HAZIRCEVAP OLABİLMELİSİNİZ
Hazırcevaplılık Yeteneği
Hazırcevaplılık, her ortamda, her soruya anında cevap verebilme, söylenecek söz bulamadığınızda bile ortamı ölüm
sessizliğinden kurtaracak cümleleri oluşturabilme yeteneğidir.
Etkili bir iletişimci olmak istiyorsunuz. Fikirlerle dopdolusunuz. Konuşmaya kalktığınızda tüm cümleleriniz bir edip
veya şairin satırları gibi vecizeye benzemeyebilir. Konuşma sırasında her cümlenin kelimelerinin bile anlam
zenginliğinin bir parçası olması sağlanamayabilir. Bu noktada asıl önemli olan duraksamadan konuşmaya devam
edebilmektir. Çoğu zaman öyle sorularla karşılaşırsınız ki bir anda ne söyleyeceğinizi şaşırabilirsiniz. Oysa
hazırcevaplılık yeteneğini kazandığınızda hiç bir zaman sözün altında kalmazsınız. Beklenmedik çıkışlarınızla
insanları şaşırtabilir ve çıkışlarınızla hayran bırakabilirsiniz. Dahası derin bilgiye sahip olmadığınız konularda bile
konuşabilmek sayesinde her kesimden veya fikir gurubundan insanla sohbet ortamı kurabilirsiniz.
Çoğu zaman bilgi sahibi olmadığımız konularda söz söylemek zorunda kalabiliriz. İçerik yönünden boş sözler
söylesek de “duraksamadan söyleyebilmek” sayesinde tüm tehlikeleri aşabiliriz. Konuşma sırasında söyleyecek söz
bulamayarak durakladığımızda tüm imajımızı zedeleriz. Boş da olsa söyleyebileceğimiz mantıklı sözler bizi utançtan
kurtaracaktır.
Unutmamamız gereken bir gerçek var: Konuşmak için insanların huzuruna çıktığımızda insanlar da dinlemek için
bizlere yönelirler. O anda hepimiz başarılı konuşmayı arzulamaktayız. Daha da iyisi bizi dinlemekte olanlar da
başarılı olmamızı arzulamaktadırlar. Eğer biz utanç verici bir duruma düşersek dinleyenler de bu utançtan nasiplerini
almakta ve onlar da utanmaktadırlar. Şu halde konuşacağımız zaman başarılı olmamızı içtenlikle bekleyen insanlara
sevgiyle yönelmeli ve başarılı olmalıyız.
En önemli sorunumuz söyleyecek sözden mahrum kalmamız değildir. Pek çok şey biliyoruzdur. Ama “Boşluk
doldurma cümlelerini kullanmayı bilmiyorsak” tüm söyleyeceklerimiz bir kaç cümlede bitiverir. Duraklarız, tıkanırız ve
artık tüm konuşmamız tahrip olur. Cesaretimizi yitirdiğimizde diğer fikirlerimizi ifade etmeye fırsatımız kalmaz.
Aşağıdaki alıştırmalar ayak üstü düşünürken aralıksız hazırcevap verebilecek bir yetenek geliştirmemize
yarayacaktır. Lütfen bu çalışmaları istendiği gibi yapınız. Ayrıca bulduğunuz her fırsatı benzer alıştırmalar için
kullanınız.
ÖZET
1. Tek bir kelimeden yola çıkarak uzun konuşmalar yapabilmelisiniz.
2. Fikir boşluğu doğduğunda arayı içerik yönünden boş da olsa ilgili sözlerle doldurabilmelisiniz.
3. Şaşırtıcı sorulara, altında kalmayacağınız kısa olmayan cevaplar verebilmelisiniz.
ALIŞTIRMA: HAZIRCEVAPLILIK
1. Aşağıdaki her bir kelimeyi okuyun ve hemen ardından okuduğunuz kelimeyi içerisinde barındıran bir cümle
oluşturunuz. Cümlelerinizin 6 kelimeden küçük olmamasına dikkat ediniz.
Örnek: “Kalem” - Kalem olmasaydı binlerce kitabın yazılması mümkün olamayacaktı.
Kuş
Fasulye
Cam
Elma
Tabak
Kelebek
Patlıcan
Salatalık
Defter
Telefon
Radyo
Çocuk
Pamuk
Bahar
Kırmızı
Hırsızlık
İdam
Burun
Tırnak
Sağlık
Sevgi
Bağırmak
Zıplamak
Melek
Cami
Sadakat
Bayrak
Şerefli
Dağılmak
Rehber
Makine
Mutluluk
Bağlantı
İçerik
Soyut
2. Simdi söz söyleme süremizi bir dakikaya çıkaracağız.
Aşağıda göreceğiniz kelimeler üzerinde birer dakika
konuşacaksınız. Duraklama yapmamaya dikkat ediniz.
Düşünce akışınız yavaş işliyorsa başlangıçta zaman
kazanmak için yavaş bir hızla konuşacaksınız.
Örnek: “Sevgi”- Sevgi üstüne çok şey yazılmıştır. O, insanın kalbinde olan en saygıdeğer duygu. Sevmek ve
sevilmek ne güzel. Bir çocuğu sevmek, bir çiçeği sevmek, işi, eşi, aşı sevmek. Hayat sevgi üstüne kurulmuş. Yunus
ne güzel söylemiş: “Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü”. Bana göre sevebilen insan olmak büyük olmaktır.
