Sevgili Gençler;
Öğrencilerin en önemli problemlerinden ilki;
çalışmak istediğini söylediği halde, çalışmaya başlayamamasıdır.
İkincisi ise; çalışmayı uzun süre devam ettirememektir.
1- Çalışmak için şevk gelmesini beklemeyin, harekete geçin:
Öğrencilerin birçoğunda harekete geçmek için isteğin oluşmasını beklemek gibi bir saplantı var. Hâlbuki insanoğlu istek oluşmadan harekete geçince belli bir süre sonra bu istek kendiliğinden ortaya çıkabilmektedir. Yani kimi zaman istemeye istemeye harekete geçmek, ders çalışma isteğini kendiliğinden oluşturabilir. Bu nedenle çalışmak için tören beklemeyin, kendinizi zorlayın ve harekete geçin.
2- Ulaşmak istediğiniz hedefinize inanın:
Hedefiniz yoksa çalışmak için bir nedeniniz de yoktur.
Bu nedenle hedefinizi güçlendirmeye, yazılarla ve resimlerle canlı tutmaya gayret edin. Kazanmayı düşündüğünüz bölüm ya da üniversite ile ilgili orada okuyan öğrencilerle ara sıra görüşerek bu canlılığı sağlayabilirsiniz. Unutmayın ki insanoğlu kısa sürede ulaşacağı hedeflere daha iyi konsantre olur. Siz bir kısa koşucu değil, bir maratoncusunuz. Bu uzun soluklu koşuda belli noktaları istasyon olarak belirlemelisiniz.
Günlük, haftalık, aylık hedefler belirleyerek (bitireceğiniz konular,
çözeceğiniz soru adetleri, deneme sınavlarında alacağınız puanlar gibi)
ana hedefiniz için bunları basamak olarak kullanın.
3- Arkadaş grubunuzu çalışan öğrencilerden oluşturun:
Çevrenizdeki arkadaşlarınız çalışan, çalışmayı seven, yarış edebileceğiniz nitelikte olsun. Kendinizi bir yarış havasına sokabilirseniz çalışma isteğiniz artacak,
iradeniz güçlenecektir.
Unutmayın arkadaşınız çok iyi bir insan olabilir.
Ama onun hedefleri ve idealleri seninki ile aynı olmayabilir!
4- Başarıda kendinizi ödüllendirin, başarısızlıkta ceza uygulayın:
Önünüze koyduğunuz günlük, haftalık ya da aylık hedeflere,
almak istediğiniz puan hedeflerine ulaştığınızda kendinize ödüller verin.
Bu ödüller sizin için cazip şeyler olmalı.
Bunu aileniz de yapabilir, siz de yapabilirsiniz.
Hedeflerinizi gerçekleştiremediğinizde ufak cezalar uygulayabilirsiniz.
Örneğin günlük hedefe ulaşmadığınızda
o gün seyredeceğiniz tv programını seyretmeyin ya da
arkadaşlarınızla buluşmayı düşünüyorsanız buluşmayın.
5- Rehberlik hizmetlerinden yararlanın:
Sizin çalışma koşullarınızdan haberdar, sizi yakından tanıyan, zaman zaman çalışma performansınızı denetleyen, hedeflerinizi ne derece gerçekleştirdiğinizi ölçen-biçen ve gerekli taktik ve tekniklerle sizi yönlendiren bir rehber ya da danışman öğretmen de çalışma iradenizi güçlendirecektir.
Bu kişi, üzerinizde etkisi ve yaptırımı olan bir öğretmeniniz olabileceği gibi üniversiteli bir büyüğünüz de olabilir. Özellikle bu kişinin sizi denetleme görevi çok önemlidir.
6- Çevrenizde sizi konuşma ve davranışlarıyla tetikleyecek kişiler olsun:
Sizler birer robot değilsiniz. Elbette arada sırada çalışma isteğiniz azalacak, performansınız düşecektir. Böyle dönemlerde konuşmasıyla sizi etkileyen,
çalışma isteğinizi artıran, iradenize güç veren bir insanla konuşmanızda fayda vardır.
Bazı kişiler konuşma ve davranışıyla sizde etki yapar.
Onunla çok kısa bir süre de olsa bir arada olmanız,
konuşmanız çalışma isteğinizi kamçılayabilir.
7- Sorunlarınızı paylaşın:
Sınavda sadece ders çalışmayla başarılı olmak çok zordur.
Bu dönem zarfında dertleriniz, sıkıntılarınız, bunaldığınız anlar olacaktır.
Böyle anlarda sorunlarınızı paylaşacağınız,
konuştukça rahatlayacağınız kişiler olmalı çevrenizde.
Bu kişi ya da kişiler, ailenizden olabileceği gibi, arkadaş ya da
öğretmenlerinizden birisi de olabilir.
8- Ümitsizliğe düşmeyin:
Zaman zaman bunalabilir, ümitsizliğe düşebilir, karamsarlığa kapılabilirsiniz.
Bu son derece doğaldır. Bazı dönemlerde aksilikler ve
başarısızlıklar peşpeşe gelebilir.
İşte bu noktada ayakta kalmasını bilenler diğer adaylara karşı önemli bir avantaj elde edeceklerdir. Bırakmak, kaçmak herkesin rahatlıkla yapabileceği şeylerdir.
Ancak problemlerle mücadele etme iradesini gösterenler hem bu sınavda hem de
hayatın diğer dönemlerinde başarıyı yakalayabileceklerdir.
Unutmayın ki tarihteki önemli şahsiyetler, başarısızlıklarından ve
yenilgilerinden sonra ayakta kalmayı başarabilenler arasından çıkmıştır.
"Başarı veya başarısızlığa akli kapasiteden ziyade ruhi tavırlar sebep olur!"
(Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil)