1. Cumanın önemi ve fazileti: Cuma Müslümanların haftalık bayram
günüdür, bu mübarek günde Müslümanlar mâbetlerde toplanır, okunacak
hutbeleri can kulağıyla dinleyip bunlardan feyz alır, bilgilerini artırırlar.
Hep birlikte cuma namazını kılarlar, namazdan sonra birbirlerinin hal ve
hatırlarını sorarlar ve tekrar normal günlük işlerine dönerler. Hz.
Peygamber’den cuma günü ve cuma namazının fazileti hakkında pek çok
hadis nakledilmiştir (Buhârî, “Cumu’a”, 3, 6, 19; Müslim, “Cumu’a”, 15).
Cuma günü, beden temizliği yapmak, boy abdesti almak, güzel ve temiz
elbiseler giymek, başka şeylerle uğraşmayıp erkence camiye gitmek,
tahiyyetü’l-mescid olmak üzere iki rek‘at namaz kılmak, Kehf sûresini
okumak veya dinlemek müstehaptır.
2. İlk Cuma namazı: Hz. Peygamber hicretleri esnasında Medine
yakınlarında, Sâlim b. Avf yurdunda “Rânûnâ” denilen vadi içersinde
bulunan “Benî Sâlim namazgâhı”nda ilk cuma hutbesini okumuş ve ilk
cuma namazını kıldırmıştır.
3. Cuma namazının hükmü: Şartlarını taşıyan kimseler için cuma namazı
farz-ı ayındır ve iki rek‘attır. Bu namazın farz olduğu Kitap, Sünnet ve
icma ile sabittir. “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığı (ezan
okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın.
Bilesiniz ki bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca yeryüzüne
dağılın, Allah’ın lûtfundan isteyin, Allah’ı çok zikredin; umulur ki
kurtuluşa erersiniz.” (el-Cumu’a 62/9-10) ayeti, bu namazının farz
olduğunu gösterir. Peygamber Efendimiz de, cuma namazının farz
olduğunu bildirmiştir (Müslim, “Cumu’a”, 40; Ebû Dâvûd, “Salât”, 204;
Tirmizî, “Cumu’a”, 4). İslâm bilginleri cuma namazının farz olduğunda
görüş birliği içindedirler. Cuma namazının diğer namazlardaki şartlardan
başka kendisine ait bazı özel şartları vardır. Bu şartlardan bir kısmı
cumanın bir kimseye farz olmasının şartlarıdır, diğerleri ise cumanın
sahih ve muteber olmasının şartlarıdır.