İnsanların Sorumluluğu, İrade Hürriyeti ve Kader

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Kur’an’da Allah’ın insanları güçleri ölçüsünde sorumlu ve yükümlü kıldığı
açıkça belirtilmiş ve üstesinden gelemeyecekleri yükümlülükleri onlara
yüklemediği ısrarla vurgulanmıştır (el-Bakara 2/233, 286; el-En’âm 6/152).

Dînî ve dünyevî yükümlülüklerine dair fiiller de her zaman insana nispet
edilmiş ve bu fiillerin sonuçlarına katlanması gerektiği bildirilerek
karşılığında hem dünyada, hem de ahirette mükâfat veya ceza görecekleri
bildirilmiştir. Ayrıca iman veya inkâr etmek, itaat veya isyanda bulunmak,
iyilik yahut kötülük yapmak gibi fiillerin failinin, insanların kendileri olduğu
sıkça ifade edilmiştir. Bu fiilleri gerçekleştirme gücünden yoksun olmaları
halinde sorumlu tutulmaları zulüm olur ve adalet mantığıyla bağdaşmaz.
Hâlbuki ilgili ayetlerde Allah’ın insanlara asla zulmetmediği ve aklın
gösterdiği yoldan gitmemek suretiyle kendilerine yine kendilerinin zulmettiği
açıklanmıştır.

Bu açıklamalara göre insanlar fiillerinin failidirler ve bundan dolayı da
sorumludurlar. Sorumluluktan kaçmak için yapıp ettiklerini kaderin
kendilerini zorlamasına bağlayamazlar ve sorumluluktan kurtulamazlar.

Nitekim Allah’tan başka tanrılar bulunduğuna inanan müşriklerin bu
şekildeki bir inancı benimseyip putlara tapmalarını Allah’ın iradesine
bağlamaları, bilgi temelinden yoksun bulunduğu, dolaysıyla böyle bir inancın
kesinlikle yanlış olduğu açıkça belirtilip reddedilmiştir (el-En’âm 6/148; enNahl
16/35). Çünkü insanlar kendi istekleriye kendileri açısından tercihlerini
kendileri belirlerler. Bu durum Allah’ın ilim, irade ve yaratma sıfatlarının
yetkinliğini hiçbir şekilde ortadan kaldıramaz.