Rüya gibiGüzell...
Her zamanki gibi monoton bir başlangıçtı bugünde hiçbir değişiklik yoktu.Kalktım duvardaki resimlerime baktım her zaman baktığım ve bakmaktan hiçbir zaman usanmayacağım o resimlere.Bazen gülerken bazen hüzünlü çıkmıştı resimlerde ama her haliyle güzeldi.Kaç yıldır bu sevdanın tutsağıydım?Kaç yıldır esiriydim onun?.
Yatağımdan doğruldum,hala uykum vardı ama bugün ki sınava hazırdım galiba.Yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa doğru yola koyuldum.Kendimi bildiğimden beri hayatımda değişmeyen şeylerden biride sabah kahvaltılarını tek başıma yapmamdı.Annemi 6 yaşındayken trafik kazasında kaybetmiştim.Babam ise beni okutmak için gecesini gündüzüne katan bir işçiydi onun için çok az görüşürdük.
Yine aynı yollar yine aynı çıkmaza doğru götürüyordu beni ona ve tabi ki okula .Okumayı sevmiyorum ama okumama gibi de bir lüksüm yok babam gecesini gündüzüne katarken benim okumak istememem bencillik olurdu.Ve işte karşımda okul bu 1.5 senem kaldı sabrediyorum...Bitsin bu okul derken de özleyeceğimi biliyorum çünkü onu bir tek burada okulda görebiliyordum.Okula girdiğimde gözlerim ilk onu arar bulduğunda ise sadece süzerdi.O da yalnızdı ama hep yalnızdı ya bir bankta tek basına oturur yada bir köşede etrafı izlerdi.Ve işte orda yine bana doğru bakıyor yada ben öyle var sayıyorum.Çok güzel anneme benziyor yada ben annemin elimde kalan resimlerinden öyle çıkarıyorum.Elimi çantama attım ve fotoğraf makinemi çıkardım bu köşedeyken hiç resmini çekmemiştim.
Az kaldı sabredemiyorum artık az kaldı bir gün açılacağım ve o gün çok yakında.Zil çalmıştı herkes sıraya giriyordu gözden kaybettim onu..Düşünüyordum daha adını bile bilmediğim bir kıza 1,5 senedir aşıktım bugün çıkışta konuşmalıydım yine aynı köşeyi döndükten sonra kaybolmasına izin vermeyeceğim bugün konuşmalıyım.
4.5 saat sonra ........
Ve o an gelmişti hissediyorum artık yolun sonu onu gördüğüm ilk günden beri aşık olduğumu söyleyeceğim.Aynı zarafetle yürüyordu.Yaklaştım bir adım daha bir adım daha...Lanet olası o köşeye gelmemeliyiz yetişmeliyim...Birkaç adım ve ....
-Pardon
-Buyurun.
Kalbim duracak kendisi gibi sesi de güzel.Bugünü aylar öncesinden planlamıştım ve devam etmeliyim.
-Bunu siz düşürdünüz galiba?
Elimi cebime attım ve bir zincirin ucundaki o güzel meleği çıkardım.
-Hayır benim olamaz böyle bir kolyem yok...
-Ama şu anda bu yolda bizden başka kimsede yok kusura bakmayın ama bayan kolyesi takmayı pek sevdiğim söylenemez.
Gülümsedi evet gülümsedi...Bana doğru ve benim esprime içten gülümsedi.
-Evet doğru sokakta kimse yok ama belki birisi geçerken düşürmüştür.
-Sizden düştüğünü gördüm ve başka birine verme gibi bir amacım yok.
-Peki teşekkür ederim çok güzelmiş benim olmasa da alıyım.
Arkamı döndüm artık yapabileceklerimin hepsini yapmıştım hiçbir tepkiyle karşılaşmamam çok kotu oldu benim için.Evet artık kendi evimin yoluna koyulmalıyım derken arkamdan bir ses geldi.
-Tanışmadığımız halde ismimi nasıl bilebildiniz?
Arkamı döndüm ve
-Anlamadım.
