Bu dost kervanlarının gidişi nedendir? Nedendir bu çekişmelerimiz?...
Sebepsiz gururlu küslüklerimiz, O selam vermedikçe ben vermem deyişlerimiz.
Yeterince kontak kuramıyor mu gönüllerimiz?;
Ebedi sevdamız Rabb’e ulaşmanın anahtarı resul ile O’nun rehberliği olmadan attığımız adımlar mı var
onun için mi sevgi susuzuyuz?
Onun için mi kuruyor yüreklerimiz?
Onun için mi güvenemiyoruz kimseye?
Onun için mi vefa nedir diye soruyoruz?
Ondan mı hayal kırıklıklarımız?
Ondan mı dolana dolana nefesimizi kesen kalp sancılarımız?
İç yangınlarımız ondan mı?
Ondan mı gerçekleşemiyor manevi beklentilerimiz?
Bozgunlarımız yılgınlıklarımız ondan mı? Ondan mı dostsuz kalışlarımız?
Garipliğimiz mahzunluğumuz ondan mı? Ondan mı kan davaları?
Kadınlara çocuklara eziyet edişler ondan mı? Ondan mı sözde durmayışlar?
Nefisle mücadelede başarısız oluşlar ondan mı Ondan mı? cimrilikler bencillikler...
Dikenlerle boğuşmamız güllere erişemeyişimiz ondan mı? Ondan mı kendimizi kimsesiz hissedişimiz?
Allah’ı unutuşlarımız ondan mı?…
Geçip giden kervanları bırakınız gitsinler Ardından gözyaşı dökmeye değmez...
Hakiki dost kervanına döndürün yüzünüzü.
O hiç geçmez Beklemededir hep...
Açılan elleri, yönelen kalpleri bekler Zatını ve resulünü özleyen gönülleri bekler…
Emine Fikriye