Aile İçi Birlik Duygumuza Ne Oluyor?
Aile denilen en sağlam kalemiz düşüyor. Mutluluk ve huzur limanımız yok olduğu gibi; boşanma grafiğimiz de her gün biraz daha yükseliyor. Dün "evlendik mutluyuz" diyenler iki gün sonra "anlaşamadık ayrıldık" diyor.
Hiç ummadığımız insanlar, boşanıyor. Sanki o güzel evimize nazar değdi. Cennet yuvamızı cehennemin alevleri sardı. Kiminle konuşsanız evliliğinden dertli.
Peki bize neler oluyor da o güzelim ailemiz tahrip oluyor?
Neden bu kadar bencilleştik? Sadece egolarımızı tatmin etme yarışına girdik? Evet, kimse hayatından ödün vermiyor, fedakârlıkta bulunmuyor. "Ailemin huzur ve mutluluğu için neler yapabilirim?" diye düşünmüyor. Bütün planlar kişilerin özel hayatlarına ait. Sadece kendi mutluluklarına endeksli. Hani akşamları bir masa etrafında toplanırdık. Birbirimize günümüzün nasıl geçtiğini şen kahkahalarla anlatırdık. Tüm yorgunluklarımızı kahvemizi yudumlarken unuturduk...
Üzerimize karabasan mı çöktü?
Muhabbet kuşlarını uçurduk. Huzur meltemine pencerelerimizi kapattık. Saadet güllerini soldurduk. Baba televizyonunun başında, çocuklar bilgisayar ekranında... Herkes bir odaya hapsolmuş. Herkesin kendine ait depresif bir hayatı var. Kimsenin kimseden haberi yok.
Çocuklar hafta sonlarını kırların hür havasını teneffüs yerine dershanelerde geçiriyor. Yarış atı gibi okulla dershane arasında koşturuyor. Test çözmekten başını kaldırdığında bilgisayar ekranına kilitleniyor. Sanki ailemizin üzerine bir karabasan çökmüş! Sanki mutluluk bulutları yerlerini karamsarlığa bırakmış. Herkeste bir hırs, bir telaş. Oysa baba daha çok kazanmak için mesailere kalmasa. Anne fıtratına uygun olmayan işte çalışmasa. Çocuklar yarış atı gibi koşturmasa. Nasıl olsa her şey bir gün elimizden çıkıp gidecek. Zaman nehri hızla akarken hayat dizginleri kopacak. Öyleyse eşimiz, çocuğumuz ve kardeşlerimizle nasıl mutlu olabilir, hayata anlam kazandırabiliriz desek. Aslında bunlar zor şeyler değil: Ne babaların akşam yemeğinde evde olması, ne de çocuklarını başına toplayıp onlarla güzel vakit geçirmesi. Basit gibi görünen o akşam yemekleri aileyi derleyip toplayan ve onları hayata hazırlayan en güzel hayat okulu. Baba sevgi ve şefkatle aile fertlerini toplar. Anne onları kanatları altında saklar. İşte o zaman orası, fertlerin otel gibi kullandıkları yer değil yuva olur.
Gülay Atasoy