İlahiyat 1. Sınıf - Tefsir Tarihi ve Usulü - Ünite 3 - Konu Anlatımı

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Tefsîrin Tanımı ve Niteliği

KAVRAMSAL ÇEVRE
 
TEFSİR
 
*tefsir kelimesi,fesera veya sefera kökünden gelen tefilün vezninden mastardır
 
*her iki kök fiilin sözlük anlamı; keşfetmek, ortaya çıkarmak, üzerindeki örtüyü açmak, beyan etmek, açıklamak, anlaşılır hale getirmek gibi manalara gelir
 
*emin el huliye göre sefera kelimesi maddi bir keşif ve açıklama
 
*fesera sözcüğü ise manevi keşif ve beyandır
 
*buna göre emin el huliye göre tefsir lafzı fesera kökünden türemiştir
 
*tefsir terim olarak; kuran ayetlerini arap dili ve edebiyatı açısından tahlile tabi tutup kastedilen manayı tespit etmektir
 
* tefsirin, hz. peygamber ve ashaptan intikal eden sahih rivayetlere dayalı açıklamalardan ibaret olduğu söylenebilir
 
Te'vil
 
*te'vilin sözlük anlamı; aslına dönmek anlamına gelen evele kökünden tefilün vezninden mastar olup, döndürmek ve herhangi bir şeyi varacağı yere vardırmak demektir
 
*te'vil kelimesi kur'anda farklı anlamlara gelir bunlar;
 
1-tefsir (ali imran 7)2-sebep (kehf 70)3-sonuç (nisa 59)4-rüya tabiri (yusuf 100)
 
*terim olarak te'vil, ayetin lafzi tahlilinden sonra ortaya çıkan manasını, makul ve kuvvetli delillerle desteklenmiş olmak şartıyla muhtemel manalarından bağlamına en uygun olan çevirme faaliyetidir
 
*te'vil mana çerçevesi içinde yapılan faaliyetten ibarettir
 
*tefsir, tek anlama gelebilen
 
*te'vil ise birden fazla manayı da içeren kelime ya da cümleler için söz konusudur
 
*imam maturidiye göre te'vil bir noktanın varacağı nihai noktayı açıklamak demektir
 
*tefsir kesinliğe delalet eder
 
*te'viller kesin değil zanni bir bilgi anlamına gelmektedir
 
te'vilin şartları
 
*islam bilginlerine çoğunluğuna göre ayetlerden hüküm çıkarmada esas olan te'vile gitmemektir
 
*mesela birden fazla anlama gelen müteşabih nassların açıklığa kavuşturulması için te'vil kaçınılmaz olur
 
*bunun için te'vilde şu şartların olması gerekir
 
1-te'vile esas olan mananın, mecaz yoluyla da olsa lafzın kendisine delalet ettiği manalardan olması lazımdır
 
2-te'vilin anlam yönüyle açık bir ayete ters düşmemesi gerekir
 
3-lafzın zahiri anlamının dışında başka bir mananın verilmesine imkan tanıyan dini bir delile dayanması zorunludur
 
Te'vilin Çeşitleri
 
1-beyani te'vil: *bu yöntem kelamcıların, fakihlerin, müfessir ve dilcileirn kulandığı bir yorum yöntemidir
 
*beyan te'vil; arap dilinin kuralları dahilinde hareket ederek kurandan anlamlar üretmektir
 
*beyani te'vil, bir içtihad veya içtihadi etkinlik demektir
 
*beyani te'vil kısaca kurani nassların anlamlarını subjektif bir tercihle ortaya çıkarmaktır
 
*beyani te'vil dogmatik bir içeriğe sahip olmayıp herzaman eleştiriye yani kabu ve redde açıktır
 
*çünkü sübektif tercihe(içtihad) konu olan bilgiler zan ifade etmektedir
 
*zanla ifade edilmeyeceğine göre beyani te'vil her zaman ve zeminde sorgulanabilir demektir
 
