ÇAĞRIYA KULAK TIKAYANLAR
Kalplerin ürpererek seyrettiği bu sahnenin gölgesinde Peygamberimize -salât ve selâm üzerine olsun- uyarıcı sözü söylemesi emrediliyor:
Şu halde söylenenleri duymayan sağırlar olmaktan sakınmalıdırlar! Yoksa ayaklarının altındaki toprak dürülür. Kudret eli çevrelerini daraltır, geçmişte bol nimet içindeki hayatlarını düşünerek sızlanıp durdukları bir duruma düşürür.
Surenin akışı, kalpler üzerinde son derece etkili olan mesajını iletmeye devam ediyor ve onların azaba uğratıldıkları zamanki durumlarını tasvir ediyor:
“ Andolsun ki, Rabb'inin azabının en hafif bir fiskesi eğer onlara değse kesinlikle "Eyvahlar olsun! Biz gerçekten kendimize zulmetmişiz " derler.” (Enbiya 46)
Esinti ifadesi genelde rahmet için kullanılır. Ama burada azap için kullanılıyor. Sanki, "Rabb'inin azabı ufaktan dokunacak olsa, hemen onları suçlarını itirafa zorlar" denmek isteniyor. Ama o zaman da itiraf bir şeye yaramayacak. Surenin akışı içinde, Allah'ın azabının baskınına uğrayan beldelerin durumunu gözler önüne seren sahneyi görmüştük. O şehirlerin halkları şöyle feryat etmişlerdi:
"Eyvahlar olsun! `Biz gerçekten kendimize zulmetmişiz' dediler." "Onlar böyle vahlanıp dururken biz kendilerini biçilmiş ekinler gibi cansız yere seriverdik." (Enbiya Suresi, 14-15)
Şu halde iş işten geçtikten sonra suçlarını itiraf ediyorlar. Bununsa onlara bir yararı yok. Onlar için en yararlı olanı, azaptan bir esintiye uğramadan, vakit müsaitken, vahyin uyarsına kulak vermeleridir.
Seyyid Kutub (Fizilal-il Kur’an)
You are not allowed to view links.
Register or
Login