a. Allah sözü olduğu bilinciyle:
Kur’an’ı okurken onun Allah teala’nın sözü olduğu hiç unutulmamalıdır. Bu, zihni uyanık ve diri tutar.
b. Anlama niyetiyle:
Kur’an’ı anlamamız gerektiğine ve gayret gösterdiğimiz taktirde onun mesajını rahatlıkla anlayabileceğimize mutlaka inanmalıyız. Kadın erkek herkesin Kur’an’ı öğrenip onun mesajını anlaması bir sorumluluktur. Tabiki her âyeti ve her sureyi herkesin çok iyi anlayabilmesi yada herkesin aynı ölçüde anlaması beklenemez. Çünkü Kur’an her çağda yaşayan ve her türlü bilgi ve kültür düzeyine sahip insanlara hitap eder. İnsanlar kendi akıl seviyeleri ve kültür birikimleri ölçüsünde Kur’an’ı anlayabilirler. Özellikle akademik düzey yada özel alan bilgisi gerektiren âyetleri herkesin anlayamaması gayet doğaldır. Ancak herkesin aklı, bilgisi ve kültür düzeyine göre Kur’an’dan anlayacağı çok şeyler vardır.
c. Öğrenilen bilgiler pratik hayata yansıtılmalı ve başkalarıyla paylaşılmalıdır:
Kur’an, hayatımıza yön vermek için gönderilmiş bir kitaptır. Pratiği olmayan bilgilerin önemi yoktur. Pratik hayatta yaşanmayan bilgiler, unutulmaya ve önemini kaybetmeye mahkûmdur. Müslüman bir kişinin öğrendiği doğruları (gücü nispetinde) başkalarıyla paylaşması ise Kur’an’ın ona yüklediği bir sorumluluktur.