Giyilebilir teknolojiler, insanların üzerinde taşıyıp giyebildikleri
elektronik veya bilgisayar temelli teknolojilerdir.
Giyilebilir teknolojiler, taşınabilir teknolojilerin
günümüzde geldiği son noktadır!
Taşınmanın da ötesinde sürekli üzerimizde olan ve
kelimenin tam anlamıyla giyip dolaştığımız bu
teknolojiler için şimdilik taşınabilir teknolojilerde
gelinen son nokta demek yanlış olmayacaktır.
Bu bağlamda, eskiden veri bankası olarak bileğimize taktığımız
saatlerden, bileğe takılabilecek şekilde ufaltılmış
bilgisayar sistemlerine kadar her şey giyilebilir teknoloji
tanımına dâhil edilebilir. Ancak bu ilk örnekleri ile gü-
nümüz giyilebilir teknolojilerini karşılaştırdığımızda, ilk
örnekler işlevleri açısından ilkel olarak değerlendirilebilir.
Günümüz giyilebilir teknolojileri, temel olarak üzerindeki algılayıcı
sensörlerle veri topluyor ve bu verileri kullanarak
bizlere basit ve bazen de gelişmiş geribildirimler sağlıyorlar.
Bu algılayıcılar teknolojiye göre değişiklik gösterse de genel olarak;
jiroskop, ivme ölçer, yer çekimi algılayıcısı, ışık algılayıcısı ve benzeri
algılayıcılar olarak bu teknolojilerde yer alıyorlar.
Giyilebilir teknolojilerin, akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar veya
tabletlerin yaptığı birçok temel işlevi yerine getirdiği söylenebilir. Ancak
günümüz gelişen teknolojisiyle birlikte, bazı durumlarda giyilebilir
teknolojilerin kendilerinden önceki tüm taşınabilir teknolojilere fark attığını
da kabul etmek gerekir. Çünkü giyilebilir teknolojiler, diğer teknolojilerde
bulunmayan bir takım algılama ve tarama, iz sürme işlevlerini
gerçekleştirmek üzere tasarımlanan yapılarının gereği olarak daha
karmaşıktır. Bu algılama ve tarama işlevlerini yerine getirerek bir yandan
kullanıcılara biyo-geribildirim sağlarken, aynı zamanda da
kullanıcının fizyolojik takibini gerçekleştirir, verileri kaydeder ve gerektiğinde
kullanıcıya uyarı ve öneriler sağlar.
Genelde, günümüz giyilebilir teknolojilerinin temel
işlevlerinden biri de iletişimi sağlamak ve kullanıcılara
gerçek zamanlı verilere, bilgilere erişim olanağı sağlamaktır.
Bu teknolojiler veri girişine olanak tanıdıkları için, yerel depolama
aracı olarak da kullanıcıya hizmet verebilirler.
Başlıca giyilebilir teknolojiler arasında;
saatler, gözlükler, kontakt lensler, e-tekstiller ve akıllı kumaşlar,
saç veya kafa bantları, kep veya bereler, yüzük, bilezik gibi takılar,
küpe şeklinde tasarımlanmış işitme cihazları örnek olarak gösterilebilir.
Her ne kadar giyilebilir teknolojiler kullanıcıların kolaylıkla
üzerine giydiği veya taktığı ve aynı şekilde
çıkarabildiği nesnelerle ilişkilendirilse de bu teknolojilerin
vücuda yerleştirilen (implant) türleri de hayatımızda yer almaya başlamıştır.
Örneğin, mikroçipler veya akıllı dövmeler, günümüzde bu
anlamda kullanıcıların tercihleri arasında yer almaya başlayan
teknolojiler olarak gösterilmektedir.
Teknolojinin türü nasıl olursa olsun, sonuç olarak
giyilebilir teknolojiler farklı amaçlara yönelik olarak
vücut üzerindeki elektronik ortamlara veya bilgisayar
sistemlerine sürekli, kesintisiz, esnek, taşınabilir ve
en önemlisi el değmeden erişim sağlamayı amaçlamaktadır.
Giyilebilir teknolojilerin kullanım alanlarını sadece iletişim ve
sağlıklı yaşam alanlarına indirgemek haksızlık olacaktır.
Bu yeni teknolojiler hâlihazırda bir çok alanı etkilemeye başlamıştır.
Bu alanlar; sağlık, kişisel bakım, sağlıklı yaşam, yaşlanma,
bedensel engeller, eğitim, ulaşım, girişimcilik, finans, oyun ve
müzik olarak sıralanabilir.
Giyilebilir teknolojilerin amacı,
bu alanların her birine işlevsel ve taşınabilir bir şekilde elektronik
ve bilgisayar sistemlerini entegre etmektir.
Bu teknolojiler pazarda yer almadan önce,
genel olarak askerî ve sağlık sektörünün amaçları
doğrultusunda geliştirilip kullanılmaktaydı.
