Genç veli ölüm döşeğinde, ömrünün son dakikalarını yaşamaktadır.
Hayatını hep ahirete göre yaşayan bir ailenin ferdi olduğu için ölüm korkusuna dayanıklıdır …
Ve babası da öyle bir evlada hakkıyla baba olmuş, bir başka Hak dostudur. Baba oğula sorar:’ ‘Evladım! Ahirette ne ile karşılaşmayı bekliyorsun?…”
Sorudaki ima genç veliye tebessüm ettirir.
Yani baba sormaktadır: ”Acaba bahtına ne çıkacak? Rahmet mi, azap mı?”
Ölüm yolcusu oğlu nefeslerinden birini daha aldıktan sonra cevap verir:
”Babacığım, eğer öteki taraftaki durumuma annem karar verseydi acaba ne yapardı?”
Baba hiç duraksamadan: ”Evladım, annedir o, şefkatlidir. Günahına, sevabına bakmadan seni Cennet’in Firdevs’ine indirirdi.
”Ve bu cevap genç velinin dünya yaşamındaki son tebessümüne neden olur.
Gözleri önce yaşarır, sonra ümitle, güvenle parlar ve babasına döner:
”Ey babam! Benim Rabbim, bana annemden daha şefkatlidir.”
Baş sağa düşer, dudaklar kapanır.
Dünya bir atlama tahtası olur Firdevs’e doğru …