– Gayesine göre Kelâm ilmi: Aklî ve naklî delillere dayanarak İslâm inançları ile ilgili ortaya çıkabilecek şüpheleri ortadan kaldırmaya ve anılan inanç ilkelerini açıklamaya ve ispat etmeye çalışan bir ilimdir
Zanni Bilgi: Nakli bilgi çeşididir.
Gazzali: Başta felsefeyi derinliklerine kadar öğrenen ve onların görüşlerini Makasıdü’l-Felasife adlı eserinde toplayan sonrasında felsefecilere karşı Tehafütü’l-Felasife adlı eseri yazarak onların görüşlerini çürüten bir yandan da batınilere karşı Fadihatü’l-Batıniyyeisimli reddiyeyi kaleme alan Eş’ari alim.
– Hz. Ali’ye olan yaklaşım: Mutezile’sini Basra Mutezile’sinden ayıran en temel anlayış.
– Bedihi Bilgi: Aklın Hiçbir çaba sarf etmeksizin elde ettiği herhangi bir şüpheye ve ihtilafa yol açmayacak şekilde son derece açık olan bilgi.
– Karl Marks: 19. Yüzyıl’da İslam dünyasına etki eden materyalizmin öncülerinden olan ve materyalizmi 5 değişim ve dönüşüm aşamasına ayıran filozof.
– Keşf ve İlham: Sufilerin haber dışındaki diğer bilgi kaynakları. Kelam ilmini yönelik eleştirilerinden bir tanesi bilgi kaynaklarına ilişkindir. Onlara göre duyu bilgileri yanıltıcı iken akli bilgiler ise sınırlıdır. Haliyle sufiler kelamcılar ile haberin bilginin kaynaklarından biri olduğu hususunda hem fikir kent aklın ve duyuların bilgi kaynağı olması hususunda fikir ayrılığı içindedirler.
– Kitabü’s-Sünne: Ahmed b. Hanbel’in, hemen hemen tamamı vefatından sonra başkaları tarafından derlenen eserlerinin kelam açısından en önemlisi.
– İlm-i Kelâm-ı Cedid: Yeni kelam hareketinin Hindistan Kıtasındaki asıl teorisyeni olarak bilinen Şibli Nu’mani tarafından yeni bir kelama duyulan ihtiyacı karşılamak üzere kaleme alınan eseri.
– Ebu Mansur el-Maturidi: Eş’ari ile aynı dönemde yaşayan Kitabü’l-Tevhid isimli eserinde sünni Kelamda ilk kez bilgi bahsini teorik olarak ele alan Maveraünnehir
de yaşamış İslam alimi.
– Günümüzde kelam ilmine yöneltilen eleştirilerden biri: kelam ilminin kısır döngü içerisinde kalarak insan merkezli bakış açısından uzaklaşması.
Araz: “Bir zaman diliminde var olan ve ikinci zaman diliminde yok olan”
– Kelam’ın diğer İslami ilimlerin temelini oluşturması: Filozoflara göre bir ilminin diğer ilimlerle arasındaki konumunu konusu belirler. Buradan hareketle kelamın diğer ilimlerden üstün bir konumda olmasını belirleyen en önemli özellik.
– El-Fıkhu’l-Ekber: Ebu Hanife’nin akaide dair yazdığı eser.
Yakini Bilgi: Haber yalan söylemesi imkan ve ihtimal dahilinde olmayan bir topluluk tarafından aktarılmışsa ve anlaşılması noktasında bir kapalılık yoksa.
– Cevher: Gazzali’nin tasnifinde mütehayyiz olmayan hadis varlığın karşılığı.
– İmanuel Kant: Aydınlanma felsefesinin en önemli filozofu olan ve aklın tabiata karşı pasif olmadığını aklın tecrübe ile gelen bilgileri kavramlaştırdığını söyleyen filozof.
– Hilafet meselesi: Kelama konu olan ihtilaflar arasında ilk ortaya çıkan.
– Şia: İmametin Nas ve tayin ne olduğunu iddia eden mezhep.
– Kadim terimini vacip teriminden ayıran en temel özellik: Vacibin kendisinden başka bir varlık bulunmama anlamı taşımaması.
– Kelam ile ilgilenmek müslümanların bazısı için Farz-ı kifayedir: Gazzali Kelam ilminin insanların karşılaştığı itikadi problemleri tek başına çözmeye belki yeterli olamayacağını avamın onunla ilgilenmesinin sakıncaları olacağını Fakat bu ilim ile bir kısım insanların ilgilenmesi gerektiğini söyler.
– Zemmü’l-kelâm ve ehlihî: Hâce Abdullah Herevî’nin eseridir. Selef uleması “Bugün size dininizi tamamladım” (Maide 5/3) ayetinden hareketle dini anlama noktasında nakli nasıl olduğunu söyleyerek Kelam ilminin bidat olduğunu söylemişlerdir. Bu minvalde kelam ilmine yönelik eleştiri mahiyetinde ilk olarak müstakil bir eser yazan Ebû İsmail Hâce Abdullah b. Muhammed el-Herevî’dir.
– Büyük günah sahibi dinden çıkmaz: Maturidi mezhebinin büyük günah sahibi hakkındaki hükmü.
– Kur’an mahluk değildir: Ebu Hanife’nin itikadi görüşlerinden biri.
Kitâbü’t-temhîd: Mütekaddimîn döneminin en önemli eserlerinden olup Ebû Bekr el-Bâkıllân’i yazmıştır.
– Abdüllatif Harpûtî: Klasik kelamın argümanları ile çağın materyalist akımlarının kullandıkları argümanlara karşı koymanın mümkün olmadığını ve bu nedenle de Kelam ilminin zaman ve zemine göre değişebilen vesailinin değişmesi gerektiğini düşünen Osmanlı alimi.
Tekvin: Mu’tezile ve Eş’ariyye, sûbûti ve selbi sıfatların yanında Allah’ın Kudret sıfatının taalluku/ tecellisi ile ortaya çıkan fiillere ayrı bir kategori de düşünmüşler ve bunlara fiil sıfat adını vermişlerdir. Maturidiyye ise fiili sıfatların diğer sıfatlar gibi Kadim olduğunu düşünerek bunları subuti sıfatlardan kabul etmişler ve bu sıfata “Tekvin” sıfatı adını vermişlerdir.
– Kaza-kader meselesi: İlk dönem kelamcılarından Ma’bed el-Cüheni’nin savunduğu görüş.
– Ebu Seleme Es-Semerkandi: Gazzali öncesi dönemde vacip ve mümkin kavramlarını mantıksal hükümler olarak kullanan alim.
– İbn Küllab: Sünni kelamın öncülerinden biri olarak kabul edilmektedir.