HADİS ÖĞRENİM VE ÖĞRETİM
YÖNTEMLERİNİN TARİHSEL ARKA PLANI
1. Sahâbe hadisleri nasıl öğrenmiştir?
Cevap: Bizzat Hz. Peygamber’den işiterek (müşâfehe),
onun davranışlarını görerek (müşahede) veya diğer
sahâbîler vasıtasıyla öğrenmekteydi.
2. Sahâbe hadisleri nasıl muhafaza ediyordu?
Cevap: Öğrendiklerini genellikle ezberleme (hıfz) yoluyla
muhafaza ediyor ve bunu pekiştirmek amacıyla da bazen
aralarında müzakere ediyorlardı. Müzâkere, karşılıklı
konuşma suretiyle hâfızadaki bilgilerin tazelenmesi,
kontrol edilmesi, hataların ve yanlış anlamaların
düzeltilmesi, fikir alışverişi anlamına gelir. Ancak birinci
asırda sahâbe ve tabiîler arasında unuttuklarında
hatırlamak amacıyla hadisleri yazanlar da bulunmaktaydı.
3. Hadislerin yazıya geçirilmesi hangi olumlu ve olumsuz
sonuçlar doğurmuştur?
Cevap: Hadislerin yazıya geçirilmesi bir taraftan
kaybolmalarını önlerken diğer taraftan ehil olmayanların
da ona el atması gibi olumsuz bir sonuca yol açmıştır.
4. Arap yazısının yazılı metinlerden doğrudan nakil
yapmak için yetersiz olduğu bu dönemde muhaddisler,
hadislerin hatasız naklini temin etmek amacıyla hangi
tedbirleri almışlardır?
Cevap:
• Sahîfelerden yapılan istinsahlarda hatalar
olacağına dikkat çekmek.
• Semâ’ ve Kırâat Metotlarını Geliştirmek.
HADİS ÖĞRENİM VE ÖĞRETİM
YÖNTEMLERİ
5. Hadis öğrenme yöntemlerinden Semâ’ve Kırâat yöntemi
nedir?
Cevap: Hadis hocasının (şeyh) hadislerini okuması,
talebenin veya talebelerin de bizzat ondan işiterek
hadisleri alması anlamındadır. Semâ’ yönteminde hadisi
hoca okuyup anlatmakta, öğrenci ise dinlemektedir.
6. İmlâ’ yöntemi nedir?
Cevap: Hocanın hadisi talebeye yazdırmasıdır. Bu
yöntemde hoca ezberinden veya kitaptan okumakta, talebe
ise okunan metni yazmaktadır. İmlâ’da hoca yazdıracağı
şeyi dikkatli bir şekilde yazdırmakta, talebe de aynı
şekilde söylenenleri dikkatle yazmaktadır. Bu durum
yanılma ihtimalini azaltmaktaydı. Ayrıca gerektiğinde
açıklama yapılabilmekte ve soru sorulabilmekteydi. Bu
ise, hadisi anlama ve aslına uygun tespit etme imkânını
artırmaktaydı. Bu sebeple imlâ’ hadis almanın en güvenilir
usûlü kabul edilmiştir.
7. Kırâat töntemi nedir?
Cevap: Talebenin hadisleri bizzat hadis hocasına okuması
veya başkasının okuduğunu işitmesi suretiyle hadisi
almasıdır. Bu metotta talebenin kitaptan veya ezberinden
okuması, hocanın da söz konusu hadisi ezberinden veya
elindeki yazılı nüshadan takip etmesi arasında fark yoktur.
8. Semâ’ ve kırâat metotlarının amaçları nedir?
Cevap: Metinlerdeki yazı hatalarını düzeltmek amacıyla
geliştirip kullanmışlardır. Söz konusu metotlar hadisin
yorumunu, rivâyet edene aidiyetini ve sıhhatini öğretmek
için de kullanılmıştır.
9. İcâzet yöntemi nedir?
Cevap: Semâ’ ve kırâat olmaksızın hadis âliminin belirli
şartlar dahilinde bütün veya bir kısım rivâyetlerini öğ-
rencisinin rivâyet etmesine izin vermesidir. Bu izin sözlü
veya yazılı olabilir. İlk dönemlerde icâzet sözlü olarak
verilmekteydi. Yaklaşık V. (XI.) yüzyılda medreselerin
kuruluşundan sonra ise icâzet yazılı olarak verilmeye
başlandı.
