Bir kitap olsaydı hayatın, kütüphanenin neresine koyardın?
Tarih kitapları mı, felsefe mi, roman mı, şiir mi?
Göze çarpan bir yerde mi dursun isterdin, dikkatli bakanların bile göremeyeceği bir yerde mi?
Sık sık açıp okur muydun?
Yoksa ara sıra tozunu almaktan ibaret mi olurdu temasın?
Veya büsbütün unutur muydun?
Kitabı eline alan sonuna kadar okur muydu, yoksa hemen sıkılır mıydın?
En hüzünlü, en sevinçli, "hayatımda ilk kez" dediğin anların yazılı olduğu sayfalarda,
kağıdın ucunu katlayıp kitabı bırakan bir okur görsen ne hissederdin?
Senin için en zor anları gülümseyerek, en mutlu anları acıyarak,
en tuhaf anlarını anlamadan okuyanlara ne derdin ya?
Kararsız olduğun zamanlarda sonucu bilerek ahkam kesenlere kızar mıydın?
Haklı olsalar bile hak vermez miydin hata yaptığında akıl öğretenlere?
Göz göre göre yaptığın hatalara bir kez kez daha pişman olmaz mıydın?
Hayatının içine değil de, kitabının kalınlığına bakanlar moralini nasıl da bozardı.
Harflerin büyüklüğü küçüklüğü ile ilgilenenlere o harfleri yaşayan biri olarak acı acı gülümserdin.
Heyecanla sonunu merak edenlere, sonunu bilip de söylemeyen bir muziplikle bakardın.
Hayatın kitap olsaydı, sen en çok hangi bölümlerini severdin?
Hangi sayfaları yırtıp atmak, hangi satırları tekrar tekrar okuyup altını çizmek, hangi cümleleri bir daha yaşamak isterdin?
Hayatın kitap olmaktan; kitap, senin hayatını anlatmaktan memnun olur muydu?
İkinci baskı yapar mıydı?
Yoksa kitaplıkların raflarında yıllarca kalır mıydı?
Hayatın kitap olsa, o kitabı sever miydin?
Senin başucu kitabın olur muydu?
Konuşurken, yazarken onu referans alır mıydın?
Yoksa görmezden mi gelirdin, inkar mi ederdin, utanır mıydın?
Kitabına ne isim verirdin?
"Hatalarım", "Doğrularım",
"Hayat ne kadar da hızlı"
ya da "Aşklarım ve nefretlerim" mi?
Kapağına nasıl bir fotoğraf girerdin?
Bir vesikalığın mı, gülen, düşünen ya da ağlayan bir portren mi?
Hayatın kitap olsaydı, başka kitaplardan ne farkı olurdu? Fazladan ne anlatırdı, farklı olarak ne söylerdi, neyi söylemeyi fuzuli bulup geçerdi?
Daha fazla ne öğretirdi okuyana, ne verirdi?
Hayatın kitap olsa, hayatı özetler miydi?
En güzel yeri neresi olurdu?
Başlangıcı mı, "Yaş otuz beş, yolun yarısı eder" mi, sonu mu? Hepsi mi?
Hayatı sevdirdiği kadar ölümü de sevdirir miydi?
Ya da hayata yüklediği güzellikler, ölümü katlanamaz kılan türden mi olurdu?
Hayata verdiğin anlam, ölümü de güzel gösteren bir anlam mi ifade ederdi?
Hayatın kitap olsaydı, bu yazıya da bir sayfa ayırır mıydın?