Giyilebilir teknolojiler de tıpkı akıllı telefonlar gibi,
sensörlerinin yeterli olduğu ölçüde çevredeki her
türlü durumu ve değişikliği takip etmektedir.
Örneğin jiroskop hangi eksende hareket ettiğimizi takip
ederken, ivme ölçer ve yer çekimi sensörleri hangi
yöne doğru gittiğimizi takip etmektedir.
Işık sensörü ise ortamdaki ışığın miktarını değerlendirerek,
nasıl bir ortamda bulunduğumuzu algılamaya çalışmaktadır.
Sonuç olarak, akşam saatlerinde karanlık bir ortamda uzun
süre hareketsiz kalındığında, sensörler kullanıcının uyuduğunu
düşünerek buna yönelik bir geribildirimde bulunabilmektedir.
Günümüzde, giyilebilir teknolojilerin potansiyel
kullanım alanları geliştikçe ve genişledikçe, göz önüne
alınması gereken önemli bir konu da bu teknolojilerin
yakın gelecekte kültürel ve sosyolojik olarak ortaya
çıkarabileceği etkilerdir. Hâlihazırda yoğun olarak
kullanmakta olduğumuz taşınabilir teknolojileri ve bunların
satın alma alışkanlıklarımızı, yaşam şekillerimizi ve
sosyalleşme gibi ihtiyaçlarımızı nasıl etkilediğini ve
değiştirdiğini düşünürsek giyilebilir teknolojiler konusunda da
bu hazırlığı şimdiden düşünmek ve belki de
bazı konularda deneyimlerimizden yararlanarak önlemler
almak çok da kötümser bir yaklaşım olmayacaktır.
Akıllı Saatler:
Giyilebilir teknolojilerin en yaygın olanlarından biri de akıllı saatlerdir.
Android, IOS, Windows gibi işletim sistemine sahip olan akıllı
telefonlar ile eşleştirilebilen (senkronizasyon) akıllı saatler,
telefona ulaşmaya gerek kalmadan bir çok uygulamanın çalıştırılabileceği
yeni nesil kol saatleridir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta da, sahip olduğunuz bir akıllı
saatin, sahip olduğunuz herhangi bir akıllı telefonla eşleştirilemeyebileceği
gerçeğidir. Dolayısıyla piyasada bazı model saatler yalnızca
bazı model telefonlarla birlikte kullanılabilmektedir.
Yeni nesil bazı modeller, üzerlerinde bulunan
sim kart yuvasına kayıtlı bir kart yerleştirilmesi durumunda herhangi
bir eşleştirmeye gerek kalmadan çağrıları doğrudan alıp
yine doğrudan aramalar yapabilmektedir.
Bu saatler yukarıda belirtilen kişisel sağlık ve form
tutma gibi işlevlerinin yanında; telefona gelen çağ-
rıları, metin mesajlarını, e-postaları, sosyal medya
paylaşımlarını alabilir ve aynı şekilde bunlara cevap
verebilir. Yol bilgisi, hava durumu gibi ihtiyacınız
olan bilgileri güncel olarak sağlayabilir. Saatin ekranı
kişilerin tercihlerine göre kişiselleştirilerek kullanılabilir.
Akıllı saatler ve onun bir benzeri olan akıllı
bileklikler, özellikle spor yapan kullanıcıların ilgi
alanına girmektedir. Saat veya bileklikler kullanı-
cılara ne kadar hareket ettikleri, ne kadar kalori
yaktıkları gibi konularda geribildirim sağlamaktadır.
Öte yandan, hareketsiz kalındığında veya belirli
bir zaman geçtiğinde, kullanıcıya hareket etmesi
gerektiği hatırlatılmaktadır. Ancak, akıllı saat
veya bilekliklerin çoğu, düz yürüyüşler haricindeki
etkinlikler için çoğu zaman doğru ölçümler yapamayabilir.
Çünkü mevcut teknoloji, henüz yapılan
sporun cinsini ayırt edecek ve ona göre geribildirim
verecek düzeyde değildir.
Akıllı Gözlükler:
Akıllı gözlükler, adından da anlaşılacağı gibi,
gözlük şeklindeki giyilebilir bilgisayarlardır.
Günümüz gelişmiş akıllı gözlükleri ses
ile kontrol edilebildiği gibi, aynı zamanda cihazın
kenarındaki dokunmatik alan aracılığı ile de kontrol
edilebilir. Akıllı gözlükleri kullanarak üzerindeki
kamera ile fotoğraf ve video çekebilir, bunları
yine cihaz üzerinden İnternete bağlanarak farklı
ortamlarda paylaşabilirsiniz.