*bu te'vil kuran ve sahih sünnetler eaykırı değildir
 
*ama her zaman tenkit, hatta reddetme imkanı vardır
 
2-Burhani Te'vil
 
*en meşhur kuramcısı ibn rüşd'dür
 
*bu te'vili ibn rüşdün anlayışı istikametinde tanımlamak gerekir
 
*ibn rüşdün tanımladığı burhani te'vil yöntemi; nassların aklın ve dilin örfi kullanımı çerçevesinde kalarak yorumlamayı esas almaktır
 
*bu nedenle beyani te'vile benzemektedir
 
*burhani te'vil hata ve yanılgıya açık olması sebebiyle zanni bilgi içeren içtihadi bir mahiyet arzetmektedir
 
*filozof ibn rüşd faslu'l makal adlı eserinde burhani te'vili, nassları bütünsellik içinde ele alarak, zahiri manalarına uygun düşecek şekilde yorumlamaktadır
 
*çünkü ona göre akli bilgiyle vahiy yoluyla elde edilen bilgi birbirine ters değil uyum içindedir
 
3-İrfani Te'vil:
 
*bu te'vil tarzı tasavvuf erbabının kalbine sezgi, keşf ve ilham yoluyla doğan bir bilgi türüdür
 
*bu da onların tedebbür, teemmül, tefekkürve tezekkür gibi kavramlarla ifade edilen manevi tecrübedir
 
*yani mutasavvıflar kuran okuyarak onun derin anlamları üzerinde düşünceye dalmak(tedebbür)
 
*dış dünyanın angajmanlarından(bağlantılar)olabildiğince sıyrılarak
 
*ilahi ve ezeli hakikatler üzerine yoğun biçimde kafa yormak(teemmül)
 
*eşyanın yaratılışı hikmeti üzerine düşünmek (tefekkür) surretiyle irfani te'vile varılır
 
*irfani te'vilin dayanağı olan sezgi, keşf ve ilham tamamen öznel(subjektif)dir
 
*bu nedenle başkalarına iletilemez ve aktarılamaz
 
Tefsir İle Te'vil Arasındaki Farklar
 
1-tefsir tevkifi/ilahi beyanlara, te'vil bireysel ictihadlara dayalıdır
 
2-tefsir lafzın gerçek anlamını ve konusunu beyan ederken, te'vil lafızlarda kastedilen anlamları ortaya koyar
 
3-tefsirde tek bir anlam, te'vilde ise birden çok anlam söz konusudur
 
4-tefisr hakikat yoluyla lafızların zahiri manalarını, te'vil ise onların içsel anlamlarını ortaya çıkarmaktadır
 
5-te'vil ekseriya semavi kitaplarda kullanılır, tefsir ise bu kitpalarda kullanıldığı gibi bunların dışındaki kitaplarda da kullanılmaktadır
 
*ne kadar te'vil ile tefsir arasında farklılıklar söylenmişsede günümüzde te'vil yerine de tefsir kavramı kullanılmaktadır
 
Tercüme
 
*kök itibariyle, dört harfli (rubai) terceme veya üç harfli (sülasi) receme fiilinden türemiştir
 
*tercüme kelimesi sözlükte; bir kelamı bir dilden başka bir dile çevirmek,
 
*bir sözü diğer bir dilde tefsir ve beyan etmek,
 
*bir lafzı kendisinin yerini tutacak başka bir lafızla değiştirmek gibi manalara gelir
 
*tercüme terim olarak; bir sözün manasını diğer bir lisanda dengi bir tabirle aynen ifade etmek demektir
 
*tercüman; bir sözü şifahen bir dilden başka bir dile çevirendir
 
*mütercim; herhangi bir dilde yazılmış bir metni yazılı olarak başka dile çeviren kimsedir
 
*mütercem ise arapçada ismi meful olduğu için tercüme edilmiş, bir dilden diğer dile çevrilmiş şey anlamına gelmektedir
 
*tercüme ayrıca bir sözü söylendiği ya da tercüme edildiği dilde tefsir etmek anlamına gelir
 
