Mâlik bin Dinar isimli Allah dostunun, adeta tam takır denilen evine gecelerden bir gece bir hırsız girdi. Sağı solu araştıran ve kıymetli hiçbir şey bulamayan hırsız çekip gidecekti ki
karanlık bir köşeden Mâlik'in sesi duyuldu:
- Allah'ın selamı üzerine olsun kardeş, acelen mi var, biraz oturup dinlenemez misin diyordu.
Hırsız donup kaldı. Ne diyeceğini, nasıl cevap vereceğini şaşırdı.
- Sağolun gideceğim!... diye fısıldadı korkuyla.
Mâlik bin Dinar gayet sakin ve cana yakındı:
- Ne yazık ki evimde dünyalık bir şey bulamadın fakat istersen ahiret içn bir kazanç sağlayabilirsin. Haydi şuradaki su ile güzel bir abdest al, iki rekat namaz kıl ve günahların için tövbe et.
Hırsız büyülenmiş gibiydi. İstenenleri yapmamak elinden gelmedi. Hemen abdest alıp namaza durdu. Gönlüne tarifsiz bir sevinç dolmuştu. Sabaha kadar Mâlik'le sohbet etti. Ezan okununca birlikte camiye gittiler. Mescidde tanıdıkları, Mâlik bin Dinar'a sordular:
- Efendi, bu yanınızdaki adam da kim, tanıyamadık?
Mâlik tebessüm ederek cevap verdi:
- Bir dost! dedi, bizi çalmaya gelmişti ama yüce Allah'ın yardımıyla biz onu çaldık...