Osmanlı Devleti’nde padişahlar din ve devlet işlerini birlikte yürütüyorlardı. Millet egemenliğinin olmadığı bu düzene “Saltanat ve Hilafetin Kaldırılması” ile son verildi.
Atatürk Cumhuriyet yöntemiyle din ve devlet işlerini birbirinden ayırdı. Devlet işlerinin yürütülmesinde din kurallarının yerini akıl ve bilime dayalı laik hukuk kuralları aldı. Bu düzende devlet, din işlerine karışamaz. Aynı şekilde din de devlet işlerine karışamaz.
Laik anlayışta din, kişilerin kendi vicdanlarına bırakıldı. İnsanların din ve vicdan özgürlüğü anayasa ile güvence altına alındı. Anayasamız göre “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sahiptir.”
Laikliğin temelinde her dine hoşgörü göstermek, insanlara, insanlara dinlerini yaşayabilme hakkını vermek vardır. Laiklik ilkesi devlet yönetiminde millet egemenliğini esas aldığından demokrasinin gelişmesine yardımcı olmuştur. Ülkemize, Türk milletine çağdaş bir yaşam getirmiş, ilerlemenin yolu açılmıştır. Böylece insanların inanç ve ibadet özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Laiklik ilkesi insanlar arasında eşitliği öngördüğünden milli birlik ve beraberliğimizin güçlenmesini sağlamıştır.
Laiklik: Anahtar Kelimeler:
- Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması
- Akılcılık ve bilimsellik
- Akıl ve Bilim
- Din ve Vicdan Özgürlüğü