Gülay Öztürk yazıları

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #100 : 23 Aralık 2009, 23:36:43 »
Yüce Rabbimiz ,Mi'raç'da Peygamberimiz' ve O'nun ümmedine üç hediye
sunmuştur..
Bunlar..
-1)Bakara süresinin sonu,
-2)beş vakit namaz,
-3)Allah'a eş ,ortak koşmayanlara Cennet müjdesidir..

Ayrıca ,Mi'raç gibi muazzam bir hadisenin Başlangıç ismini alan İSRA
süresinde,ilahi emir ve yaşaklar beyan edilmiştir..

Bu emir ve yaşaklara söyle özetleyebiliriz..

-1)Allaha hiç bir şeyi eş,ortak koşmamak,Allah'dan başkasına kulluk etmemek,
-2) Anaya-babaya itaat etmek,onlara güzelce bakmak,
-3) Hısım ve akrabayı,fakir ve yoksulları,gurbette kalmış kimseleri
gözetmek,onlara yardım etmek,
-4) Malımızı harcamada israfa düşmemek,
-5) Fakirlik korkusuyla çocuklarımızı doğmadan veya doğduktan sonra çeşitli
yollarla öldürmememk,
-6 Aileleri yıkan,cemiyeti paramparça eden zinaya yaklaşmamak,
-7) haksız yere adam öldürmemek,cana kıymamak,
-8) Yetimlerin malına göz dikmemek,onlara iyi muamele etmek,
-9) Verdiğimiz sözlere yerine getirmek,
-10) Ölçü ve tartılarımızı doğru yapmak,hileye baş vurmamak,
- 11) Bilmediğimiz şey peşine düşmemek,bilmediğimiz hususlarda körü körüne
konuşmamak,
-12) Yeryüzünde kibir ve azametle ,böbürlenerek yürümemek,
-13) Mi^racımız olan namazlarımızı dosdoğru kılmak,
-14) Kur'an-i Kerim'i ağır-ağır ve tane-tane okumak,
-15) Yüce Allahımızı hamd etmek,yalnız O'nu büyük tanımak.

Görülüyor ki,İSRA süresinde ki bu ilahi hükümler,insanlığın bütün
ızdırablarını dindirecek,onları huzur ve mutluluğa kavuşturacak Rabbani
emirlerdir..

selam ve dua ile...

Gülay Öztürk

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #101 : 23 Aralık 2009, 23:38:39 »
Hayat yalanların içinde boğulup gidiyor elimizden .

Sahte düzenlerin
peşinden koşup duruyoruz.

Gerçek nedir bilmeden kahpe aldanışların yolunu
izliyoruz. En çok kafama takılansa hep susuyoruz. Haklı olduğumuz
gerçeklerden kaçıyoruz. Işık nedir bilmeden karanlığa teslim oluyoruz.

Ortada apaçık bir gerçek duruyor biz görmüyoruz. Kendimizi sorgulamaktan
korkuyoruz. Bilmiyoruz ki gerçeklerin içimizde apaçık durduğunu. Aynaya
bakmaktan çekiniyoruz .Ama hep susuyoruz.

Dünyayı yalancılıkla suçlayıp durmaktansa her gecenin ardında aydınlık bir
günün bizi beklediğini keşfedebilsek.

 Çaresiz çırpınışları tükenmez
haykırışları bedenimizde yük gibi taşımaktansa ufacık bir gülümsemeye
sığınmayı bilmeliyiz.

 Haykırışlara harcadığımız nefesi kahkahalara
saklasak.Yalanları aramaktansa göz önünde duran gerçekleri yaşamalıyız.

Gerçeklerle yüzleşmek bizi korkutmamalı.Hayat bir rüzgar gibidir savurur
insanı sağa sola


Rüzgarda savrulmaktansa rüzgara yol göstermeyi bilmeliyiz.Kendi yolumuzu
çizmeliyiz .

Eğer bunu başarırsak işte ilk gerçeğimizi bulduğumuz an budur.

Kendi yolunu
çizen insan yol gösterici olmayı da elbet başaracaktır.Başkalarına faydalı
olmanın verdiği hazzı tadıp içinde
kendisine fazla gelen mutluluğu paylaşacaktır.Hayatı yaşamayı, sevmeyi
,gülmeyi ,ağlamayı
bilmeliyiz.

Yaşamak için çok geç olmadan yolumuzu belirlemeliyiz.

Zaman acımazsızca akıp gidiyor.
Bu yüzden doğan her günün değerini bilmeliyiz.

Gülay Öztürk

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #102 : 23 Aralık 2009, 23:40:02 »
Mutlu olabilmek için illa da büyük şeylerin gerçekleşmesini beklememiz
yalnız olduğunu bilmeliyiz..

İnsan ufak şeylerde de mutlu olabilmeyi öğrenmeli..

Elde edilen şeyin büyüklüğünü değil,anlamın büyüklüğü önemli olmalıdır..

Hayata bakış açılarımızı değiştirirsek,mutluluğumuz da ona göre değişim
gösterecektir..

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) "Herhangi biriniz canı ve malı emniyletle,
vücudu sıhhatle,bir de günlük yiyeceğini elinde olarak sabahı ederse,
bütün dünya kendine verilmiş demektir."buyurdu..

Evet,çoluk-çocuğumuz yanı başımızda ,huzur ve güvenliğimiz yerinde,
karnımız da tok,ve sırtımız pek ise,kendimizi dünyanın en mutlu insanı olarak
görmeliyiz..

Müslümanız,Allah'a c.c.,Peygambere s.a.v. inaniyoruz..