*abdullah bi abbas için tercümanu'l kuran tabirinin kullanılamsı bu sebebe dayanır
 
Tercüme Çeşitleri
 
1-lafzı tercüme; ile tercüme edilecek metindeki her kelimenin birer birer ele alınıp onun yerine geçebilecek diğer dildeki lafızların gözden geçirilerek yerine konulması şeklinde yapılan bir tercümedir
 
*bu tercüme asıl metnin anlamını zor aksettirmektedir
 
*onun için bu tercüme kuranı kerimde kullanımı son derece güç hatta imkansız görülen tercümedir
 
2-Tefsiri Tercüme; asıl dildeki kelimelerin tertibine ve nazmına bağlı kalmaksızın herhangi bir sözün anlamını bazı şerh ve izahlarla başka bir dile nakletmekten ibarettir
 
*bu tercümede önemli olan metindeki gaye ve maksatların güzel bir şekilde ifade edilebilmesidir
 
*tefsiri tercümede lafzı tercüme gibi nazmında ve tertibinde asla benzeme şartı yoktur
 
*bu özelliği sebebiyle günümüzde tercümelerde tefsiri tercüme yapılmaktadır
 
*kuranın hakkıyla tercümesinin yapılamayışının sebepleri şunlardır;
 
1-kuranın fesahatı,belagatı, üslubu bakımından olan icazı onun nazmı vasıtasıyla tecelli edilir tercüme ile bu nazım ortadan kalkınca kuranın icazından söz etmek mümkün olmayacaktır
 
2-kuranın nazmı onun çeşitli kıraatlarla okunmasına imkan sağlar kuranın tercümesi ise kıraat vecihlerine dolasıyla ortaya koyduğu nüktelere imkan vermemektir
 
3-arapçaya mahsus birtakım edatlar vardır halbuki bu edatlar çoğu dillerde bulunmamaktadır
 
4-kuranı kerimin mevcut nazmı, onun çeşitli şekillerde irab edilmesine (tahlil yapılmasına) imkan vermektedir tercümeyle bu durum ortadan kalkmaktadır
 
5-kuranda müteşabih ayetlerde bulunmaktadır bunların arpaça şekliyle anlaşılması zordur bu durumda ayetlerin tercümesini yapmanın daha da zor olduğu çok açıktır
 
Tefsir İle Tercüme Arasındaki Farklar
 
1-tercüme aslın yerine geçer ve artık asla ihtiyaç duyulmaztefsir ise aslın aynısı olmayıp açıklamasıdır
 
2-tercümede istidrat(daha fazla izah ve açıklama) mümkün değildirtefsirde ise istidrat yapmak caizdir
 
3-tercüme örf yönünden aslın bütün mana ve maksatlarına uygunluk manası taşırtefsir ise aslın bütün mana ve maksatlarına uygn olma manasını ihtiva etmez
 
4-tercüme söz konusu anlamları kastdettiğine dair güven duygusu vermelidirtefsir de ise müfessirin yanında birçok delil bulunursa karşı tarafta böyle bir güven duygusu oluşur
 
Meal
 
*bu kelime te'vil kavramı gibi evele kökünden türemiştir
 
*kavram olarak meal; bir sözün manasını tam olarak değilde biraz noksanıyla ifade etmek demektir
 
*kuran çevirilerine tercüme denilmeyip mahiyetine uygun olan meal denilmiştir
 
*kuranın tamamını içeren ilk meal italyan müsteşrik guidi'ye göre hicri 127 senesinde berberice olarak yazılmıştır
 
*kuranın tamamını içeren ilk meal buzurg b. şehriyar'a göre hicri 270 yılında hind diline çevrilmiştir
 
*zamanımıza ulaşan en eski meal farsça olarak samanoğulları emiri mansur b. nuh tarafından yaptırılmıştır bu meal iranda birçok defa bastırılmıştır
 
*ilk türkçe kuran mealleri 9. asırdna itibaren yapılmaya başlanmıştır
 
*batıda ise en eski kuran meali, latince olarak 1143 tarihinde hazırlanıp 1543 de isviçrede basılmıştır
 
