Sözlükte, bir şeyi su ile yıkama ve yıkanma anlamına gelen gusül, fıkıh
terimi olark, bütün vücudun temiz su ile yıkanması şeklinde yapılan hükmi
temizlik işlemini ifade eder. Türkçe’de guslü anlatmak için daha çok “boy
abdesti” tabiri kullanılır. Daha önce de ifade edildiği üzere, fıkıhta abdeste
küçük temizlik, abdest almayı gerektiren hallere küçük kirlilik (hades-i asgar),
gusle büyük temizlik, guslü gerektiren hallere ise büyük kirlilik (hades-i
ekber) denilir.
Büyük ve hükmi kirliliği ortadan kaldıran gusül dinen farzdır. Kur’ân’da
konuyla ilgili olarak şöyle buyurulmuştur: “Eğer cünüp iseniz iyice
temizlenin” (el-Mâide, 5/56), “…Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan
uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın…” (el-Bakara, 2/222),
“Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp
iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın…”
(en-Nisâ, 4/43). Hz. Peygamber’in de gusülle ilgili pek çok hadisi vardır
(Buharî, “Gusül”, 28; Müslim, “Hayz”, 87, 88).
Aslında hükmi temizlik vasıtası olan guslün maddi temzilik yönü ve
sağlık açısından önemli faydaları da bulunmaktadır. İslâm medeniyetinin ve
Müslüman milletlerin bir özelliği olan gusül, cünüplük halinin vücutta yol
açtığı yorgunluk ve gevşekliği giderir, bedende yeni bir denge kurar, kan
dolaşımını düzenler, kişiyi hükmi kirilik sıkıntısından kurtararak ibadete
hazırlar.