Allâh Teâlâ'nın ihsân etmiş olduğu sayısız nimetlere şükretmek bütün insanların yerine getirmesi gereken bir borçtur. Şükür, verilen nimeti artırdığı gibi, şükürsüzlük de onun zevâline ve hatta sâhibinin şiddetli bir azâba mâruz kalmasına sebeb olur. Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem- sevindiğinde veya sevindirici bir haber aldığı zaman Allâh'a şükretmek için secdeye kapanır ve namaz kılardı. Nitekim İslam'ın azılı düşmanı Ebû Cehil'in başının kesildiği kendisine müjdelendiği zaman iki rek'at şükür namazı kılmıştı.
(İbn-i Mâce, İkâmetü's-salât, 192)
Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- de şöyle anlatmaktadır: "Nebiyy-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem-, bir ihtiyacının görüldüğü hususunda müjdelenmişti, bunun üzerine hemen secdeye kapandı."
(İbn-i Mâce, İkâmetü's-salât, 192)