Tanik ifadelerine gore, gemi bir ara duzelir gibi olduysa da tekrar ve bu sefer daha fazla meyille gene sag tarafina egildi. Bu sirada tekneden isaret fisekleri firlatiliyor ve telsizle SOS sinyalleri gonderiliyordu. Çok gecmeden geminin burnu sulara gomulmeye ve kic tarafi havaya kalkmaya basladi. Koca gemi, 50 dakika icersinde Baltik denizinin buzlu sularina gomulurken beraberinde yaklasik 7.000 kisiyi olume surukledi. Hicbir deniz kazasinda rastlanmayan sayida can kaybina yol acan boylesine trajik bir olayin cereyan ettigi yerde yasanan korku, kaos ve kabusu anlatmaktan, görgü tan¹klar¹nin bile aciz kaldiklari soylenir. Bunlar arasinda, kendilerini, cankurtaran yeleklerinin ipleriyle asanlardan, kalabaligin ayaklari altinda kalarak ezilenlere ve buzlu sularda donarak olenlere kadar pek cok aci vardir.
Kurtulus umudu kalmayanlarin intihar ettikleri, aş¹r¹ dolu cankurtaran sallarina tirmanmak isteyenlerin sandaldakiler taraf¹ndan öldürüldügü, anne ya da babasindan ayrilan bebekler, ya da kari veya kocalarini terketmek zorunda kalan eslerin drami anlatilacak gibi degildir.