Budizm MÖ 6. yüzyılda Hindistan’da Buda tarafından kurulmuş ve daha sonra yaygınlaşmış olan bir dindir.
Hindistan’da ortaya çıkmasına rağmen mensupları, daha çok bu ülke dışında bulunmaktadır. Budizmin kurucusu olan Buda, MÖ 563-483 yılları arasında yaşamış bilge bir kişidir.
Asıl adı Sidharta olan Buda, aydınlanmış anlamına gelir.
Buda, yaşadığı süre içinde insanlara ahlaklı olmayı öğütlemiş, putlara tapmayı yasaklamıştır. Kendisinden sonraki dönemlerde düşünceleri sistemleştirilerek heykelleri yapılmış ve bir put hâline getirilip tapınılmaya başlanmıştır.
Budizmde inancın temelini, “Buda’ya sığınırım, Dhamma’ya sığınırım ve Sangha’ya sığınırım.” cümlesi oluşturur.
Bu cümleyi söylemeyen kişi Budist sayılmaz.
Budizmde tanrının varlığı veya yokluğu ile ilgili bir ifade kullanılmaz.
Ancak bazı Budistler Buda’yı tanrı konumunda görürler.
Buda, öğretilerini insanlara vaazlarıyla sözlü bir şekilde iletmiştir.
Kendinden sonra kutsal bir kitap bırakmamıştır.
Ancak Buda’nın sözleri daha sonra yazılmıştır.
Bu şekilde oluşan Budizmin kutsal metinlerine, “üç sepet” anlamına gelen “Tripitaka” adı verilmiştir.
Budizmde belirli bir ibadet ve dua şekli yoktur. Budistler tapınaklara giderek Buda’nın heykeline saygı gösterirler. Bunun yanında evlerinde bir köşede bulundurdukları Buda heykeline de saygıda bulunarak ibadet ederler. Ayrıca kutsal metinlerin okunması, meditasyon ve belli zamanlarda oruç tutmak da ibadet kabul edilir.
Budizmde, Hinduizmde olduğu gibi ruhun bir başka bedende yeniden dünyaya gelmesi anlayışı vardır.
Ölüler reenkarnasyon inancı gereği genelde yakılmaktadır.
Budizmde en önemli inanışlardan biri nirvana anlayışıdır.
Nirvana, insanın bütün istek ve hırslarının yok olduğu, ıstırapların bittiği, saf, temiz bir duruma kavuşmaktır.
Buda, mutlu olabilmek için nirvanaya ulaşmak gerektiğini belirtir.