Uyuyan göllere ay ışığında
Sevginin resmini çizsem kim anlar
Tomurcuk ayrılıp gül açtığında
Yağmurun saçını çözsem kim anlar
Bir mekan kaplamış ne varsa nerde
Kendi ötesini saklar her perde
Sonsuzluğun sona erdiği yerde
Huduttan bir kulaç kazsam kim anlar
Aşk kömür beyazı kin süt karası
Eklenir yarama her dost yarası
Et oldum bıçakla kemik arası
Cellatla ahdimi bozsam kim anlar
Doğumda yalan var ölümde gerçek
Bir şeyler anlatır balık kuş çiçek
Kırık gönülleri toplayıp tek tek
Toplayıp göğsüme dizsem kim anlar
Gün geldi zamanı gömdüm kabire
Dağ oldu aklımın verdiği fire
Bağlasam telaşı çelik zincire
Sabrın derisini yüzsem kim anlar
İçte deprem olur dışın düğümü
İhlassız çözülmez işin düğümü
Aklımdan geçeni düşündüğümü
Okusam kim dinler yazsam kim anlar
Abdurrahim Karakoç