1.Cüz

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
1.cüz
« Yanıtla #5 : 04 Mart 2009, 01:48:13 »

30- Hani Rabbin, Meleklere: «Muhakkak ben, yer yüzünde bir halife var edeceğim» demişti. Onlar da: «Biz seni övüp-yüceltir ve (sürekli) takdis edip dururken, orada fesat çıkaracak ve orada kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?» dediler. (Allah:) «Şüphesiz, sizin bilmediğinizi ben bilirim.» dedi.

31- Ve Adem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: «Eğer doğru sözlüler iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin» dedi.

32- Dediler ki: «Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiç bir bilgimiz yoktur. Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.»

33- (Allah:) «Ey Adem, bunları onlara isimleriyle haber ver» dedi. O da, bunları onlara isimleriyle haber verince, (Allah) dedi ki: «Size demedim mi, göklerin ve yerin gaybını gerçekten ben bilirim, gizli tuttuklarınızı da, açığa vurduklarınızı da ben bilirim.»

34- Ve meleklere: «Ademe secde edin» dedik de İblis'ten başka (diğerlerinin tümü) secde ettiler. O ise, dayattı ve kibirlendi ve kâfirlerden oldu.

35- Ve dedik ki: «Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.»

36- Fakat Şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları durumdan çıkardı. Biz de: «Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır» dedik.

37- Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. (Allah da) Bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.



Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
1.cüz
« Yanıtla #6 : 04 Mart 2009, 01:48:38 »

38- Dedik ki: «Oradan tümünüz inin. Artık, ne zaman size benden bir hidayet gelir de, kim benim hidayetime uyarsa, onlar için ne bir korku vardır, ne de mahzun olacaklardır.»

39- «Küfredip de ayetlerimizi yalanlayanlar ise; onlar, ateşin halkıdırlar ve orada süresiz kalacaklardır.»

40- Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi anın ve ahdime bağlı kalın, ki ben de ahdinize bağlı kalayım. Ve yalnızca benden korkun.

41- Yanınızda olan (Tevrat) ı, doğrulayıcı olarak indirdiğime (Kur'an'a) iman edin; onu inkâr edenlerin ilki siz olmayın ve ayetlerimi az bir değer karşılığında değişmeyin. Ve yalnızca benden korkun.

42- Hakkı batıl ile örtmeyin ve sizce de bilinirken hakkı gizlemeyin.

43- Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle siz de rükû edin.

44- Siz, insanlara iyiliği emrediyorken, kendinizi mi unutuyorsunuz? Oysa siz kitabı okumaktasınız. Yine de akıllanmayacak mısınız?

45- Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, içi saygıyla ürperenlerin dışında kalanlar için bir ağırlıktır.

46- Onlar, (mü'minler ise), hiç şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) hiç şüphesiz, O'na döneceklerini bilirler.

47- Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere üstün kıldığımı anın.

48- Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden bir şefaatin kabul edilmeyeceği ve hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden korkup-sakının.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
1.cüz
« Yanıtla #7 : 04 Mart 2009, 01:49:02 »

49- Sizi, en dayanılmaz işkencelere uğrattıkarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı anın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlarken, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

50- Ve sizden dolayı denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun'un adamlarını -siz seyredip dururken- boğduğumuzu da hatırlayın.

51- Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz.

52- Bundan sonra belki şükredersiniz diye sizi bağışladık.

53- Ve (yine) hidayete erersiniz diye Musa'ya Kitabı ve Furkanı verdik.

54- Musa, kavmine dedi: «Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca yaratan (gerçek ilah) ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün: bu, yaratıcınız katında sizin için daha hayırlıdır.» Bunun üzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

55- Ve (şöyle de) demiştiniz: «Ey Musa, biz Allah'ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız.» Bunun üzerine siz bakınıp-dururken sizi yıldırım çarpmıştı.

56- Sonra (yine de) belki şükredersiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik.

57- Bulutları üzerinize gölgelendirdik ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin iyisinden yiyin (dedik) . Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
1.cüz
« Yanıtla #8 : 04 Mart 2009, 01:49:27 »

58- Ve (yine) hatırlayın, demiştik ki: «Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken 'dileğimiz bağışlamandır' deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) artıracağız.»

59- Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerine gökten iğrenç bir azab indirdik.

60- Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman biz ona: «Asanı taşa vur» demiştik de ondan oniki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık (ve kışkırtıcılık) çıkarmayın.

61- Siz (ise şöyle) demiştiniz: «Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın.» (O zaman Musa da) «Hayırlı olanı, şu değersiz, şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır'a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır.» demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi: (yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
1.cüz
« Yanıtla #9 : 04 Mart 2009, 01:49:53 »

62- Şüphesiz iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiî'ler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder, salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır. Ve onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

63- Sizden kesin bir söz almış ve Tur dağını üstünüze yükseltmiştik (ve demiştik ki:) «Size verdiğimize sımsıkı yapışın ve onda olanı (hükümleri sürekli) hatırlayın: umulur ki sakınırsınız.»

64- Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz. Eğer Allah'ın üzerinizdeki fazlı (lutuf ve ihsanı) ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten kayba uğrayanlardan olurdunuz.

65- Andolsun, sizden Cumartesi (günü) haddi aşanları elbette biliyorsunuz. İşte biz, onlara: «Aşağılık maymunlar olunuz» dedik.

66- Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonradan gelecek olanlara 'ders verici bir ceza,' takva sahipleri için de bir öğüd kıldık.

67- Hani Musa kavmine: «Allah, muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor» demişti. Onlar: «Bizi alaya mı alıyorsun?» demişlerdi. (O da) «Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım» demişti.

68- «Rabbine adımıza yalvar da, bize niteliklerini açıklasın» demişlerdi. (O da Rabbine yalvardıktan sonra onlara) Demişti ki: «Şüphesiz Allah diyor ki: O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası dinç(likte bir sığır olmalı) dır. Artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin.»

69- Demişlerdi ki: «Rabbine adımıza (bir daha) yalvar da, bize rengini bildirsin.» O da: «(Rabbim) diyor ki: O, bakanların içini ferahlatacak sarı bir inektir» demişti.