İKİLEMELER:
Anlamı güçlendirmek, pekiştirmek amacıyla aynı sözcüğün tekrarlanması,
yakın veya uzak anlamlı sözcüklerin yan yana kullanılmasıyla oluşan söz öbeklerine
“ikilemeler” denir.
1. Aynı sözcüğün tekrarıyla yapılan ikilemeler:
Örnek:
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.
Kapı kapı dolaştık.
Hızlı hızlı konuşuyordu
2. Eş Anlamlı sözcüklerin tekrarıyla yapılan ikilemeler:
Örnek:
Ortalıkta ses seda yoktu.
3. Yakın anlamlı sözcüklerle kurulan ikilemeler:
Örnek:
Eş dost yardımına koşmuştu.
Gazeteler yalan yanlış bilgilerle doluydu.
Doğru dürüst bir şey yapamadık
4. Karşıt anlamlı sözcüklerle kurulan ikilemeler:
Örnek:
Ne demek istediğimizi er geç anlayacak.
İrili ufaklı taşları eline alıp fırlattı.
5. Bir anlamlı diğer anlamsız sözlerle kurulan ikilemeler:
Örnek:
Kağıda eğri büğrü bir çizgi çizdi.
Sandıktan eski püskü bir elbise çıkardı.
6. İkisi de anlamsız sözlerle kurulan ikilemeler:
Örnek:
Adam abuk sabuk konuşuyordu.
Eciş bücüş bir yazı ile mektup yazmıştı.
7. Yansıma sözlerin tekrarlanmasıyla kurulan ikilemeler:
Örnek: Sular şırıl şırıl akıyordu.
Arılar vızır vızır dolaşıyordu.
8. “m” sesinin sözün başına getirilmesiyle yapılan ikilemeler:
Örnek:
Onca harcamadan sonra elimizde para mara kalmadı.
Uyarı: İkilemeler ayrı yazılı ve aralarına noktalama işareti konulmaz.
DEYİMLER
En az iki sözcüğün bir araya gelip kalıplaşmasıyla
oluşan söz gruplarına “deyim” adı verilir.
Deyimi oluşturan sözcüklerden en az biri mecaz anlamda kullanılır.
Örnek:
Her işi eline yüzüne bulaştırır. (Beceremez)
İki çocuğunu kaybedince ciğeri yandı.(Büyük bir acı yaşamak)
O her olayda pireyi deve yapar. (Önemsiz bir olayı büyütmek)
Deyimlerin Özellikleri:
1.Deyimlerde sözcüklerin yerleri bellidir, yeri değişmez. (Kalıplaşmıştır)
Örnek: Başında kavak yelleri esiyor. (Kavak rüzgarları esiyor denmez)
2. Deyimler en az iki sözcükten oluşur. Genelde söz öbeği şeklindedir.
Örnek:
İpe un sermek ,
Gözlerine inanmamak ,
Kulak asmamak.
3. Bazı deyimler cümle şeklindedir.
Örnek:
Yorgan gitti kavga bitti.
Şeytan görsün yüzünü.
4. Deyimler öğüt vermez, var olan durumu belirtir.
Minder çürütmek (İşsiz güçsüz dolaşmak),
Koltukları kabarmak (Böbürlenmek),
Gözü toprağa bakmak (Ölümünün yaklaşması)
İlk göz ağrısı (İlk olan, değerli olan)
Denizde balık (Ele geçmesi güç olan)
Pabucu dama atılmak (Önemini yitirmek)
ATASÖZLERİ
Asırlar öncesinde ortaya çıkmış, günümüze kadar gelmiş
halkın deneyimlerine dayalı öğüt ve değerlendirme bildiren
sözlere “atasözü” adı verilir.
Örnek:
Son pişmanlık fayda etmez.
Dost ile ye, iç alışveriş etme.
Atasözlerinin Özellikleri:
1.Atasözleri yargı (hüküm) bildirir. Bu yönüyle deyimden ayrılır.
2.Atasözleri öğüt verir.
Örnek:
Her koyun kendi, bacağından asılır.
Güvenme varlığa düşersin darlığa.
3. Bazı atasözleri gerçek, bazı atasözleri mecaz anlamlıdır.
Örnek:
Güneş balçıkla sıvanmaz. (Mecaz)
Dikensiz gül olmaz. (Gerçek ve Mecaz)
Ağaç yaşken eğilir. (Gerçek ve Mecaz)
4. Atasözlerinde yargı her yönüyle tamamlanmıştır.
ÖZDEYİŞLER (VECİZELER)
Geniş bir kültür ve deneyim sahibi kişilerin söyledikleri özlü sözlerdir.
Atasözlerinden farkı söyleyeninin belli olmasıdır.
Örnek:
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin
karşındakinin anlayabildiği kadardır.
(Mevlana)