-Tanışmıyoruz ve ama siz benim ismimle uyumlu bir kolyeyi getirip siz düşürdünüz diyorsunuz güzel bir kız tavlama taktiği.
Gülümsedi yeniden ve devam etti.
-Anlaşılan plan değil kazara olan bir olaydı ve siz birşey anlamadınız olaya açıklık kavuşturayım.Benim Adım Melek.
Kız haklıydı elinde melek başlıklı bir kolye vardı ve benden almıştı planlansa bu kadar güzel bir plan olabilirdi.
-Gerçekten bilmiyordum bilseydim farklı olurdu.
-İtiraf ediyorsun yani?
-Neyi?
-Bana ilan-ı aşk ettiğini?
Utanmıştım yüzüm kızarmıştı düşüp bayılmak üzereydim faka basmıştı beni.
-Açıkçası evet.
-Peki güzel bir taktikti ve çok hoşuma gitti ismimi de öğrendin ama hala senin ismini bilmiyorum?
-Ah..Pardon ismim Buğra.
-Memnun oldum Buğra neyse benim gitmem lazım sonra görüşürüz.
-Bende memnun oldum iyi günler sonra görüşürüz.
Bu vedanın son veda olacağını nerden bilebilirdim?
15 dk sonra....Ve evdeyim.
İnanılmayacak bir olay babam evdeydi ama evin hiçbir yerinde bulamıyordum.Salon,mutfak,kendi odası hiçbirinde yoktu tek ve zor bir ihtimal vardı benim odamdaydı.Odamın kapısı aralıydı ve babam ranzamda oturuyordu beni görünce gülümsedi ve yanına çağırdı galiba resimleri görmüştü Melek'in resimlerini.
-Gel otur oğlum.
-Birşeyin yokya baba?
-Hayır yok biraz dinlenmek için eve geldim ve bayadır yüz yüze konuşamıyorduk onun için evdeyim.
-Sevindim.
-Neden sadece boş bankların ve boş köşelerin resmini çektin?
-Boş??
Anlamıyorum babam aşkı sevgiyimi boş görüyordu yoksa kör mü olmuştu.
-Evet boş resimde hiçbir insan yada canlı yok boş bank boş okul köşeleri.
-Hayır baba o resimler boş değil orda Melek var görmüyor musun?
Babam ağlamaya başlamıştı fazla geçmeden kapı zili çaldı.Ayağa kalktı yıllar babamı çok yıpratmıştı o dağ gibi adamdan eser yoktu artık.Kapıdan bir ses geldi:
-Evet efendim hasta nerde?
10 Saniye sonra....
Odamın kapısı açıldı üzerlerinde beyaz kıyafetleri olan ve doktorlara benzeyen 2 adam kapıyı açtılar.
-Kusura bakma evlat hayat işte zor.
-Anlamadım.
-Bize zorluk çıkarmadan şu önlüğü giyer misin?
Deli önlüğü evet deli önlüğü onu giymemi istiyorlardı ben deli değilim neden giyecekmişim ki?
-Ben deli değilim ve onu giymeyeceğim.
O anda babam konuştu.
-Melek diye birisi yok oğlum Melek annenin ismiydi bu kadar yıl boyunca annesiz ve aile ilgisi olmadan yaşaman bu sonuçları doğurdu kusura bakma evlat.
-Hayır baba Melek var hatta anneme benziyor hemde çok benziyor görmelisin seni tanıştırcağım.
Babam ağlamıştı.Ağladığını hiç görmemiştim.
-Seni seviyorum oğlum bunu bil.
Bugün o hayatımı mahveden olayın üzerinden 6 ay geçti bu satırları hastahanedeyken yazıyorum.Melek'i o olaydan sonra 1 kere rüyamda gördüm başkada görmedim doktorlar yakında iyileşeceğimi söylüyorlar.Hayat bazılarına acımasız bazılarına ise tahmin edemeyeceğinizden de fazla acımasız.
Son Değil.Her son bir başlangıçtır aslında değil mi?