Bu tür gözlüklerin önemli özelliklerinden biri de,
ihtiyaç duyduğunuzda size bir navigasyon aracı olarak
yardımcı olabilmesidir. Kullanıcının görüş açısı ve gördüğü
her şey gözlüğe bir veri olarak girdi sağlar ve sonuç olarak işlenen
veriler kullanıcıya uyarılar, bilgiler veya yeni veriler
olarak geri döner. Bazı uzmanlara göre, taşınabilir
teknolojilerin bu yeni türü, telefon gibi diğer bazı
taşınabilir teknolojileri kullanıcıların elinden bıraktırabilecektir.
Şüphesiz, on yıl gibi yakın bir gelecekte şu an
hayatımızda var olan taşınabilir teknolojiler oldukça
değişmiş ve yeni bir çok teknoloji ortaya çıkmış
olacaktır. Uzmanlar, giyilebilir teknolojilerin ve bu
alandaki gelişmelerin, taşınabilir teknolojilerin geleceğini
oluşturacağını, giyilebilir teknolojiler konusundaki
gelişmelerin hızla devam edeceğini ifade
etmektedir. Aslında, 10 yıl gibi bir süre görece kısa
bir zaman dilimidir.
Ancak taşınabilir teknolojiler ve bu alandaki mevcut gelişmeler
düşünüldüğünde, on yıl gibi kısa bir süre içinde çok fazla değişim
ve gelişmenin olacağını beklemek mümkündür.
Taşınabilir teknoloji alanındaki en yoğun gelişmelerin, yakın gelecekte giyilebilir
teknolojilerde gerçekleşeceği ve bu teknolojilerin, şu an hayatımızdaki bazı
taşınabilir teknolojileri ve uygulamaları gölgede bırakacağı tahmin edilmektedir.
On yıldan daha kısa bir süre önce önemli bir telefon markası
ilk akıllı telefonu pazarda tanıttığında, diğer telefonlar kısa sürede
demode olmuştu. Aynı zaman diliminde, taşınabilir teknoloji
uygulamaları veya bulut teknolojisi henüz keşfedilmemiş
alanlardı.
Şu an hayatımızda çok önemli yerlere sahip olan sosyal
paylaşım alanları henüz yoktu. WhatsApp hayatımızda yerini
almamıştı bile. Sık sık tweetler atamıyor, sosyal medyada paylaşımlar
ve beğeniler yapamıyor, yer bildiriminde bulunamıyorduk.
Kısacası, bugünkü iletişim kurma ve paylaşma şeklimizin, o zamanki
iletişim kurma ve paylaşma şeklimiz ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktu!
O hâlde özellikle teknoloji ve teknolojiye bağlı yaşam şeklimizin
bir on yıl sonra bir çok açıdan değişebileceğini düşünmek hayalcilik
olmayacaktır.
Bilgi ve iletişim teknolojisi alanındaki uzmanlar,
geleceğin taşınabilir teknolojilerinin çok uzun süre
dayanan bataryaları ve esnek (belki de sanal) ekran
formatlarıyla çok daha güçlü olacağı konusunda birleşmektedir.
Ses ve ses tanıma özelliğinin kullanıcıların en sık kullandığı
veri girişi özelliği olacağı, mikrofon ve kulaklıkların da;
deri, tırnak ojesi veya diş dolgusu içinde yer alabileceği ifade edilmektedir.
Geleceğin potansiyel giyilebilir teknolojileri arasında;
telefonunuzu şarj edecek solar kıyafetler, eşyalarınızın ve
kullandığınız teknolojilerin yerini takip edebileceğiniz izleme aygıtları,
dâhili navigasyon sistemli bisiklet veya motosiklet kaskları yerlerini alacaklardır.
Benzer şekilde, günlük yaşamda koşarken yürürken veya
spor yaparken tehlikeli hareketlerinizi ya da sağlığınızla ilgili bir tehdidi belirleyip sizi bilgilendirebilecek çoraplar, kalp atışınızı izleyip kontrol
edecek ve gerektiğinde sizi uyaracak iç çamaşırları,
kendi görünüşünü (renk, desen gibi) düzenleyip değiştirebilecek
elbiseler ve bunlara benzer daha pek çok şey hayatımızın
vazgeçilmezleri arasında yerlerini alacaktır.
Yakın gelecekte, cebimizde veya üzerimizde bir yerlerde
akıllı telefonumuzu taşıma alışkanlığımız ve bu konudaki korkularımızın (nomofobia)
yerini başka alışkanlık ve endişelere bırakacağı söyleniyor.
Bunun göstergelerinin hâli hazırda mevcut olduğunu da söylemek mümkündür.
Çünkü etrafımızda yaygın giyilebilir teknolojiler olan saatler ve
gözlükler sıkça görülmeye, raflarda artmaya başladılar bile.
Bu teknolojilerin yakın bir gelecekte form değiştireceğini ve
vücudun farklı bölümlerinde, dövmelerde veya kıyafetlerin
düğmelerinde yer alacağını düşünmek abartı olmayacaktır.