10. Muayyen (belirli) icâzet nedir?
Cevap: Hocanın, talebesine rivâyetlerinin yazılı olduğu
belli bir kitabı rivâyet etmesi için izin vermesidir. İslâm
âlimlerinin büyük çoğunluğu bu tür icâzeti kabul
etmektedir.
11. Kitap belirtmeden verilen icâzet nedir?
Cevap: İcâzet veren âlimin belli bir kitap belirtmeden,
“Rivâyet hakkına sahip olduğum bütün kitaplarımı rivâyet
etmene icâzet verdim” şeklinde verilen icâzettir.
12. Umumî icâzet nedir?
Cevap: İcâzeti verilen kitabın, “zamanımda yaşayanlara,
Müslümanlara, icâzet isteyen herkese icâzet verdim”
şeklinde rivâyetine izin verilen kişi veya kişiler
belirtilmeden verilmesidir. Bu tür icâzet bazı âlimler
tarafından uygulanmıştır. Ancak önde gelen hadis
âlimlerinin çoğunluğu ise bu tür icâzetin doğru
olmayacağı görüşündedir.
13. Şarta bağlı icâzet nedir?
Cevap: Belirlenen veya bilenmeyen bir kimsenin
arzusuna bağlanan icâzettir. Bu türde âlim, “Falanın
istediğine icâzet verdim” veya “Arzu edene icâzet verdim”
diyerek icâzet verir. Bu tür icâzet belirsizlik bulunduğu ve
şarta bağlı olduğu için kabul edilmemiştir.
14. Münâvele nedir?
Cevap: Münâvele sözlükte, bir nesneyi eliyle vermek
mânasına gelmektedir. Terim olarak, hadis hocasının
hadislerini ihtiva eden kitabını rivâyet etmesi için
talebesine elden vermesi veya kitabın kendisine ait
olduğunu ifade etmesi demektir. Münâvelenin icâzetli ve
icâzetsiz olmak üzere iki türü vardır.
15. Mükâtebe nedir?
Cevap: Mükâtebe sözlükte, yazışmak, mektuplaşmak
mânasına gelmektedir. Terim olarak ise, hadis hocasının
rivâyet hakkı bulunan hadislerinin tamamını veya bir
kısmını yakında ya da uzakta bulunan bir kimseye yazıp
göndermesidir. Hoca göndermek istediği metni bizzat
kendisi yazabileceği gibi başkasına da yazdırabilir.
16. İ’lâm nedir?
Cevap: İ’lâm sözlükte, öğretmek, bildirmek, kişinin
savaşta kendisine yiğitlik nişanı takması gibi mânalara
gelmektedir. Terim olarak ise, hadis hocasının hadis veya
hadis kitabını rivâyeti için herhangi bir açıklamada
bulunmadan öğrenciye göstererek bunları semâ’ yoluyla
aldığını ifade etmesidir. Öğrencinin hocaya rivâyetlerini
hatırlatması karşısında hocanın buna itiraz etmemesi de
i’lâm olarak kabul edilmiştir.
17. Vasıyyet nedir?
Cevap: Vasıyyet sözlükte, vasiyet etmek, sipariş vermek
anlamına gelmektedir. Terim olarak, hadis hocasının
rivâyet ettiği bir kitabı, ölümünden veya seyahate
çıkmadan önce birisine vasıyyet etmesi mânasında
kullanılmaktadır.
18. Vicâde nedir?
Cevap: Vicâde, bulmak ve elde etmek demektir. Hadis
terimi olarak, bir kişinin herhangi bir râvînin, hadis kitabı
müellifinin el yazısı ile yazılmış kitabını veya bazı
hadislerini bulup ele geçirmesine denir. Söz konusu
müellif veya râvinin çağdaş olup olmaması, çağdaş ise
görüşüp görüşmemeleri, gö- rüşmüşse ondan semâ’ı
bulunup bulunmaması önemli değildir. Bu durumların
hepsinde yazılı metni ele geçirmeye vicâde denmektedir.
19. Hadisin hangi metotla rivâyet edildiğini belirtmek
üzere isnadda kullanılan lafızlara ne denir?
Cevap: Rivâyet lafızları veya edâ siğaları denir.
20. câzet metoduna delâlet etmek üzere en çok kullanılan
lafız hangisidir?
Cevap: Ecâze lî: bana icâzet verdi siğasıdır.
