Hicretin Sonuçları

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Hicretin Sonuçları
« : 15 Ocak 2018, 09:52:47 »
1. Hz. Peygamber hicret ederken bütün olanaklarını kullanarak ve gizlenmek
suretiyle bu yolculuğu gerçekleştirmiştir. Yolculuktan önce yerine Hz.
Ali’yi yatırması, Medine’ye hicret için kuzeye gitmesi gerektiği halde
önce güneye giderek düşmanı şaşırtması ve mağarada bir süre beklemesi,
devamlı kullanılan ve bilinen yolların dışındaki tali yolları kullanması
gibi yöntemlere başvurmak suretiyle insanların işlerinde gereğince
davranmaları gerektiğini hayatında göstermiştir.

2. Hicret, Hz. Peygamber’in Ashâbının fedakârlığını gösteren olaylardan
birisidir. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ali’nin fedakârlığını burada hatırlatmakta
yarar görüyoruz. Özellikle Hz. Ebû Bekir’in hem malıyla, hem canıyla,
hem de ailesiyle bu yolculukta Resûlullah’ın emrine amade olduğunu
görüyoruz. Yine Resûlullah’ın Medine’de karşılanışı, onun kendilerine
konuk olması için Ensârın gösterdiği fedakârlık da bunu gösteren başka
bir örnektir.

3. Hicret, Mekke'de zayıf olan müslümanların izzet bulmasının dönüm
noktasıdır. Müslümanların bu durumu Kur'ân’da şu ayette vurgulanmıştır:
“O vakti hatırlayın ki siz yeryüzünde güçsüz ve zayıf idiniz. İnsanların
sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz. Derken Allah sizi barındırdı,
yardımıyla destekledi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı ki
şükredesiniz.” (Enfâl 8/26).

4. İslâm’ın kitlelere ulaşmasının önündeki engeller büyük ölçüde hicretle
ortadan kalktı. Mekke’de müşrikler Resûlullah’ın faaliyetlerini
engellemek için birçok yöntem denemişlerdi. Oysa hicretten sonra
Resûlullah’ın hem Medine’de, hem de Medine dışında faaliyet yürütmesi
kolaylaşmıştır.

5. Hz. Peygamber döneminde meydana gelen hicret olayı, İslâm Tarihine
Muhâcir ve Ensâr kavramını kazandırdı. Yurtlarını terkederek Medine'ye
hicret eden bu ilk müslümanlar Allah yolunda hiçbir fedâkârlıktan
kaçınmayan insanlar olduklarını, canlarıyla ve mallarıyla Allah yolunda
cihâd ederek gösterdiler. Muhacirleri destekleyen Medineli kardeşleri de,
onlarla birlikte Allah yolunda hizmete devam ettiler. Böylece tarihte
ender görülen bir dayanışma örneği sergilediler.

6. Hz. Peygamber, hicretin hemen ardından Muhâcirlerle Ensâr arasında
kardeşleştirmeyi gerçekleştirdi. Böylece kan bağına dayanmayan, temeli
inançbirliği olan bir toplum oluşturmanın en önemli adımı atılmış oldu.
Kardeşleştirmeyle, farklı kesimlerden gelen insanların kaynaşması ve
aradaki bağların kuvvetlenmesi hedeflenmişti.

7. Medine şehri, Hicâz bölgesinin dağınık köy ve mahallelerden meydana
gelen mütevazı bir kasabası iken dünya tarihinin gidişatına tesir eden çok
önemli bir merkez oldu. Resûlullah döneminde ve onun döneminden
sonraki üç halifenin iktidarında İslâm dünyasının merkezi oldu.
8. Hz. Peygamber’in hicretiyle birlikte yıllardan beri devam eden Evs-Hazrec
düşmanlığı yerini, Resûlullah’ın etrafında kenetlenmiş bir ümmete bıraktı.
Böylece Medine istikrara kavuştu ve bölgenin en önemli siyasî merkezi
haline geldi.

9. Hicret sırasında Medine’de önemli bir potansiyele sahip olan Yahudiler,
Evs ve Hazrec arasındaki mücadelede taraf olarak fitnenin içinde yer
alıyorlardı. Hz. Peygamber Medine’ye geldikten sonra çok azı müslüman
oldu. Hicretten kısa bir süre sonra Resûlullah, Yahudilerle Medine
sözleşmesini imzaladı. Böylece onları İslâm ümmetinin yanında kendi
değerlerini koruma ve yaşama hakkına sahip, ayrı bir ümmet olarak kabul
etti. Yahudilerle yapılan bu anlaşma Medine devletinin temelini attığı gibi
Yahudileri de bu devletin en önemli unsurlarından biri haline getirdi;
ancak barış havası uzun sürmedi ve Yahudi kabilelerinin ihanetleri
onların Medine’deki varlıklarının da sonu oldu.

10. Hicrete kadar Hz. Peygamber’le yürüttükleri mücadelede önemli bir
başarı elde edemeyen müşrikler, bundan sonra daha da çetin mücadeleye
girişmek zorunda kaldılar. O güne kadar sorun, sadece Kureyş’in kendi iç
sorunuydu; hâlbuki hicretten sonra problem daha geniş bir bölgeyi ve
daha fazla kabileyi ilgilendirir oldu. Bu da müşriklerin işini zorlaştırdı.

11. Medine’ye göç eden müslümanlar Mekke’deki müşriklerle mücadele
ederken onlara ekonomik açıdan zarar verebilme imkânı buldular. Zira
Medine, Mekkelilerin Şam ticaret yolu üzerinde bulunan bir yerleşim
yeriydi (Demircan (2000), s. 152-157).

Hz. Peygamber’in Medine’ye hicreti, dünya tarihinin dönüm noktalarından
biridir. Hz. Peygamber’in yetiştirdiği samimi Müslümanlar, onun vefatından
sonra yaklaşık on yıl içinde, o gün bilinen dünyanın önemli bir bölümüne İslâm
mesajını ulaştırmayı başardılar. Hicretin öneminin farkında olan ilk
Müslümanlar, Hz. Ömer döneminde hicreti tarih başlangıcı yaparak, onun hak
ile batılın arasını ayıran bir dönüm noktası olma özelliğini tescil ettiler.