Anoreksia Nevroza (Kilo Kaybetme)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Anoreksia Nevroza (Kilo Kaybetme)
« : 15 Mart 2009, 13:57:10 »
Kişinin ruhsal nedenlere dayalı olarak beslenmesini azaltması veya beslenmeyi reddetmesi nedeniyle ve/veya zorla kusarak (parmak atıp kusarak) aşırı kilo kaybetmesidir.

Bunun yanı sıra, mide bulantısı ile birleşik mide şikayetleri, kabızlık (bazen fazla miktarda müshil kullanma) da bulunur. Anoreksia nevroza, çoğunlukla erken ergenlik ve ergenlik sonrası çağındaki genç kızlarda görülür.

Bu tip insanların kişiliğinde istisnasız ya histerik ya da çocuksu genital gelişim basamağına yakın) bir yapı bulunup, her iki halde de belirgin oral takıntı vardır. Bu nevrotik özelliklerde, psikogenetik açıdan, yeterli sevgi göstermeyen veya cinsel düşman olarak görülen bir ana figürü rol oynamıştır. Bunun sonucu olarak büyümenin psikoseksüel yönleri karşısında yoğun korkularla birlik kuvvetli bir puberte çatışması meydana gelmiştir Özellikle kadın rolü ile kadınsı beden biçimini ve cinsel problemleri reddetme söz konusudur.

Anoreksia nevroza hastalarının tipik özelliği, hastalık bilincinin bulunmamasıdır. Kendilerindeki korkunç zayıflamayı ve acil tedavi gereksinimini kabul etmez, yadsırlar. Kendi kendilerine zorlamalı kusmaları da inatla yadsınır, bu yadsıma ya bilinçli bir yalan şeklinde, ya da yarı bilinçli bir kabul etmeme türündedir. Bu hastaların hepsinde aşırı bir ilişki bozukluğu vardır.

BELİRTİLERİ

- Kızlarda erkek bedenine benzer biçimde beden görünümü,

- Aşırı hareketlilik,

- Cinsel kimliğini reddetme,

- Normal beden ağırlığı, olması gerekenin çok altındadır.

- Cinsel ilgide eksiklik vardır.

Çevrimdışı Aşık-ı sadık

  • ****
  • Join Date: Kas 2008
  • Yer: İzmir
  • 840
  • +230/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Âşîk-ı sâdık
Anoreksia Nevroza
« Yanıtla #1 : 01 Haziran 2009, 22:23:52 »

Genellikle 12-18 yaşları arasında başlar ve şişmanlama korkusu yüzünden aşırı zayıf kalma çabaları ile belirlidir. Hasta beklenenin altında bir vücut ağırlığına sahip olmasına rağmen kilo almaktan veya şişman biri olmaktan aşırı derecede korkar. Hasta bilinçli olarak yememekte ve zayıf kalmada direnir.

Anoreksiya nervozanın aşırı yemesi olan (bulimik) ve aşırı yemesi olamayan şeklinde iki türü vardır. Anoreksiya nervozanın bulimik tipi aşırı yeme nöbetlerinin ardından yediklerini kusarak ishal yapıcı veya idrar söktürücü ilaçlar kullanarak düşük kilolarını korumaya çalışır.

Sıklık ve Yaygınlık :
Sıklığı bilinmemekle birlikte nadir bir hastalık değildir. 12-18 yaşları arasındaki nüfus içinde 1/800-3/100 arasında değişen yaygınlık oranları bildirilmiştir. Çoğunlukla (%95) kızlarda görülür. Yüksek ve orta sosyokültürel düzeyde daha sık görüldüğü bildirilmektedir.

Ayırıcı Tanı :
Depresyonda obsesif-kompulsif bozuklukta veya başka hastalıklarda ağır kilo yitimi görülebilir. Ama bu hastalıklarda kilo alma korkusu ve istemli olarak yemekten kaçınma davranışı yoktur.

Oluş Nedenleri (Psikososyal) :

- Cinsel çocuksuluk cinsel ilişki kurma ve gebeliğe karşı aşırı korku büyüme anneden ayrılma bireyleşmeye karşı aşırı korku gibi çatışmalar vardır.
- Çocuğun özerk gelişmesini güçleştiren aile patolojisi bulunur.
- Toplumsal olarak zayıflığa çok değer veren kesimlerde sık görülür.
- Ailelerinde ölüm ve ayrılma ruh hastalığı alkol ve kumar sorun gibi önemli aile sorunları daha sık görülür.

Tedavi :

Anoreksiya nervoza yaşamı tehdit edebilecek derecede ağırlaşabilen bir rahatsızlıktır ve kişilerin çoğunda tedaviden kaçma eğilimi vardır.
Ağır kilo kaybı olan kişilerin hastanede tedavi görmesi gerekir. Öncelikle kişinin kilo almayacağına inandığı bir rejim uygulanması konusunda anlaşılır. Kişiyle iş birliği yapmak bu noktada çok önemlidir. Yapılan anlaşmaya uygun günlük kilo artışı için giderek artan ödüller verilir. Bunun yanı sıra aileyle görüşmeler ve psikoterapi gereklidir. Kişinin yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesine vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmeye ve sorunlarının ele alınarak çözümlenmesine çalışılır. İlaç tedavisinde daha çok antidepresanlar kullanılır.