21. Münâveleye delâlet etmek üzere kullanılan rivâyet
lafızları nelerdir?
Cevap: A’tânî: bana rivâyetlerini verdi, faa ileyye
kitâbehu: falan bana kitabını verdi lafızlarıdır.
22. Mükâtebe metoduna delâlet etmek üzere kullanılan
rivâyet lafzı hangisidir?
Cevap: Ketebe ileyye fülân: falan kimse bana yazdı lafzı .
23. Vasıyyet metoduna delâlet etmek üzere kullanılan
rivâyet lafzı hangisidir?
Cevap: Evsâ ileyye: bana vasıyyet etti lafzı.
HADİS ÖĞRENMEK AMACIYLA YAPILAN
YOLCULUKLAR
24. Rahhâle nedir?
Cevap: Hadis öğrenmek amacıyla yapılan bu yolculuklara
errihle fî talebi’l-hadîs bu maksatla çok yolculuk yapanlar
ise çok seyahat eden anlamlarına gelen, rahhâle cevvâle
,tavvâfü’l-ekâlîm gibi ifadelerle anılmaktaydı.
KİTAPLARIN NAKLİNDE UYGULANAN
KURALLAR
25. Hadis kitaplarındaki hatalar ister asıl nüshadan
kaynaklansın, isterse yazım hatası olsun düzeltilme
şekilleriyle ilgili farklı uygulamalar söz konusu olmuştur ,
bunlar nelerdir?
Cevap:
• Hata düzeltilmeden hatalı kısım üzerine dikkat
çekmek için sah (صح) işareti konulur.
• (صح) işareti konulur ve kenara doğrusu yazılır.
• Hatalı kısmın üstüne yazıya temas etmeyecek
şekilde çizgi çekilir.
• Hatalı kısmın üzeri çizilerek iptal edilir.
• Hatalı kısmın başına ve sonuna sıfır (o o)
şeklinde boş daire konulur.
• Hatalı kısma yan yana noktalar (…) konululur.
• Hatalı kısma < > şeklinde işaret edilir.
• Hata yapılan kısma سهو ve kelimesi yazılır.
HADİS KİTABI OKUMA USULLERİ
26. Hadis rivâyetinin sona ermesiyle hangi dönem
başlamıştır?
Cevap: Nakil Dönemi başlamıştır.
27. Nakil Döneminde hadis kitaplarının okunmasında
hangi usuller takip edilmiştir?
Cevap:
• Okuyup geçme yöntemi
• Açıklama ve araştırma yöntemi
• Geniş açıklamalı yöntemi
28. Okuyup geçme yöntemi nedir?
Cevap: Genellikle bir hadis kitabının sahanın uzmanı
âlimler arasında okunması durumunda uygulanan bir
usuldür. Bu yöntemde genellikle hadisler hızlı bir şekilde
okunur. Bu yöntemde amaç sahanın uzmanı olan âlimlerin
birbirlerinden istifade etmeleridir. Sadece ihtiyaç duyulan
yerlerde açıklamalar yapılmakta ve anlaşılmayan hususlar
üzerinde durulmaktadır. Sahanın uzmanı olmaları
sebebiyle buna da fazla başvurulmamaktadır. Dolayısıyla
bu yöntemde hâkim olan husus hadislerin okunup
geçilmesidir. Bu sebeple de serd yöntemi olarak
isimlendirilmiştir.
29. Açıklama ve araştırma yöntemi nedir?
Cevap: Bir hadis kitabının talebelere okutulması
durumunda uygulanan bir usuldür. Bu yöntemde hoca
talebelerin anlayamadıkları hususları açıklar, ihtiyaç
duyduğu hususlarda ise araştırma yapar. Dolayısıyla bu
yöntem genellikle ders esnasında uygulanan ve hocanın
açıklama ve araştırmalarının hâkim olduğu bir usuldür.
30. Geniş açıklamalı yöntemi nedir?
Cevap: Genellikle bir hadis kitabının halka yönelik
okutulması durumunda uygulanan bir usuldür. Amaç halkı
bilgilendirmek olduğu için bu yöntemde hadisle ilgili
birçok bilgi verilir. Bu yöntemde uzaktan yakından bir
alaka kurup hoşa gidecek kıssalar, garip hikâyeler de
anlatılabilmektedir. Bu sebeple yöntem daha çok
kıssacıların başvurduğu bir usul olarak kabul edilir.