İman Arap dilinde çok değişik manalara gelir. Bunların öne çıkarılması
gerekenleri ise “Emniyet ve güven içinde bulunmak, ikrar etmek, kabul
etmek, emin kılmak, sükûna kavuşmak, kalben müsterih olmak, vicdani
güven duymak ve iç aydınlığı hissetmek” gibi anlamlardır. Bu anlam
zenginliğinden de anlaşılacağı gibi imanın ne olduğu veya ne olması
gerektiği hususunu bir çırpıda tanımlamak zor görünmektedir.
Arapçada sağlamlaştırmak, kesin karar vermek ve tasdik etmek anlamına
gelen itikad da iman karşılığı kullanılmaktadır.
İslam düşüncesinde bir terim olarak iman “Hz. Peygamberin vahiy
yoluyla getirdiği tüm hususlarda tereddütsüz tasdik etmek ve getirdiklerine
inanmak” demektir. “Allah’tan alıp din adına tebliğ ettikleri kesin inanç
ilkelerinde peygamberleri tasdik etmek ve onlara inanmak” şeklinde de tarif
edilmektedir. Bu inancı benimseyen kişiye mü’min dendiği gibi, inancın
gereklerini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişiye de Müslim denir. Bunun
Farsça’dan geçen çoğul ifadesine de Müslüman denir.
Allah’ın güzel isimlerinden (esmâ-i hüsnâ) olan el-Mü’min bu anlamıyla
O’nun peygamberlerine indirdiği vahye tabi olan kişilere verilmiş olmaktadır.
Bu anlamda mümin olanların Allah’ın güzel isminin anlamını her zaman
taşıma sorumluluğu vardır.