Hz. Muhammed’in Ailesinde Sevinçler ve Sıkıntılar Paylaşılırdı

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Aile bireylerinin birbiri üzerinde bazı hak ve sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklardan biri de üzüntü ve sevinçlerimizi paylaşmaktır. Peygamberimizin sıkıntılı günlerinde ailesi her zaman onun yanıda olmuştur. Medine'ye hicret edildikten sonra İnsanların Peygamberimize olan ilgisi onları şımartmamıştır. Peygamberimizin aile halkı arasında sevinç ve sıkıntıların paylaşıldığını anlatan bir örnek şöyledir: Hz. Ali anlatıyor:

"Peygamberimizin en çok sevdiği kimse, kızı Fatıma idi. O benim evimde bulunduğu sırada el değirmenini çevirmekten elleri nasır bağlamıştı. Tulum ile su taşımaktan boynunda iz kalmıştı. Evi sürekli süpürdüğünden elbiseleri tozlanıyor ve ocağın ateşini yakmaktan elbisesi siyahlaşıyordu. O bu işler neticesinde rahatsız olmuştu. Bu sıralarda Peygamberimizin yanına bir köle getirdiklerini duyduk. Fatıma'ya: “Babanın yanına gidip sana bir hizmetçi vermesini istemez misin?” dedim. Fatıma bu iş için Peygamberin bulunduğu yere gitti, ama Peygamberimiz insanlara konuşuyordu; utanıp sözünü söylemeden geri döndü."
Peygamberimiz ona sıkıntılı zamanlarında şöyle derdi: "Ey Fatıma, dünyanın acılarına sabret ki, ahiretin bol nimetlerine kavuşasın."

Peygamberimiz, insanların sevinç içinde oldukları bayram günlerinde, sevinçlerini birbiriyle paylaşmalarını isterdi. Bayram namazlarına kadın erkek herkes gelir, beraberce namaz kılar, tekbir getirirlerdi. Fakat daha sonra kadınların bayram namazına gitme geleneği kaybolmuştur.
Peygamberimizin ailesinin bayram günlerinde sevinçlerini paylaştıklarıyla ilgili bir örnek şöyledir: Hz. Aişe anlatıyor:

"Bir bayram günü evde def çalıp türkü söyleyen iki kızı seyrediyordum. Peygamberimiz eve geldi ve gidip sedire (divana) uzanıp üzerini örttü. (Dinlenmeye çekildi.) Bu arada babam Ebu Bekir geldi. Def çalan kızları görünce:

"-Bu ne hal, Allah'ın elçisinden utanmıyor musun?" diyerek çıkıştı. Bunun üzerine Peygamberimiz ona:
"Bırak, ilişme..." dedi. Sonra şöyle devam etti: "Her toplumun bir bayramı vardır. Bugün de bizim bayramımız."