Arapça 4 - Ünite 4 - Mukarabe, Recâ ve Şurû Fiilleri - Konu Anlatımı

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Mukārabe, Recâ ve Şurû Fiilleri

Arapçada birtakım yardımcı fiiller vardır. Bunlar, isim cümlesinin başına geçerek mübtedâ ve haberin hem adını hem de i‘râbını değiştirirler. Şu üç grup fiil de bu yardımcı fiillerdendir.

1. Bir eylemin yaklaştığını ifade edenler.
2. Umut bildirenler
3. Başlama ifade edenler.

Bu fiillere yardımcı fiiller denmesi, isim cümlesinin başına gelerek mübtedâ (özne) ve habere (yüklem) ihtiyaç duymaları sebebiyledir. Meselâ الوَلَدُ يَسْقُ ط (Çocuk düşüyor) cümlesinde الوَلَدُ mübtedâ, يَسْقُطُ da haberdir. Bunun başına كَادَ yi getirdiğimizde cümle كَادَ الوَلَدُ يَسْقُطُ (Çocuk az kaldı düşüyordu) şeklinde olmakta ve cümle yaklaşma ifade etmektedir.

Türkçede ise yaklaşma fiilleri, bileşik fiiller içerisinde ele alınır. “İlk fiildeki eylemin meydana gelmesi için az kaldığını ifade eden fiiller” şeklinde tarif edilir. Anlamı değişikliğe uğrayacak fiilin istek kipi geniş zamanı üçüncü tekil şahsından sonra “yaz” getirmek suretiyle teşkil olunur.

“Düşeyazdı, ağlıyayazdı, kırayazdı” gibi. Ancak yazı dilinde “yaz” ekli fiil yerine daha çok “az daha, az kaldı” vb. ifadeler kullanılır.

Örnekler:
Çocuk az kaldı düşüyordu. ( (كادَ الوَلَدُ يَسْقُطُ
Çocuk az daha ağlayacaktı. ( (كَادَ الوَلَدُ يَبْكِي
Çocuk az daha camı kırıyordu. ( (كَادَ الوَلَدُ يَكْسِرُ الزُّجَاجَ
Diğer iki fiil grubu olan umut ve başlama fiilleri ise Türkçe’deki
karşılıklarıyla tercüme edilmektedir. Örnekler:
Umarım hasta iyileşir. ( (عَسَى الْمَرِيضُ أَنْ يَبْرَ أَ
Öğrenci okumaya başladı. ( (أَخَذَ الطَّالِبُ

Mukarebe, Reca ve  Şuru Filleri  Dil  Bilgisi

Arapçada kısaca mukârabe fiilleri ya da كَادَ vb. adı verilen fiil grupları vardır. Bunlar كَانَ vb.ne benzemektedirler ve aynen كَانَ gibi isim cümlesinin başına gelerek, mübtedâ ve haberde hem isim hem de irâb yönünden değişiklik yaparlar. İsim cümlesinin mübtedâsı bu fiillerin ismi olarak merfû, haberi de bunların haberi olarak mansûb olur. Aradaki fark ise كَانَ nin haberi isim ya da fiil şeklinde gelebilirken, bunların haberleri dâima muzâri fiilden oluşan bir fiil cümlesi olmak zorundadır. Ve haberleri dâima كَادَ vb.nden sonra gelir.

Bu fiiller üçe ayrılmaktadır:

1. Yaklaşma fiilleri. ( (أَفْعَالُ الْمُقَارَبَةِ
2. Umut fiilleri. ( (أَفْعَالُ الرَّجَاءِ
3. Başlama fiilleri. ( (أَفْعَالُ الشُّرُوعِ

1. Yaklaşma Fiilleri

Bunlar bir işin meydana gelmesinin yaklaştığını ifade ederler. Türkçeye “  eyazdı, az kalsın…, az daha…, neredeyse…, mek üzereydi” vb. şekillerde tercüme edilirler.

Yaklaşma fiilleri üç tanedir :

كَادَ  كَرَبَ  أَ وشَ ك

: كَادَ

Bu fiilin hem mâzî hem de muzârisi ( يَكَادُ ) kullanılır. Çekimli olarak da kullanılmaktadırlar. Mâzî ve muzâri çekimi خَافَ  يَخَا ف fiili gibidir. Haberinin başında أَنْ pek bulunmaz. كَادَ حَسنٌ يَبْكِي. Hasan az kaldı ağlayacaktı.

Burada حَسنٌ lafzı كَادَ nin ismi olarak merfû, يَبْكِي fiili de gizli bulunan fâili  هو) ) ile birlikte onun haberidir ve cümlede mahallen (bulunduğu yer itibariyle) mansûbtur.

كَادَتِ الشَّمْسُ تَغْرُبُ . Güneş neredeyse batmıştı. Bu cümlede الشَّمْسُ lafzı müennes olduğu için كَادَتِ fiili de müennes olarak gelmiştir. كَادُوا يَفُوزُونَ فِي المسَُابَقةِ . Yarışmada az daha kazanıyorlardı.

Bu cümlede كَادُوا fiili çekimli olarak gelmiştir. Fiilin ismi sonundaki merfû muttasıl zamir olan cemi (çoğul) vâvı ( و) , haberi de يَفُوزُونَ fiil cümlesidir. كَادَ nin ismi çoğul olduğu için haberinde gelen muzâri fiil de çoğul olarak gelmiştir.

