NEZLE
Üst solunum yolunun; burun, boğaz ve soluk borusunun viral bir enfeksiyonudur. Akut olarak meydana gelir. Kuluçka devri 1-4 gündür. Hastalık genellikle burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı ile başlar ve devam eder. Diğer belirtileri ses kısıklığı, öksürük, halsizlik, kas ve eklem ağrısıdır. Ateş genellikle 38°C nin altındadır. Bu belirtiler 7-10 gün sürebilir.
GRİP
Grip de yine üst solunum yolunun viral bir enfeksiyonudur. Influenza çok yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Kuluçka süresi genel olarak 2-3 gündür. Klasik belirtiler baş ağrısı, yorgunluk, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık ve kuru öksürüktür. Mide bulantısı ve kusma özellikle çocuklarda meydana gelebilir. Ateş çoğu kez 38°C nin üzerindedir. Belirtiler genellikle 2-3 günden sonra hafifler.
Soğuk iki ayrı şekilde üst solunum yolları enfeksiyonunun oluşumunda rol oynar:
* Bu yollardan ilki soğuk havanın hastalıklara karşı direnci azaltması
* İkincisi ise burun içindeki gibi üst solunum yollarını kaplayan dokularda refleks olarak kasılmaya yol açması. Üst solunum yollarını kaplayan dokulardaki kasılma, sinüs boşluklarının burun içinde açılan deliklerin daralmasını sağlar.
Kışla birlikte soluduğumuz havadaki ideal nem miktarı yüzde 45’lerden yüzde 15’lere kadar düşer. Bu, burun içinde bulunan dokulardaki suyun kurumasına ve hastalığa neden olan etmenlerin daha kolay üremelerine yol açar.
Nem miktarının artması da burun içindeki dokularda buharlaşmaya engel olarak, dokularda şişmeye ve burun tıkanıklığına neden olur. Bütün bunlar nezle ve sinüzit gelişimini kolaylaştıran faktörlerdir."
Hava sıcaklığındaki hafif değişikliklerin nemli havalarda daha fazla hissedilir. Solunum yolları buna bağlı olarak soğuğa karşı daha fazla reaksiyon gösterir. "Burun tıkanıklığına yol açan deviasyon (burun bölmesini oluşturan kemiğin eğriliği), burun etlerinin büyümesi, özellikle çocuklarda geniz eti bulunması nezle ve sinüzit gelişimini artırır.
Ayrıca, alerjik sinüzite bağlı polipler ve geçirilmiş ameliyatlara bağlı burun içindeki yapışıklıklar, hastalık gelişimini kolaylaştıran diğer faktörlerdir."
TEDAVİ
Antibiyotikler viral enfeksiyonlarda etkili değildir. Kullanılmasının bir yararı yoktur. Antibiyotiklere ancak bakterial komplikasyonlar (sinüzit, orta kulak iltihabı v.s) geliştiği zaman ihtiyaç vardır. Ağrı kesiciler, ateş düşürücüler ve antihistaminikler şikayetlerin azalmasında yardımcı olur. (rutin olarak aspirin kullanılması tavsiye edilmez)
Doktorunuza danışmadan kesinlikle kontrolsüz antibiyotik kullanmayınız.
Gereksiz antibiyotik kullanımı hem vücudunuza, hem de cebinize zarar verir
Soğuk algınlığınızın iyileşmesini beklerken alınması gereken önlemler ;
* Ilık ve rahat ortamda bulunun, ağır fizik aktivitelerinden uzak durun. Dinleniniz.
* Ateş ve diğer belirtilerin ağır seyrettiği durumda yatak istirahati yapın.
* Mukusu yumuşatmak, drenajı sağlamak ve kaybolan sıvıyı tekrar kazanmak için günde en az 8 bardak sıvı alın.
* Nemlendiriciler ve su buharı kullanılarak çevrenin nemini arttırın, çevrenin nemini arttırmak göğüs tıkanıklığının kaybolmasına yardım eder.
* Sigara içmek boğaz tahrişi ve öksürüğü arttırır. Kesinlikle sigara içmeyin.
* Boğaz ağrılarını azaltmak için ılık, tuzlu su ile gargara yapın.
* Hastalığın şiddetini ve uzamasını önlemek için Vitamin C kullanın.
KORUNMA
* İdeal çevre şartları, çok fazla değişiklik göstermeyen hava sıcaklığı ve temiz hava hastalıklara karşı olan direnci artırıyor.
* Hastalık elle temasla da bulaşabilir. Bu nedenle hasta kişi bulaşmayı önlemek için sık sık ellerini yıkamalıdır. Ayrıca hasta kişi ile sağlıklı kişi mümkün olduğu kadar tokalaşmamalıdır.
* Hasta sık sık kağıt mendil kullanmalı, hastanın havlu ve bardağı müşterek kullanılmamalıdır.
* Genellikle üst solunum enfeksiyonlarının hep solunum yoluyla bulaştığı düşünülür ama el yıkamak da bu tür enfeksiyonlardan korunmakta çok önemli, unutmamak lazım.”
· SOĞUK ALGINLIĞINI tamamen önlemek zordur ancak riskinizi azaltmak için şunları yapın;
Hasta olan insanlarla teması her turlu önleyin ÖZELLİKLE EN ÇOK MİKROP SAÇTIKLARI DE İLK 3 GÜNDE
ELLERİNİZİ SIK SIK YIKAYIN; ÖZELLİKLE DE HASTA OLANLARA DOKUNDUKTAN SONRA; HASTA OLANLARIN DOKUNDUKLARI ŞEYLERE SIZ DE DOKUNDUKTAN SONRA YİNE YIKAYIN
ELLERİNİZİ, PARMAKLARINIZI BURUN VE GÖZLERİNİZDEN, AĞZINIZDAN UZAK TUTUN
HASTALIĞINIZI BAŞKALARINA BULAŞTIRMAMAK İÇİN:
· Öksürürken aksırırken, hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu atılan kağıt mendille kapatın
· Öksürdükten hapşırdıktan sonra ellerinizi su ve sabunla yıkayın.
· Burun akıntısının çok yoğun olduğu dönemde hasta toplu yerlerden uzak kalmalıdır.
· Grip olma riskini azaltmanın bir yolu da grip aşısıdır.
GRİP AŞISININ ÖNERİLDİĞİ DURUMLAR
* Kronik kalp ve akciğer hastalığı olan yetişkinler ve çocuklara (astımlı çocuklar da dahil)
* Kronik metabolik hastalıklar (diyabet gibi) böbrek hastalığı , bağışıklık sisteminde yetersizlik, kan hastalıkları nedeniyle bir önceki yıl düzenli tedavi gören veya hastanede yatanlara,
* Uzun süreli asprin tedavisi gören çocuklar ve gençlere (6 ay-18 yaş arası)
* 65 yaş ve üzerindekilere
* Toplu halde yaşayanlara
* Risk grubundaki kişiler: doktor, hemşire, hastabakıcı, kreş ve huzur evi çalışanları.
GRİP AŞISININ UYGULANMADIĞI DURUMLAR
* Grip aşısı, yumurta veya grip aşısının birleşenlerine karşı allerjisi olanlara uygulanmamalıdır.(Grip aşısı: tavuk embriyolarında üretilen inaktif virüslerden oluşur.)
* Ateşli bir hastalık geçirmekte olanlar, belirtiler yok olana kadar aşılanmamalıdır
Kaynak:http://bakkal.org/