Değerli öğrenciler;
Zorlu bir sınav maratonunu geride bırakıp, bayrağı yenilerinin devraldığı şu günlerde siz de bu yarışa dahil olmanın belki sevincini belki de yorgunluğunu yaşıyorsunuz. Belki de bazılarınızın maraton kelimesi bile hoşuna gitmiyor. Sizden koşmanız bekleniyor ve kiminiz beklentilere cevap verebilmek için çalışmaya başladı bile. Kiminiz ise ne yapacağını bilememenin yorgunluğuyla kendini başka uğraşlara veriyor. Tıkladığınız bu sitede; sizlerin hem bu ders yükünü hafifletmeyi hem de duygularınızı heyecanlarınızı, sıkıntılarınızı paylaşmayı hedefliyoruz. Bu nedenle burada sizlerin ihtiyaç duyduğu konulara yer vermeye çalışacağız.
Çocukken, hepimizin Büyüyünce ne olacaksın? diye sorulan soruya az çok verecek bir cevabı olurdu. Doktor, öğretmen, mühendis ya da pilot vs. gibi. Kimimiz ise belki de ismi ilginç olduğu için bilmiş bir edayla arkeolog olacağım derdi. Şimdilerde ise gençlere sorulan bu sorunun cevabının Puanım hangisine yeterse onu yazacağım şeklinde değiştiğini görüyoruz ve tabi ki ardından da Sistem böyle hocam biz ne yapalım cümlesini duyuveriyoruz. Bu şekilde başlayan bahanelerin ise ardı arkası kesilmiyor ve önce kendini rahatlattığını sanıyor insan ama bir bakıyorsunuz bahane için söylenen bu sözlere bir müddet sonra kendi de inanmaya başlamış. Sonrası malum
Geçen günlerde gazetede okuduğum bir haberin hepimize yol göstereceği inancıyla sizlerle paylaşmak istiyorum: Yaz tatilinde su satarak para kazanan Furkan ,hem ailesinin bütçesine katkıda bulundu hem de okul masraflarını çıkardı böyle başlıyor haber . Önceleri bir oyun olarak başlamış Furkan işe, sonrasında ise pazar arabasının üstüne yerleştirdiği termosla işi ilerletmiş .Furkanın en büyük hayali uçak mühendisi olmakmış. Yani şimdiden belirlemiş mesleğini. Ve su satarak bile olsa imkansızlıklara takılıp ileride Ne yapayım imkanlar öyle elveriyordu demek yerine ucundan tutmuş hayatın, elinden geldiğince. Ayrıca haberde cumhurbaşkanın da bir zamanlar su sattığına değiniliyor. Aslında bu ana fikri taşıyan birçok olay duyarız etrafımızda. Sabancının simit satarak bu günlere ulaşması, Abraham Linconun defalarca kaybettiği senatörlük seçimlerinden sonra ABD başkanı olması gibi. Şimdi içinizden biz de mi simit ya da su satalım bu iş öyle mi olacak geçiriyor olabilirsiniz. Önemli olan, bahaneleri ortadan kaldırmak ve yola çıkmak. Yani ne istediğini bilmek ve hedefe götürecek olan yolda küçük bile olsa adım atmak. Niçin yapamam? sorusuna bahaneler bulup çünkü Sistem yanlış, benim kafa basmıyor zaten, zaman da az vs. demek yerine bu işi nasıl yapabilirimin yollarını arayıp yola çıkmak. Gerçi siz bazı gençlerin çok değerli saatlerini farklı şeylerle tükettiği şu demlerde, Uyanan Gençlik sitesini tıklayarak çalışma azminde olduğunuzu gösteriyorsunuz. Geriye ne kaldı derseniz yılmadan çalışmak yani sebeplere sarılmak.. Elinden geleni yaptıktan sonra ise Haktan gelene razı olmak. Evet arkadaşlar bu yolda önemli olan yola çıkmak ve engellere takılmamak. Zaten büyük hedeflere ulaştıran en güçlü iksir de ufuk belirleme olmamış mıdır?.. Bir başka yazıda buluşmak dileğiyle hepinize başarılar dilerim
Eğitim Uzmanı Eslem ŞAN