كِدْتُ أَسْقُطُ . Az kalsın düşecektim. كِدْنَا نَمًوتُ مِنْ فَرْطِ التَّعَبِ . Aşırı yorgunluktan neredeyse ölecektik. كَادُوا يَسْقُ طُونَ مِنَ الجِدَارِ . Az kalsın duvardan düşeceklerdi. Yukarıdaki üç cümleden ilkinde كَادَ nin ismi sonundaki merfû muttasıl zamir olan tâ ( تُ) zamiri, ikincisinde nâ ( نَا ) zamiri ve üçüncüsünde de çoğul vâvı ( و) dır. Haberleri ise kendilerinden sonraki fiil cümleleridir.
يَكَادُ المَطَرُ يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاء. Neredeyse/Hemen hemen yağmur yağmak üzere. Bu cümlede ise كَادَ nin muzârisi kullanılmıştır.

: كَرَبَ Bu fiil çekimsiz olarak sadece كَرَبَ şeklinde kullanılmaktadır. Muzârisi de kullanılmaz. Bunun da haberinin başında çoğunlukla أَنْ pek bulunmaz. Pratikte pek kullanılmadığı için bununla ilgili sadece bir örnekle yetineceğiz. كَرَبَ الْمَاءُ يَجْمُدُ . Su donmak üzere.

: أَوْشَكَ  Bu fiilin hem mâzî hem de muzârisi ( يُوشِكُ ) kullanılır. Haberinin başında çoğunlukla أَنْ bulunur.

أَوْشَكَ الْمُتَسَابِقُ أَنْ يَفُوزَ . Yarışmacı az daha kazanacaktı.

أَوْشَكَتْ خَدِيجَةُ أنْ تَصِلَ . Hatice gelmek üzere.

أَوْشَكَ الْوَلَدُ أَنْ يَسْقُطَ مِنَ الشُّرْفَةِ . Çocuk az kalsın balkondan düşecekti.

يُوشِكُ عُثْمَانُ أَنْ يَحْصُلَ على الجَائزةِ . Osman neredeyse ödülü kazanacak.

يُوشِكُ الضُّيُوفُ أَنْ يَصِلُوا. Misafirler gelmek üzere.

Yukarıdaki örneklerde أَوْشَكَ nin ismi kendisinden sonraki merfû isimler, haberi أَنْ harfi ve peşinden gelen kısımdır ve hepsi bütün olarak nasb konumundadır. Son cümlede أَوْشَكَ nin ismi çoğul olduğu için haberindeki muzâri de çoğul olarak ( يَصِلُوا ) gelmiştir.

Umut Fiilleri

Bunlar bir işin meydana gelmesinin ümit edilmesini ifade ederler. Türkçeye “ umulur ki, inşAllah, umarım, belki, herhalde, e bilir, ola ki…” vb. şekilllerde tercüme edilirler. Burada da üç fiil yer almaktadır. Her üçünün de sadece mâzîsi kullanılır ve haberlerinin başında أَنْ bulunur.

عَسَى – حَرَى  اِخْلَوْلَقَ
: عَسَى

Bu fiilin mâzîsinin çekimi yapılır. Ümit fiilleri içerisinde en çok kullanılandır. Haberi olan muzâri fiilin başında أَنْ bulunur.

عَسَى الْوَلَدُ أَنْ يَمْشِيَ . Umulur ki çocuk yürür.

عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يَرْحمََكُمْ﴾. ﴿ Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. (İsrâ 17 / 8)

عَسَى اللهُ أَنْ يَغْفِرَ لي. Umulur ki Allah beni bağışlar.

عَسَتِ الطِّفْلَةُ أَنْ تَمْشِيَ . Umulur ki (kız) çocuğu yürür.

: حَرَى

Bu fiil günlük konuşmada pek kullanılmaz.

حَرَى الطَّالِبُ أنْ يَتَخَرَّجَ . Umulur ki öğrenci mezun olur.

: اِخْلَوْلَقَ

Bu fiil de pratikte pek kullanılmaz.

اِخْلَولَقَ الثَّلْجُ أَنْ يَنْزِلَ . Umulur ki kar yağar.

اِخْلَوْلَقَتِ السَّمَاءُ أَنْ تُمْطِرَ . Umulur ki yağmur yağar.

Başlama Fiilleri أَفْعَالُ الشُّرُوعِ

Bunlar bir işin başladığını ifade ederler. Türkçeye “başladı” şeklinde tercüme edilirler. Bu fiillerin yalnız mâzîsi kullanılır ve haberlerinin başında أَنْ bulunmaz.

Başlıcaları şunlardır:

أَخَذَ  جَعَل – بَدَأَ – شَرَعَ – اِبْتَدَأَ – طَفِقَ – أَنْشَأَ  هَ ب

أَخَذَ الأدِيبُ يَكْتُبُ رِوَايَةً جديدةً . Edebiyatçı yeni bir roman yazmaya başladı. Bu cümlede الأدِيبُ lafzı başlama fiili olan أَخَذَ nin ismi, يَكْتُبُ رِوَايَةً جديدةً cümlesi de haberidir. Haber cümlesi nasb konumundadır.

جَعَلَ الطبيبُ يُعَالِجُ الْمَرْضَى. Doktor hastaları muayene etmeye başladı.

بَدَأَ الطِّفْلُ يَمْشِي. Çocuk yürümeye başladı.

شَرَعَ الجَيْشُ يُقَاتِلُ الأعْدَاء . Ordu düşmanlarla savaşmaya başladı.

اِبْتَدَأَ الإمامُ يَتْلُو القرآنَ الكريم . İmam Kurânı Kerim okumaya başladı.

طَفِقَ كريمٌ يكتب رسالةً قَصِيرةً . Kerim kısa mesaj yazmaya başladı.

أَنْشَأَ الزَّرْعُ يَنْمُو. Ekinler büyümeye başladı.

هَبَّ الحُجَّاجُ يَعُودُونَ إلى بلادِهم. Hacılar ülkelerine dönmeye başladılar.