SENİ SEVİYORUM
Denemesi bedava.
Buyrun,alın telefonu ve aklınıza ilk gelen, sevdiğiniz birini arayın.
Deyin ki:
- Heeeyy, falanca... Daha önce galiba hiç söylememiştim. Ama fırsat bu fırsat.
Şimdi söylemezsem ne zaman söyleyeceğim ki?
Ben seni çok seviyorum.
Önce size bir suskunluk ikram edilecek! Acele etmeyin, bekleyin.
Karşınızdakini "tıkayan" endişenin, merakın ve şaşkınlığın dağılması epey zaman alacak. Buna hazır olun...
Bir ard niyetiniz olmadığını anlayabilirse,
sevdiğinizin içi "kıpır kıpır" olacak ve siz onun gözünde;
kendisinin sizin gözünüzde olmasını istediği şekle bürüneceksiniz.
Artık size; onun yüreğinde ölüm yok.
Ama, bunu yapamazsınız değil mi?..
Çünkü ne büyük bir "ayıp"tır ve ne büyük bir "hafiflik"tir. Öyle mi?..
Sevilmek hoşumuza gider her zaman. Ama sevmekten ödümüz çıkar.
Hele hele sevdiğimizi söylemekten...
Ölmek daha kolaydır bu "rengimizi değiştiren" itiraftan...
Gurumuzu paspas ettiğimizi düşünürüz, "erkekliğe"sığdıramayız...
Kadında olsak, erkek de olsak dilimiz varmaz o cümleyi söylemeye.
"Seni seviyorum"daki iki kelimeyi, birer "harakiri" kılıcı gibi kendimize saplamaya gücümüz yetmez!..
Ana-babamız bizden bu lafı duymadan vefat ederler.
Karımız-kocamız sevildiklerini öğrenemeden yıllar geçer.
Çocuklarımız ise bu "ayıp" lafın "söylenebilir" olduğundan habersiz büyürler ve birer "biz" olurlar!
Hadi bana örnek gösterin. Deyin ki; falan insan sevildiğini duymak istemiyor!..
Israrla tavsiye ediyorum.
Bugün benim için fazladan bir kişiye veya en azından bir defa fazla
"SEVDİĞİNİZİ" söyleyin.
Bu; günah değil, ayıp değil...İçimizde katılaşmış bir yanılgı sadece...
Hafiflik hiç değil.
Lütfen düşünür müsünüz; her gün bu ülkede (fazladan) altmış milyon kere:
"SENİ SEVİYORUM" sözü çıksaydı insanların ağzından.
Lütfen düşünür müsünüz, neler değişirdi!..
Alıntı