Dün parkta bir karınca izledim...
Yanında, yakınında başka hiçbir karınca yoktu… Tuhaf olan buydu… Karıncalar koloni halinde yaşar ve birlikte olurlar geneldel..!
Ama bu karınca yalnızdı…
Anlamaya çalıştım hareketlerini... Sanki, kocaman bir vahada serap arar gibiydi... Görmeye alışık olduğum hallerinden biri saha yoktu üzerinde… Karıncalar çok hareketli, yorulmak nedir bilmez, istikametlerinden her zaman emin, akışkan yaratıklardır…
Ama bu farklıydı... Hareketli fakat yorgun, halsiz ve belki de sakattı… Bu haline rağmen pes etmeye niyeti yoktu…
Uzun bir süre izledim onu…
Oraya buraya Hacervari yönelişlerle yöneliyor, tekrar menziline dönüyordu… Sonra, sanki arka ayakları üzerine doğrularak başını kaldıryor taaaa uzaklara, ufka bakıyordu… Çok etkiledi bu hali beni..! Gelmesini, yardımını istediği birinin yoluna bakar gibiydi…
Bu hal uzun sürmüyor, tavafına devam ediyordu... Ne kadar sürdü bu hal hatırlamıyorum.
Dalmışım..!
Dönem dönem yaşadığımız sıkıntılardan öyle bunalır, sıkılırız ki; insan harici her şey olmak isteriz… Koydum ben de karıncanın yerine kendimi… Ona göre, ucu bucağı bulunmayan bu vahada ne yapabilirdim? Blinçsizce (idraksiz) dolanıp durmak ağır geldi bana.! İstemedim karınca olmayı! Şükür ki Rabbim insan olmamı dilemiş ve severek yaratmış.. Birden özel hissettim kendimi..!
Acısı tatlısı ile insan olmamın gereklerini yaşıyorum hamd... Mutluluğu, mutsuzluğu, özlemi, insana dair ne varsa biliyorum...
Her şeyden önemlisi Allahım bana değer veriyor... Ben şımarsam da, kızdırsam da, beni bırakmıyor... Kapıları her zaman açık..!
Şükrettim halime.!
Allahım, severek yarattığın ben'i öyle kuşat, aşkın beni öyle sarsın ki; hiçbir şey gözümde olmasın.. Senin sevgin yüreğimi öyle kaplasın ki üvey mutluluklardan medet ummayayım..!
Sevgini öyle hissettir ki yüreğimde senin sevginin üstüne çıkan olmasın...
Bende olan tahtına başka kimse oturamasın...
Seni seviyorum Allahım...