*bildiğimiz kadarıyla çeşitli dünya dillerine yapılan kuran çevirelerinin sayısı şimdilik 159'dur
 
Müfessir
 
*bu kelime fesera sülasi kök fiilinden tefilün vezninden türetilmiş ismi faildir
 
*müfessir; tefsir eden açıklayan anlamını ifade etmektedir
 
*müfessir; kuranı başından sonuna kadar ayet ayet ele alıp belli bir yöntemle açıklamaya çalışan kişi demektir
 
Müfessirliğin Kriterleri
 
*müfessir olmanın bir takım kriterleri vardır
 
*süyuti bu konuda bilgi verirken müfessirde aranan ilk kriterin sağlam ve sahih inanç olduğunu söyler
 
*bu temel kriter dışında süyuti bir müfessirin kriterlerini şöyle sıralar
 
1-lügat2-nahiv3-sarf4-iştikak5-meani6-beyan7-bedii8-kıraat9-kelam10-fıkıh usulü11-esbab-ı nüzul12-nasih-mensuh13-fıkıh 14-hadis15-mevhibe(ilham)
 
*önemli islam bilgini ömer nasuhi bilmen de bu ilimlere-ahlak-psikoloji-sosyoloji-biyoloji-astronomi-coğrafya-tarih-siyer ilimlerini eklemiştir
 
*tefsirci öncelikle arap dili ile ilgili gerekli bilgiye sahip olmalıdır
 
*tefsirci aynı zamanda yeterli bir tarih bilgisi edinmelidir
 
*kuranın anlaşılmasında arapça dil bilgisi yanında tarihsel bilgi birikiminde önemli bir yeri vardır
 
Tefsirin Konusu, Gayesi Ve Önemi
 
*tefsirin konusu; kuran
 
*tefsirin gayesi; kuranın içerdiği yüce manaları ve hakikatleri araştırıp ortaya çıkarmak ve insanın bu hakikatlere göre bir hayat sürmesini sağlamaktır
 
*yani, yaratılış gayesine uygun hareket tarzları belirlemesi ve bir yol gösterici, bir mürşid, bir rehber olmadan insanın sırf aklı ve duygularıyla hareket etmesi mümkün değildir
 
*insanlığın ahlaki zaafiyet ve çöküşten kurtulması ve olgunlaşması kuran ile mümkündür
 
*tefsir ilmi, bir taraftan külli ilahi irşadları konu edinmesi, diğer taraftan da bu irşadların insanlığa takdimine hizmet etmesi sebebiyle büyük bir öneme sahiptir
 
Tefsirin Gerekliliği
 
1-kuranı kerim bütün ayetleri muhkem yani tefsire ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve anlaşılır nitelikte değildir
 
*bu özelliği sebebiyle kuranın tefsir edilmesi gereklidir
 
2-yüce Allah peygambere "ey peygamber sana rabbinden gönderileni tebliğ et eğer bunu yapmazsan onun elçilik görevini yerine getirmemiş olursun"(maide 67)
 
*sana kuranı gönderdik ki insanlara indireli onlara açıklayasın(nahl 44)
 
*bu ayetlerde ifade edildiği gibi kuran tefsir etmesini emretmiştir
 
3-kuran ilk muhataplarının terim olarak anlamını bilmedikleri kavramlara yeni mana ve mefhumlar yüklemiştir
 
*mesela salat kelimesi dua etmek, yalvarmak ve bağışlanma dilemek demekti
 
*ancak islamiyetten sonra namaz ibadetine isim oldu
 
*hicri ikinci asırda el vücuh ve'n-nezair adıyla müstakil bir ilmin ortaya çıkmasına zemin hazırlarken
 
*diğer taraftan söz konusu lafız ve kavramlarla ilgili olarak yapılması gereken semantik tahliller, kuran tefsirine olan ihtiyaç gündeme getirmiştir
 
