Hızlı okuyabilenler zaman sorununu çözmüş olanlardır

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sult@n

  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Ankara
  • 3097
  • +189/-0
  • Cinsiyet: Bayan
    • Uyanan Gençlik
Uzmanların yaptığı araştırmaya göre, ÖSS'ye katılan adaylara en büyük sıkıntıyı,
zamanın dar olması yaşatıyor. Uzmanlar, "Hızlı okuyabilenler zaman sorununu çözmüş olanlardır" diyorlar.
Yılların birikiminin 3 saatlik bir zaman diliminde ortaya konabilmesi, yüzbinlerce ÖSS adayına kabus gibi geliyor. ÖSS sonrasında öğrencilerin en çok kullandığı cümle, "Zaman yetmedi" oluyor. Binlerce öğrenci üzerinde denenen hızlı okuma teknikleri zaman sorununu aşmaya yardımcı oluyor.
Üniversiteye hazıralanan öğrencilerin en önemli sorunlarından birisi de ‘zaman’ sorunu. Sınav sonrasında öğrencilerden çoğunlukla zamanın yetmemesi ile ilgili şikayetler duyuluyor. Binlerce öğrenci üzerinde denenen hızlı okuma teknikleri, zaman sorununu aşmaya yardım ediyor. Bu tekniklerin temelinde yatan unsur ise çok kitap okuma.
Deneyimli eğitimci ve hızlı okuma teknikleri üzerine çalışmalar yapan Ziya Baran, 180 sorunun çıktığı ÖSS’de öğrencilere 180 dakikanın verildiğini belirtti. Baran, her soruya düşen bir dakikanın öğrencilere yetmediğini; çünkü Türkçe, felsefe gibi derslerin sorularının uzun olduğu için soruyu okuyup anlama ve çözmek için zaman kaybedildiğini anlattı.

İnsan beyninin dakikada 600-700 kelimeyi okuyup anlama kapasitesine sahip olduğu halde, ilköğretim okulundan beri kazanılan heceleyerek okuma, dudaklarla okuma gibi yanlış alışkanlıklar sebebiyle bunun 200 kelimeye düştüğünün altını çizdi. İlköğretim okullarında okuma, harf harf öğrenme ve hecelemeyle öğrenildiğinde göz ve beyin 200 kelimeyi okuyup anlayabilecek seviyeye gelebiliyor. Beyin, soru çözme esnasında kapasitesinin sadece üçte birini kullanınca geri kalan kısmında başka şeyleri düşünmeye başlıyor ve dikkat dağılıp konsantrasyon bozuluyor. Beynin doğasında hız olduğunu ifade eden Baran, heceleyerek okuma öğrenilmesi inanışının değişmesi gerektiğini vurguladı. Baran, hızlı okumanın 2-3 hafta süresince her gün 1 saat yapılacak egsersizlerle kavranabileceğini anlattı.

Hızlı okuma alışkanlığını kazanmak için uygulanabilecek bazı teknikler şöyle:

1-Göz tembelliğinin giderilmesi:
Bu durum basit egsersizlerle aşılabiliyor. Bu egsersizlerle göz gördüklerini hemen kavrayacak kadar güçleniyor. Bunlar:
–Kitap okuma alışkanlığının kazanılması. Çok kitap okuyanlar okumayanlara göre her zaman daha hızlıdır.
–Gözün iki ayrı noktada tenis maçı seyreder gibi sağdan sola gidip gelmesi.
–Gözün yukarı aşağı doğru hızla gidip gelmesi.
–Önce yakındaki bir objeye odaklanma ve sonra aniden uzaktaki bir objeye odaklanma.
–İşaret parmağını göz hizasında 30 cm uzakta tutup yavaş yavaş göze yaklaştırıp uzaklaştırma.

2-Geri dönüşlerden kaçınma:
Hızlı okumanın önündeki engellerden bir diğeri okurken sık sık geri dönme. Bunun sebebini ise anlayamama endişesi. Bunu gidermek için kişinin kendi kendisini telkin etmesi ve beynin tamamlama yeteneğini kullanması gerekiyor. Beyin geçmişteki bilgiler sayesinde bir kelimenin hepsinin göremese bile tamamlama yeteneği ile kelimelerin ne olduğunu anlayabiliyor. Geri dönüşlerinin önüne geçmek için sorular, kalemle takip ederek de okunabilir.

3-Kelime gruplarını görmeye çalışma:
Bir insanın gözleri 3-4 kelimeyi birden görebiliyor.
Fakat hecelemeyle öğrenilen okumada bu sayı düşüyor. Okurken, kelimelerin başına değil sonuna, iki kelimenin ortasına ve satırın alt kısmına bakmak daha çok kelimeyi bir arada görmeyi sağlar.

4-Okuma amacını tespit etme:
Bir öğrencinin soruyu okurken rastgele değil, ana fikri nedir, ne anlatmak istiyor gibi
sorularla, zihni hazırlayarak okuması. Aksi takdirde rastgele okunan bir soru bir kez daha okunuyor.

5-Kelime hazinesinin genişletilmesi:
Az kitap okuyan öğrenciler, kelime hazinesi kısıtlı olduğu için bir soruyu okurken kelimeler üzerinde daha fazla yoğunlaşacağı için, daha çok zaman kaybeder. Bunun için kitap okumanın alışkanlık haline gelmesi gerekiyor.
6-Okurken, dudakların kıpırdamaması: Yine ilköğretim okulundan kalma alışkanlıkla öğrencilerin soru okurken dudakları kıpırdatması. Bunun önüne geçmek için de öğrencinin, bilinçli olarak dudaklarını kapatması ve gözleri ile okuması gerekiyor. Yardımcı olmak açısından geçici bir süre okurken sakız da çiğnenebilir.