Neden cuma günü mübarek kılınmış ve namazı var? Cuma günün önemi nedir?

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Cuma; cem olmak, toplanmak mânalarına gelir.
Cuma günü, Müslümanlar için çok önemli bir gündür.
Bu günde Müslümanlar camide toplanıp birlikte Cuma namazını kılarlar.
Topluca yapılan bu ibâdet, o günü bayram günü değerine yükseltir.

Bu sebeble Cuma gününe Seyyidü`l-eyyam, yani, günlerin itibarlısı,efendisi de denir.
Bütün hayırlı işlerin Cuma günü meydana geldiği; tarih boyunca pek çok kudsî hâdiselerin
hep Cuma günü zuhûr ettiği rivâyet edilir. Hadîs-i şerîf`te şöyle buyrulur:


"Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün, Cuma günüdür. Âdem (as) o günde yaratılmış, o gün Cennete konmuş, o gün Cennetten çıkarılmıştır. Kıyâmet de ancak Cuma günü kopar...

" Çoklarının zannettiği gibi Cuma günü, iş yapmak, hayırlı ve faydalı mevzularla meşgul olmak haram değildir.

İş yapma yasağı, sadece namaz kılma vaktine mahsustur. Namaz dışında çalışmak, alış-verişte bulunmak mübahtır. Zaten âyette de, namazdan sonra yeryüzüne rızık aramak üzere dağılınız, emredilmektedir. (Mehmet Dikmen)

Cuma ferdi cemiyete; cemiyeti milliyete bağlayan ve toplum arasında düşünce, inanç, amaç ve hizmet birliğini sağlayan bir gün-dür. İslâm Dîni bu günü mü'minler için haftalık toplantı ve toplu halde Allah'a yönelme, ibâdette bulunma zamanı olarak belirlemiş-tir. Bir hafta içinde ortaya çıkan meseleler, olaylar ve sosyal konu-lar cuma günü ele alınıp Kur'ân'm süzgecinden geçirildikten sonra bir komprime haline getirilerek cemaate sunulur.


Ruhlara yepyeni bir gıda takdim edilirken, İslâmî kültürleri ar-tırılır. Hayatı sevme, hayatta başarılı olma yolları ve yöntemleri iş-lenir. Dünya ile âhiret, ruh ile beden madde ile mâna arasında -Sünnetullah'a uygun ölçü ve anlamda- denge sağlanması için ilâhi buy-ruklar, Nebevi Sünnetler sergilenir. Aile yapısını, sosyal bünyeyi arızasız ayakta tutmanın yolları gösterilir. Din ve ülke düşmanları-nın çalışma metoduna dikkatler çekilir.

Hayırhahlık, âlicenaplık, da-yanışma, sevgi, saygı, edep ve terbiyenin taşıdığı mana ve müsbet sonuç misallerle anlatılır. İslâm ülkelerinin uğradığı siyasi ekonomik ve kültürel zorlukların nedenleri üzerinde durulur ve bunların ça-releri araştırılarak cemaatin bu konularda da aydınlatmasına önem verilir.


Görülüyor ki, cumanın o kadar çok yararları var ki, bunları sa-yıp sıralamak bile zor. Medenî bir ülkede parlementonun önemi ne ise, İslâm topluluğunda cumanın önemi ondan daha fazla bir anlam taşır.


Cumasız bir Müslüman topluluğu, birlik ve dirliğini kaybetmiş, yabancılara yem olma felâketine uğramış başsız bir sürüden fark-sızdır. Hazreti Peygamber (A.S.) Efendimiz Medine'ye hicret ettik-lerinde, henüz şehre ulaşmadan Kub'a'da ilk mescidi inşa ettikten sonra cuma günü Salim bin Avf yurduna gelerek Rauna denilen vadide ilk cuma namazını kılmıştır. Böylece Hicretle birlikte hem cuma'ya yer verilmiş, İslâm'ın camisiz ve cumasız olmayacağı ke-sinlikle belirtilmiştir.


Cuma Namazı, Kitap Sünnet ve İcmâ ile sabit olmuştur, inkârı küfürdür, terki büyük günah sayılmıştır. Üç cuma namazını üst üste mazeretsiz terkeden Müslüman, münafıklar defterine yazılır.

(Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/477.)