Bu hikayede Ali’nin savaşın getirdiği zorluklara göğüs germesini ve yapmadığı şeyleri yapmaya zorlandığı anlatılır. Çanakkale savaşı devam etmektedir. Ülkede azınlıklar ayaklanır. Azınlıkların ayaklanması çeşitli değişikliklere de sebep olmuştur. Bu değişikliklerin başında köylerin boşaltılması ve Anadolu’ya taşınması olur. Bu büyük göç beraberinde zorlukları da beraberinde getirir. Rumlar ve hristiyanlarda Anadolu’ya getirilir.
Ali bir rum fırıncının yanında çalışır. Ustası da göç edeceğinden Ali de yollara düşer ailesini aramaya başlar. Yollarda çeşitli zorluklarla karşılaşır. Aç kalır susuz kalır. Yolunu kaybeder derken bir rum kafilesine rastlar. Su ister. Önce suyu alamaz ama adının Aleko olduğunu söyler ve bir rum olduğuna inandırır. Suyunu içer. Kafilede bulunan papaz Ali’yi sever ve yanına alır. Papazın asıl düşüncesi onu kiliseye almak ve yetiştirmektedir. Ali bazı şeylere karşı gelir.
Örneğin kilisede her gün şarap içilir ve şaraplı ekmek yenir. Ali buna karşı çıkmaya çalışır çünkü şarap içmenin haram olduğunu bilir. Ali bunu yapmazsa açlık çekeceğini ve işkenceye uğrayacağını düşünür ve istemeye istemeye içer. Kilisede Türkler hakkında kötü şeyler söylenir. Ali bunları duydukça üzülür ama belli etmez. Papaz Türklerden kurtulma gerektiğini söyler. Ali de durumu gereği istemeden bu tür karalayıcı sözlere sessiz kalır.