4-kuran müminlerin şahsi ve toplumsal hayatlarını düzenlemek gayesiyle ibadat ve muamelat konularında hükümler koymuştur
 
*bu hükümleri ortaya çıkarmak yalnızca kuran metnini dilsel açıdan çözümlemekle mümkün değildir
 
*bu nedenle tefsir etmek gereklidir
 
5-kuranda mecaz, kinaye, istiare ve teşbih gibi edebi sanatların yer aldığı bir vakıadır
 
*tabii ki bu tarz ayetler söz konusu sanatları iyi bilenler tarafından tespit edilmelidir
 
*bu nedenle tefsir gereklidir
 
6-kuranı kerimde ayrıca bilimsel hakikatler içeren kevni(kozmolojik) ayetler bulunmaktadır
 
*bu nassları bilimsel keşiflerden istifade ederek tefsir etmek gerekmektedir
 
7-kuran uluhiyyet, nübüvvet, insan, ibadet ve ahiret gibi temel konuları da ihtiva etmektedir
 
*bununla birlikte, kuranın yer verdiği ikincil konuların hepsi bir tek külli mananın etrafında dönüp dolaşmaktadır
 
*o da insanları kendi hür iradeleriyle Allaha kulluğa çağırma olgusudur
 
*kuran muhataplarını hep teyakkuz durumunda tutmak için muhtevasındaki konuları iç içe bir tarzda anlatmıştır
 
*kuranın beşeri telif mantığına uymayan bu farklı beyan tarzının onun aslı gayesine uygun olarak tefsir etmek gerekir
 
8-herkes kendi anlayışına göre kurana mana verirse bir çok hatalar meydana gelir ve hakikatler kaybolur bu nedenle onun ehlince tefsiri yapılmalıdır
 
Tefsirde Öznellik
 
*öznellik özneye ait olmak, sübjektif hareket etmek demektir
 
*buna göre kurna tefsirinde öznellik, değişik sebeplerden dolayı nassların farklı biçimlerde algılanması ve yorumlanması anlamına gelir
 
Kurandan Kaynaklanan Öznellik
 
1-muhkem ayetlerin anlaşılması ve yorumunda herhangi bir problem söz konusu değildir
 
*ancak müteşabih ayetlerde antropomorfik(insan biçimci) ve sembolik dil kullanıldığı için onları anlamada bazı sıkıntılar bulunmaktadır
 
*bu yüzden müteşabihatin yorumlanmasında mutlaka başka nasslara ihtiyaç vardır
 
2-kuranı kerim gaybi ****fizik konulara da zaman zaman değinmektedir
 
*mesela ölüm, berzah(kabir alemi)ve ba's(yeniden dirilme) gibi
 
*kuranda bunlar anlatılırken kendine özgü üslup kullanılır
 
*anlatılanların muhataplar tarafından tecrübe edilme imkanı da olmadığı için, söz konusu nassların farklı yorumlanmaları mümkün olabilmektedir
 
3-kuran indirildiği dönemin arap toplumundaki bireysel ve toplumsal hayatla ilgili cevaplar, tespitler, öğütler, tavsiyeler, emir ve yasaklara yer vermiştir
 
*bu tür nasslarda yorumcunun farklı bir şekilde onların anlamasına ve te'vil etmesine yol açabilmektedir
 
4-esasen kuran, bütün insanlığa hitap eder
 
*bir başka ifadeyle kuran her muhatabı farklı bir açıdan kendisine çekmektedir
 
*kuranın hem lüzumu halinde sözün sahibine soramamaktan hem de üslubundna kaynaklanan sebeplerle öznel yorumlamalara açık bir metin olduğu söylenebilir
 
5-müfessirlerin farklı anlayışlara gitmesine yol açan önemli öznellik sebebi de kuranın farklı kıraatlerle okunmasıdır(71. sayfada 5. maddeyi okursanız bu maddede daha iyi bilgi sahibi olursunuz)
 
Müfessirlerden Kaynaklanan Öznellik
 
1-kuranı doğru yorumlamak için kendi kabiliyetine güvenen yorumcunun varlık hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacı vardır
 
