Hac ve umrede ihram veya Harem sebebiyle uzak durulması gereken bir fiilin işlenmesine cinâyet denir.
Bu manada herhangi bir cinâyet işleyen, bu günahından dolayı tövbe edip Allah’tan af dilemenin yanında ayrıca ceza veya keffâret olarak nitelenen bazı sorumluluklarla da karşı karşıya kalır.
Hangi davranışların hangi cezaları gerektirdiği fıkıh kitaplarında genişçe
anlatılır. Biz burada bu tür cinâyetler karşısında doğan sorumlulukları ve
bunları doğuran bazı misalleri açıklamakla yetineceğiz.
1. Haccın veya umrenin bozulması:
Cinsel ilişki yasağının hacda Arafat vakfesinden önce, umrede tavaftan önce ihlal edilmesi hac veya umrenin bozulmasına sebep olur. Bu durumda hac veya umre fiillerine –sanki bozulmamış gibi- devam edilmesi gerekir.
Bozulan hac veya umre daha sonra kazâ edilir. Ayrıca ceza olarak bir küçükbaş hayvan (koyun veya keçi) kurban edilir.
2. Bedene:
Büyük baş hayvan yani deve ve sığır anlamında kullanılır.
Hac için ihramda olan şahıs, cinsel ilişki yasağını Arafat vakfesinden sonra
tıraş olarak ihramdan çıkmadan önce ihlal ederse haccı bozulmaz fakat
bunun cezası olarak bir bedene kurban etmesi gerekir.
Ziyaret tavafını cünüp olarak veya âdet halinde (kadınlar için) yapan kimse de eğer bu tavafı yeniden yapmazsa ceza olarak bir bedene kurban eder. Tavafı usûlüne göre yeniden yaparsa bu ceza düşer.
3. Dem:
Küçükbaş hayvan yani koyun ve keçi anlamında kullanılır.
Tıraş olup ihramdan çıktıktan sonra fakat ziyaret tavafını yapmadan önce cinsel ilişkide bulunan kişi keffâret olarak bir küçük baş hayvan kurban eder.
Umre tavafının en azından dört şavtını yaptıktan sonra henüz ihramdan
çıkmadan cinsel ilişkide bulunan kimse umresini tamamlar ve keffâret
olarak bir küçük baş hayvan kurban eder.
İhram esnasında giymemesi gereken elbiseyi en az bir gündüz veya gece süresince giyen, bu kadar süre başını veya yüzünü örten erkekler ile yine bu kadar süre yüzünü örten kadınlar ceza olarak bir dem kurban ederler.
Başın ve sakalın en az dörtte birini tıraş etmenin, bir el veya ayak tırnaklarını kesmenin, vücudun en azından bir organına güzel koku (esans, parfüm v.s.) sürmenin, ziyaret tavafını abdestsiz, kudûm veya veda tavafını cünüp halde yapmanın cezası da demdir.
Bu tavaflar usûlüne uygun olarak yeniden yapılırsa cezası düşer.
Giyim-kuşam, güzel koku, vücut bakımı ile ilgili olup cezası dem olan
ihram yasaklarından birini hastalık, üşüme, baş ağrısı, yaralanma gibi geçerli bir mazeret sebebiyle ihlal eden kişi isterse kurban keser, isterse altı fakire birer sadaka verir ve isterse de üç gün oruç tutar.
4. Sadaka:
Bir miktardan söz edilmediği zaman fakire bir fitre kadar ödeme
sorumluluğunu ifade der.
Giymemesi gereken elbiseyi bir gün veya geceden daha az süre ile giyen ya da bu kadar süre başını veya yüzünü örten erkekler ile yine bu kadar süre yüzünü örten kadınların ceza olarak sadaka vermesi gerekir. Bir el veya ayağın tırnaklarının tamamı değil de bazıları kesilmişse her bir tırnak için bir sadaka verilir.
Giyim-kuşam, güzel koku, vücut bakımı ile ilgili olup cezası sadaka olan
ihram yasaklarından birini yukarıdaki gibi geçerli bir mazeret sebebiyle ihlal eden kişi isterse bir sadaka verir, isterse bir gün oruç tutar.
Bazı küçük cinayetler, bir fitre miktarını da bulmayan sadaka verilmesini gerektirir. Mesela bir çekirge öldürmenin cezası bu tür bir sadakadır.
5. Oruç:
Bazı cinayetlere karşılık olarak doğan bir sorumluluktur.
Bu sorumluluğu doğuran sebeplerden ikisi dem ve sadaka meselesinde
alternatif olarak açıklandı. Av yasağı ihlalinden doğan oruç sorumluluğu
da yine alternatif olarak “Kurban” başlığı altında anlatıldı.
6. Tazmin:
Av yasağı ihlallerinde avlanan hayvanın değeri tespit edilerek
fakirlere ödeme yapılır.
Ceza kurbanları ve sadakalardan sadece fakirler istifade eder.
Kırân haccına niyet ederek ihrama giren şahıs, hem umreyi hem haccı ilglendiren yasak ihlallerinde her ikisi için ayrı ayrı ceza ödemek durumundadır.