Hepimiz de büyük olmak istemiyor muyuz? O zaman sevgiyi neden ihmal edelim. Sevgi mutluluktur. Mutluluk
uğrunda ne günlerimizi aç kalarak feda etmeye hazırızdır. Ne geceler uykusuz bırakır bizi sevgi. Oysa sevgi bir
bakıştır. Bir gülüştür. Bir soluyuştur sevgi. Ciğerlerimize her soluyuşta sevgi dolar. Arzularsak tüm hücrelerimizin
sevgiyle dolabildiğini görürüz.” Şimdi sıra sizde:
Bayram
Ay
Kalp
Fedakarlık
Kahvaltı
Burun
Çiçek
Çocuk
Işık
Müzik
Kitap
Başara
Mikrofon
Elbise
Kir
Bahar
Hayranlık
Merak
Temizlik
Yağmur
3. Aşağıda size çeşitli sorular yöneltilmiştir.
Bu sorulara en az 30 kelimeden oluşan cevaplar vermelisiniz.
Sorunun cevabı için tek bir kelime yeterli olsa bile cevabınızı mutlaka gerektiği kadar uzatmanız gerekmektedir.
Örnek soru: En çok sevdiğiniz kişi kimdir?
Örnek cevap: Benim Selim isminde bir arkadaşım var. Hayatımda tanıdığım en vefakar, en iyiliksever insan o. Onu
gördüğüm zaman mutlu oluyorum. Böyle bir arkadaşı kim sevmez. En çok sevdiğim insanın o olduğunu
düşünüyorum.(31 kelime)” Şimdi sıra sizde:
-Güzel konuşma kursuna katılmaktan memnun musunuz?
-Sizce yarın yağmur yağacak mı?
-Kursa giderek başarılı olma yolunu öğrenmemiz mümkün mü?
-En çok hangi özelliğinizden gurur duyuyorsunuz?
-Mecbur kalsanız çocuğunuzu döver miydiniz?
-Hiç kimsenin sizi sevmediğini söylüyorlar. Doğru mu bu?
-Rahmetli Turgut ÖZAL’ı hatırlıyor musunuz?
-Hiç nefret ettiğiniz bir öğretmeniniz oldu mu?
-Bir akşam aç kalmak pahasına elinizdeki parayı bir kitaba verir miydiniz?
-Sabahları erken kalkar mısınız?
-İskender kebabı hangi lokantada yersiniz?
-Niçin tavuk eti yemiyorsunuz?
-İradenizi nasıl kuvvetlendirdiniz?
-Gözleriniz neden bu kadar güzel?
4. Konuşmayı Kaldığı Yerden sürdürebilmelisiniz. Aşağıdaki örnekte iki farklı fikrin arası boş bırakılmıştır. Konuşmacı
sizsiniz. önce bir fikir veriyorsunuz ve ardından bu fikri örneklendireceksiniz. Ancak örnek aklınıza gelmiyor. Örneği
hatırlayıncaya kadar kaldığınız cümleye paralel, yeni fikirler içermeyen dolgu cümleleri kullanacaksınız. Arada en az
beş cümle kullanmaya dikkat ediniz. İlk örnek sizin için hazırlanmıştır:
a) Ben biliyorum insan cevabı çok arzularsa rüyasında bile cevabı bulabilir. (Fikir kesintisi: Örneği hatırlamadınız ve
boşluğu dolduruyorsunuz.)
Arzuladığınızda ne olur? Arzunuz bir türlü zihninizden gitmez. Arzu duygudur. Hep gözlerinizin önünde dolaşır. Öyle
ki her zaman arzunuzu düşünürsünüz. Rüyanızda bile arzunuz aklınızda dolaşır. Adeta arzu insanın hücrelerine
kadar vücuduna işlemiştir. Arzunuzdan kalbiniz titrer. “Ah bir şu cevabı bulabilsem” dersiniz. Yemek yerken arzu
kafanızdadır. Yolda yürürken hep o arzuyu düşünürsünüz. Sonunda cevabı rüyanızda görürsünüz...
(Devam)Bunun en ilginç örneğini Elias Howe yaşamıştır. Dikiş makinesini keşfetmek için bıkmadan çalışmış,
arzulamış durmuş ve sonunda rüyasında kendisini yakalayan yamyamların mızraklarının ucunu gördüğünde hemen
fikir kendisine doğmuştur. Bu rüyadan sonra tezgahının başına geçmiş ve dikiş makinesini tamamlamıştır.
b) Bir yetim çocuğun başını okşasanız ona neler kazandırabileceğinizi biliyor musunuz? (Fikir akışı koptu siz
doldurun)
(Devam) Yetim çocuğun kendine duyacağı güven sayesinde çalışma azmi, zekası ve başarısı gelişecektir.
c) Aya ilk kim ayak basmıştı biliyor musunuz? (Fikir akışı koptu siz doldurun)
(Devam) İşte Ay’a ilk ayak basan Neal Armstrong olmuştu.
d) Size dün buraya gelip çok çalışmamız gerektiğini söyleyen kadının adını söylemek istiyorum. (Fikir akışı koptu siz
doldurun)
(Devam) O kadının adı Halime Yazgan’dı.
e) Huzurlarınıza hangi konuda söz söylemek için çıktığımı biliyor musunuz? (Fikir akışı koptu siz doldurun)
(Devam) Sizinle “zekanın gelişiminin önemi” konusunda konuşmak için buradayım.
f) Benim kaç yaşında olduğumu merak ediyor musunuz? (Fikir akışı koptu siz doldurun)
(Devam) Belki de tahmin ediyorsunuz; ben tam 31 yaşındayım.
Muhammet Bozdağ