In The Playground (Oyun bahçesinde) :
Jump (sıçramak, zıplamak);
dance (dans etmek);
skip a rope (ip atlamak);
play (oynamak; eğlenmek);
run (koşmak);
sing (şarkı söylemek);
slide (kay(dır)mak);
swing (salıncakta sallanmak);
walk (yürümek); go (gitmek);
fly a kite (uçurtma uçurmak);
play football (futbol oynamak);
play basketball (basketbol oynamak);
play volleyball (voleybol oynamak);
ride a bicycle (bisiklete binmek);
climb a tree (ağaca tırmanmak); swim (yüzmek);
jog (yavaş koşmak, jogging yapmak);
skate (patenle kaymak);
play the piano (piyano çalmak);
play leapfrog (birdirbir oynamak);
play tennis (tenis oynamak);
play table tennis (masa tenisi oynamak);
play golf (golf oynamak);
play hide and seek (saklambaç oynamak);
play hopscotch (seksek oynamak);
always (daima);
sometimes (bazen);
often (sık sık)