Tıbb-ı Nebevi - 2
Kur’an-ı Kerim, her biri batılı ilim adamları tarafından araştırma konusu yapılan tıp,
astronomi, jeoloji, botanik gibi çeşitli bilim dallarına temel teşkil edecek bilgiler veriyor.
Özellikle insan sağlığını ilgilendiren tıbbi konular önemli bir yer tutuyor.
Aynı şekilde Peygamberimiz (s.av)’in de sağlıkla ilgili pek çok hadis-i şerifleri var.
işte tıbb-ı Nebevi bunlardan oluşuyor.
Aslında biz müslümanlar, Hz. Muhammed (sav)’i tabib-i kulûb,
yani inançsızlıktan ruhları ve dünyaları kararmış insanlara hayat bahşeden,
gönül aydınlığı ve ebedi kurtuluş getiren "kalplerin tabibi" olarak tanırız.
Hz. Peygamber (sav)'in tıbba dair hadisleri tabib gözü ile ele alınırsa
bir bölümünün genel tıp konularına,fakat pek çoğunun koruyucu hekimliğe,
bir kısmının da tedavi edici hekimliğe ait ilaç tariflerinden ibaret olduğu görülür.
Bunlar tıbbi tavsiye, öğüt ve reçeteler de olarak özetlenebilir.
Bu hadisler bugünkü tıbbı telakkilerimize uygunluk göstermesinden başka,
Arap yarımadasındaki tıbbi uygulamaları düzeltmek ve tababete ilmi bir hüviyet kazandırmak gibi önemli
bir rol oynamış ve ortaçağa hakim olan bir İslam tababetinin doğmasına sebep olmuştur.
Gerçekten o devirde Araplar tababet konusunda çeşitli yanlış telakki ve uygulamalara sahip bulunuyorlardı.
Bu konuda şu örnekler verilebilir.
Araplar beraberlerinde bir tavşan kemiği taşıdıkları takdirde hastalıklardan korunacaklarına inanırlar;
yılan sokmuş bir kimseyi yılanın zehiri vücutta yayılmasın diye uyutmaz,
üstüne başına ziller takarlardı. Korkmuş bir kadının yüreğinin soğuduğuna inanarak sıcak su içirirlerdi.
Çocukların çürük dişlerini güneşe doğru attıkları takdirde yeni dişlerin muntazam çıkacağına inanırlar,
şaşılığı değirmen taşına baktırarak tedavi ederler, yaraları kızgın demirle dağlar,
vebadan korunmak için merkep gibi anılırlar, hastaları kâhinlere götürür, sihir yapar,
tapınaklara kurban keser, böylece hastaların içine girmiş şeytanların çıkacağına inanırlardı...
Hz. Peygamber (s.a.v) yukarıda zikredilen batıl ve ilmi değeri olmayan uygulamaları kaldırmış,
tababete yeni bir anlayış getirmiştir. Şöyle ki, tabib olmayanların hasta tedavi ettikleri
takdirde verdikleri zararın ödetilmesi, tabiblerin alacağı ücretin meşru olduğu,
bulaşıcı hastalıklara karşı korunma, salgının bulunduğu yere girmemek ve
bu yerde bulunuyorsa dışarı çıkmamak (karantina), vücut temizliği,
yiyeceklerin ve çevre temizliğine önem vermek, yiyecek ve içeceklerde itidali muhafaza etmek,
hastalanınca tedavi olmak ve tedaviye İnançla bağlanmak,
hastalıklarda çeşitli tedavi usulleri tarif ederek bir ilaç telakkisi oluşturmak,
haram nesnelerle tedavi yapılmaması gibi tavsiyeler yanında,hastalık anında
hazık (mütehassıs) hekime müracaat etmek, cahil tabiblerden uzak durmak gibi
çok Önemli konulara temas buyurmuşlardır.
Bu konuda pek çok örnek verilebilir.