Sen hiç dost yüreğiyle kuşanıp, acılara meydan okudun mu?

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Sen hiç dost yüreğiyle kuşanıp, acılara meydan okudun mu?

 
Sen Gök Sofrası nedir bilir misin?..

Ve...

Ona talip yürekleri?...

Bilir misin sahi?..

Gök sofralarında yüreğini bölüştüğün oldu mu hiç?..

Ya bir gök muştusunu?..

Ya, O En Güzelin (A.S) sevdasını, bölüştün mü biriyle?..



Sen, Kelime-i Şehâdet nasıl bölüşülür bilir misin?..

Dinle;

Ayrılık vaktinde, İkiden biri, “LailaheillAllah” der,

Diğeri, “MuhammedunResûlullah”..

Bölüşürler o sehâdeti ki, vuslat olsun ayrılıkları..

Ki, birleşsin gönülleri tevhid de, hiç ayrılmasın..

Çünkü bilirsin, o iki kelime hiç ayrılmazlar..

LailaheillAllah sende, MuhammedunResûlullah onda..

Bir yüzü sen ayrılığın, öte yüzü; vuslat içre vuslat..

İşte anla: Bu, tevhid diliyle meydan okumaktır ayrılığa...



Sen hiç dost yüreğiyle kuşanıp, acılara meydan okudun mu?..

Bir gülüşü, bir gözyaşını paylaştığın oldu mu?..

Bir şiiri, bir ezgiyi tam ortadan bölüştün mü hiç biriyle?..

Sesini katip ta sesine, sen hiç türkü söyledin mi çağa karşı?..

Gözyaşlarını ruhunla sildin mi hiç?..

Dualarını düşürdün mü dost pesine?..

Yüreğini çıkarıp ta yollara, kupkuru öylece bekledin mi sen hiç?..



Ne çok söylenir bu kelime: “dostluk”, “dost” ..

Var mi sahi gerçek bir dost?.. Kaldı mı?..

Var mı böyle bir dostu olan?..

Yokluğuna yaslayıp ta yüreğini, varolduğun..?



Ah! Hep yitirdik güzellikleri..

Hiç sızlamadan yüreklerimiz, bir bir tükettik dostlarımızı umarsızca..

Ne yazık..



Nedir ki dost?..

Herkes kendine mi bakar aynalarda acep dost denince?..

Belkide hep ulaşılmak istenen anlatılır..

Kim bilir..



Oysa Dost,

Aynalarını yüreğine tutandır senin.. Ve, Yüreğine aynalarını tuttuğun..

Seni farklı kılanın bilincinde, yüreğini yüreğine katandır dost..

Seni alır da onca kalabalık arasından, yüreğine asar.. İşte dost!..



Ve dostluk; hedeflenen şey değil, gönül gönüle hedefe yürüten şeydir..

Bir ucu sana, bir ucu ona bağlı bir zincirdir dostluk..

Hiç açılmasa da, tükenmeyen umutlarla, dost kapısında özlemekten yorulmaktır..

Hiç arayıp sormasa da pesine düşmektir, VEFADIR dostluk..



Ve dost,

Meyli sana değil, sendeki O’NA (CC) olandır..

Evet dost, sendeki O’nun talipçisidir..



Gerçek dostun vurulmuşluğu sana değil;

Geceleri bıraktığın aydınlığa,

Yüzündeki secde izlerine, o gök aklığınadır..

O’na (CC) adanmış bahçelerine,

Yaşadığın bildiklerinedir senin..



Dostun meyli;

Vakti kuşanmana,

Tüm cazibesiyle sana gelen dünyanın, çarpıp döndüğü o manevî zırhınadır hep senin..

Mânâ Âleminden topladığın çiçekleredir tutkunluğu..

O’na adadığın varlığına, O’na sattığın emânetlerine,

Dünyada da sana verilmiş olan cennetlerinedir meyli..



Dostun talep ettiği,

Çağa karşı duruşundur senin.. Başka değil.



Var mi böyle bir dost bulan?.. Oldu mu hiç senin böyle bir dostun?.

Gün ortası, gece yarısı aniden yürek vuruşlarıyla seni çağıran bir dostun oldu mu hiç?..

Yüreğinde, aklında, her zaman ve mekânda taşıdığın bir dostun var mi senin?..

Diyeceksin belki, ne dostluğu bu olsa olsa bir sevdadır..

Ah! Mevlana gönüllüm!, Yunus meşreplim!..

Sevda nedir bilir misin sen?..

Ya Şems’i?.. Ya Mevlâna’yla Şems’in sevdasını, yani dostluklarını duydun mu hiç?..