*bu konuda yetersizlik müfessiri öznel tecrübe bakımından etkilemektedir
 
*doğal olarak bu da kuran yorumunda farklılığa yol açmaktadır
 
2-insanların farklı medeniyet, kültür, çevre ve ortamlarda sahip oldukları bilinç farklılığı da kuran yorumcusunun öznel anlayışında etkili bir unsur olarak görünmektedir
 
3-ilk dönemlerden itibaren kuran tefsirinde başlıca iki eğilim vardı
 
*bunlar nakli ve akli yaklaşımdır
 
*bu olgu farklı anlayışların ortaya çıkmasına
 
*çeşitli itikadi ve fıkhi mezheplerin doğmasına
 
*diğer taraftan da aynı mezhep içerisinde yer alan alimlerin farklı tercihlere yönelmelerine yol açmıştır
 
4-bilindiği gibi insan, olgular dünyasında yaşamaktadır
 
*yani insan bulunduğu dünyaya ve yaşadığı çevreye aittir
 
*bu sebeple içinde var olduğu anlam dünyasından koparak yorumda bulunamaz
 
*tarihte ortaya çıkan hemen her düşünce ekol ve grubu, kendi fikrini kurana onaylatmak için öncelikle ona başvurmuştur
 
*işte bu anlayış ve genel kabul kuranın anlaşılması ve yorumlanmasında öznel düşüncenin doğmasına yol açmıştır
 
5-islam düşünce tarihi boyunca çeşitli ilim dallarına mensup din bilginlerinin, kuran nasslarını yorumlama konusunda farklı bakış açısı benimsedikleri anlaşılmaktadır
 
*bu gruplar içerisinde kesinlikle kabul edilmeyecek nitelikte olanı, kuran nasslarının zahiri tarafını hiç dikkate almayarak ualnızca batıni yönüne itibar etmeye aşırı yorum denir
 
*bazı şii müfessirlerinin kendilerine düşman olan insanlardan kinaye olarak algılamaları
 
*ihvan-ı safa'nın cehennem azabını bilgisiz insanların bu dünyada çekmiş oldukları cehalet kaynaklı elem ve acılardan ibaret görmesi aşırı yoruma örnektir
 
*metinlerin gerçek anlamlarının zahirde değil batında saklı olduğunu ileri sürerek, tüm kuran nassları bu mantık doğrultusunda yorumlamaya çalışan batıniyye mezhebidir
 
*mesela batınniyye'nin özgün mezhep formu olan ismailiyye'ye göre namazın içsel anlamı, gerçekte imamla yani devlet başkanı ile bütünleşmektir
 
*zamanının imamından yana şüphesi olan kimsenin kesinlikle namazı kabul değildir
 
*aynı zamanda oruç da zahir ehli arasında susmak, sırları onlardan saklı tutmak gibi anlamlar vermiştir
 
Tefsirin Diğer İslami İlimlerle İlişkisi
 
*islami ilimler, müslümanların kuran anlamak üzere geliştirmiş oldukları dini ilimlerdir
 
*bunlar tefsir, hadis, fıkıh, kelam, siyer, tarih ve ahlak ilminden ibarettir
 
*bütün bu ilimlerin kaynağı kurandır
 
*en önemli görevi üstlenen tefsir ilmidir
 
*tefsir kelam ve fıkıh ilminede malzeme sağlamıştır
 
*tefsir dilsel ve tarihsel incelemesinden çıkardığı sonuçları ele alıp yorumlar
 
*kelam müslümanlara Allah, ahlak, siyaset vb. alanlarda hükümler üretir
 
*fıkıh kitap, sünnet ve icma gibi kaynaklardan kıyas yoluyla elde ettiği neticeleri müslümanlara sunmaktadır
 
*tefsir ne kadar sözü edilen bu iki ilim dalı için malzeme temin etmiş olsa da normatif (kural oluşturan) bir yapıya sahip olmadığı için hiçbir zaman kural koymamıştır