Mevlamızı şükredebiliyorsak,verdiğini kanaat edebiliyorsak,
O'nun c.c. bizim için taktir ettiği yaşama tarzına razıysak,mutluluğumuz
tamamlanmış olacaktır..

Aslında hepimizde mutluluk duyguları vardır..
Fakat bazı hayat şartleri bunu hişsetmemizi engel olur..

Fakat bu olumsuzluklardan kurtulduğuumuz an,dünyayı daha güzel,daha rengli ,
daha olumlu bakabiliriz..

Bir çok insanlar geçmişte kalan sorunlarını ve acilarını etkisinden kurtulamaz..
Oysa kötü şeyler geriye bırakmalıyız..

Bu hususta Peygamberimiz (s.a.v.) "sana huzur ve sevinç veren şeyi al.
üzüntü ve keder veren şeyi de bırak "buyuruyor..

Huzur veren,moralımızı ve ümidimizi yükselten güzel şeyleri düşünmek,
bizi olumlu yönde değiştirecektir...
Allah'a inanç ,zor zamanlarda insanı yardımcı olur..
Bu inanç,zorluklar,acılar ve ölüm karşısında dayanıklılık ve ümit ışığıdır..
Allah'a olan inancımız ve sevgimiz,en kötü zamanlarda bile içimizi saran mutluluğu
hişsetmemizi sebeb olur..

O'nu c.c. düşünmek,bizleri verdiği sayısız nimetlere için şükretmek ,
O'na güvenip dayanmak bizi hem mutlu edecek ,hemde güven verecek..

selam ve dua ile...

Gülay Öztürk

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #103 : 23 Aralık 2009, 23:41:50 »
Kur'an'da Rabbimizin bizden ilk istediği şey "hamd etmek"tir.
 Fatiha hamd
telkini ile başlar.
 Hamd, teşekkür edebilmek demektir.
 Hamd, şükredebilmek
demektir.

Hamd, minnettar ve hayran kalmak demektir.
Hamd, kendisine
verilenlerin verildiğinin farkında olmak demektir.
 Hamd, kendisinin özel bir
konuk olarak ağırlandığını her an hissedebilmek demektir.
 Hamd etmeyen,
şükür içinde olmayan, teşekkür etmeyen, kendi varlığının da, kendi
varedilmişliğinin de ayırdında değildir.
 Şükürsüz bir insan, insan olarak
kendinden beklenen en temel tavrı göstermiyor demektir.
 Kulağına fısıldanan
iltifatları işitmezlikten gelmek ne kadar utanç verici bir şeydir.
 Kalbini
ısıtan muhabbetleri hiç bilmezmiş gibi soğuk durmak ne kadar büyük bir
kalitesizliktir.

Eline verilen ekmeği görmemek, yüzüne gülen tebessümü
anlamamak ne kadar da aşağılara yuvarlar insanı. hamd edebilmek,
şükredebilmek, teşekkür etmek en temel insan özelliğidir ki, başka bütün
erdemler bunun üzerine inşa edilir.

 Minnettarlığını ifade etmiyorsa insan,
kendisi için olup bitenlere hayretini kaybetmişse, hem kendini siler, hem de
çevresindekileri yok sayar..
 Şükür ki şükrediyoruz; şükür ki
şükretmeyenlerin halini biliyoruz.
şükür ki şükretmeyip de şükürsüz olduğunu
bilmeyenlerin koyu karanlığında boğulmadık.
 
şükür ki şükredenleri de,
şükrettiğine sevinenleri de ayıplayan bir nankörlük içinde değildir.

Gülay Öztürk

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Gülay Öztürk yazıları
« Yanıtla #104 : 23 Aralık 2009, 23:43:00 »
Özel hayatımızda tıpkı iş yaşantımız gibi idare edilmek ister, ilişkinin
ihtiyaçlarını ve isteklerini anlamak için çaba göstermek gerekir.

 Bu ihtiyaçları ve istekleri anlayıp çözümünü bulursanız, istediğiniz sıcak ve
sevgi dolu bağlılığı kazanabilirsiniz.

Diğer tarafın ne düşündüğünü anladığınızda, kafanızda karışıklık yaşamaz ve
dengede kalırsınız.
 İnsanlar genellikle neye ihtiyaçları olduğunu söylemez,
danışanlarımıza bu konuda soru sorduğumuzda "Beni seviyor olsa, anlardım "
derler.
Oysa herkes, karşısındaki insanın zihninden geçeni tam olarak anlama
konusunda zorlanabilir.

 Yoksa siz hep anlar mısınız?
Hayallerle yaşamayın
Pek çoğumuz karşımızdakinde, kafamızdaki ideallere ulaşmaya çalışıyoruz.

 Bu,hayal kırıklığı yaratıyor ve çoğu zaman onların ihtiyaç ve beklentilerini
göz ardı etmemize sebep oluyor.

 Gerek danışanlarımızdan aldığımız bilgiler,
gerek yapılan bilimsel anketler şunu bir kez daha vurguladı ki, erkekler
kendilerine,çok yakın arkadaş, mükemmel bir aşık ve güvenebileceği sadık
bir eş ararlar, buldukları anda da bağlanırlar.

"Sohbet edebileceğiniz biriyle evlenin"

Arkadaşlıkta, güvende hissedip duyguyu paylaşmak sadece kadınların ihtiyaç
duyduğu bir unsur değildir.

 En uzun süren ilişkiler, arkadaşlık çerçevesinde
ve yıllar içinde demlenen duygu birikimleriyle zenginleşir.

  Sohbet edebileceğiniz biriyle evlenin diyor bilgiler.
hayırlısını istemenizi de çok fayda vardır..

selam ile...