Ki, dünya daha öyle sevda, öyle dostluk görmedi..

Ne yazık, görmeyecek te...



“Şems geliyor!” haberine tüm mal varlığını veren Mevlâna’nın , “Yalanınadır bu verdiklerim, doğrusuna can vermek, bas vermek gerek” dediğini bilir misin?..

Adına sevda de, dostluk de! Ne önemi var ki..


Bu, birlikte gönül sofralarına konuk olmaktır..

Bu, gök sofralarından nasiplenmektir..

Öteler ötesinde ağırlanmaktır bu...



Mevlâna’yı dedik, Şems’i dedik, Ya Yûnus’u bilir misin?..



“işitin ey yârenler! Aşk bir güneşe benzer,

Aşkı olmayan kişi, misâli taşa benzer.”



Diyen Yunus’umu?..

Ya Hallac’i?.. Bilir misin sahi?.

Hani “aşk nedir?” dediklerinde, “bugün ve yarin görürsün” diyen.. O gün asılan, ertesi günde cesedi yakılan Hallac’i?.. Hani cesedinin külleri Dicle’ye atılanda, kabaran Dicle’yi, bir hırkasının yatıştırdığı mazlum ve mahzun, o ebedîleşmiş gök erini?..



Ah! bilir misin ne yürekler harcadık, ne dostluklar tükettik,

Çağın acımasız karanlığında, zamanın çarklarında..



Sadece bugün değil, HER GÜN, HER DÜN, HER DÜNLER....

Ne yürekler harcadık bir bilsen..

Lâkin...

Hallac’in teninde Sibli’nin gülleri kor olur..

Ah! Dedirtir güller, taslara gülen bedenine..

Çünkü o gül de olsa, atan dost elidir..

Revâ midir Hallaca bunca aşksızlık?..



Bir Molla Kâsım gelir, sığâya çeker, âşığım Yûnus’umu o kapılarda..

Reva midir Hakk aşkına?..



Şems’i, ebedî dostu, sevdalısı Mevlâna’nın oğlu öldürür, çağın kokuşmuş kışkırtmasıyla..

Revâ midir Şems’e?..

O kâinâtı içine alan yüreğe, o gök sevdalarına revâ midir?..



Onlarınki nasıl gelişlerdir öyle kapılarımıza, gökler dolusu sevdalarla?..

Ya bizimki nasıl bir reddediştir böyle?..

Nasıl reddedişlerdir?..

Onlarınki nasıl duruşlardır öyle, çağlara karşı..

Dimdik, hiç eksilmeden..

Asırlar ötesinden bize ulasan nasıl sevdalardır onlar öyle?..

Bugünün kuru gönüllerini, Mevlâna’ca arttırıp, Yunus’ça ıslatan ne bereketli yağmurlardır onlar..

“Âşık öldü diye salâ verirler,Ölen ------ imiş âşıklar ölmez.”



Ya Rab! Lütfet! Ay çıksın.. Sular yükselsin..

Dualarımız dâim medler içindir, cezirlerde gönüller..


Hiç arama! Bulamazsın!..

Yok ki öyle bir dost!..

Çünkü biz, tüm dost yürekleri sorgusuz- sualsiz idâm ettik..

Varsa da tek-tük, aldanma!

Hüküm verilmiş, kalemler kırılmıştır mutlaka..

İnfaz vakti, ha geldi ha gelecek..

Beklemede yürekler..


Ah! Güzel insanlar güzel atlara binip, hep gittiler..

Gittiler ve terk ettiler..

Bâkî kalan bu kubbede hoş bir sedâ imiş..

Bak dinle, ne söyler Yûnusum;

“Dost kılıcından Yunus ölürse gam değil,

Dost göğünden uyanan,maşuk burcundan doğar..”

Çevrimdışı melike

  • ****
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: ANKARA
  • 739
  • +66/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Dal rüzgarı Affetse de...Kırılmıştır bir kere...
Ynt: Sen hiç dost yüreğiyle kuşanıp, acılara meydan okudun mu?
« Yanıtla #1 : 15 Nisan 2008, 18:48:02 »
                       “Dost kılıcından Yunus ölürse gam değil,     ahhh
     103
                           Dost göğünden uyanan,maşuk burcundan doğar..”         
103

Çevrimdışı Nadya

  • *****
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Konya
  • 2940
  • +237/-0
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Sen hiç dost yüreğiyle kuşanıp, acılara meydan okudun mu?
« Yanıtla #2 : 10 Şubat 2010, 14:43:16 »
Var mi sahi gerçek bir dost?... Kaldı mı?..  81x