Bu fani ömür bitti; Az önce!

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Aşık-ı sadık

  • ****
  • Join Date: Kas 2008
  • Yer: İzmir
  • 840
  • +230/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Âşîk-ı sâdık
Bu fani ömür bitti; Az önce!
« : 03 Aralık 2008, 15:00:37 »
Bu fani ömür bitti; Az önce!
Kendimize göre ne kadar emîniz. Hayatımızda hiç kimseyi aldatmadık! Belki alenen kimseyi aldatmadık, oyalamadık. Fakat farkına varmadan oyaladığımız, aldattığımız birisi var: Kendimiz…

Her zaman sığındığımız bir kelime: “Biraz sonra yaparım.” Dilimizde küçük bir cümle… O anda rahatlatıcı bir ilaç gibi. Çocukken alışmışızdır; annemiz çağırdığında, “Biraz sonra giderim.” “Ödevlerimi yarın yaparım.” Derken gençlik zamanımız geldi. Ertelemekten hiçbir şey yapamadık! Kazandığımız bir tek kuytu kafes var: “AZ SONRA!” Yememizde, içmemizde kısacası fânî ömrümüzde hiç aksama yok. Hatta sipariş verdiğimiz bir yemek on dakika gecikse kıpır kıpır olur, yerimizde duramayız. “Vücûdumuzun gıdası!” deriz.

Peki, ya rûhumuzun gıdası olan namazımız, ibâdetlerimiz gecikince neler oluyor? O kadar huzursuz oluyor muyuz? Niye huzursuz olalım ki, ilâcımız hazır: “AZ SONRA!” “Bugünün işini yarına bırakma!”,”Bir günün öncekinden daha mükemmel olsun!” düsturlarına rahatlıkla göz yumabiliyoruz!

Derken bir gün, bir ay, bir yıl, bir ömür geçip gidiyor… Az bir ömür olan dünya hayatı için “Az sonra!” denilebilir. Fakat ilim veya ibâdet cihetinde bu kafes bizi hüsrâna sürüklüyor. Söz gelimi ibâdetteki sabrımızı sağa sola dağıtırsak, merkezi zayıflatırız. Yani o andaki vakti öldürür, nefis düşmanının silahını kuvvetlendiririz. Gençliğini hep ertelemekle geçiren bir insan sayısız nimetleri kaybeder. Başta Peygamberimiz (asm)’ın, “Sancağımdan başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyâmet gününde Allah’a ibâdet ile büyüyen gençler benimledir.” mükâfatından mahrum kalır. “İhtiyarlayınca yaparım!” der, ömür biter! İşlediği bir kusurda tövbesini erteleyen kimse kiri birikmiş çamaşır gibidir. Bedîüzzaman Hazretleri’nin dediği gibi “Günah, kalbi siyahlandıra siyahlandıra nûr-ı îmânı kalpten çıkarır.” Tövbesiz bir seher vakti, bir Berat, bir Kadir, geçer giderken diğer Berata kadar belki ömrü biter.
Beynimizde yine aynı efsunlu bir levha: “BİR DAHA Kİ SENEYE!”

Rahmetli dedem anlatırdı: Bir gün dokuma tezgâhında çalışan işçi, patronundan namaz kılmak için izin ister. Îman ve itâatten nasipsiz zavallı patron, işçiye der ki: “Namaz kazâ olur iş kaza olmaz!”

Bu hatıra zaman zaman aklıma gelir. Bizim namazımız, ilmimiz, okumamız gibi uhrevi hayatımız hep kazalarla süslü; hep ertlemelerle dolu. Oysa dünya hayatımız dakik mi dakik. Dünyamızla ilgili neleri erteliyoruz Hak aşkına? Uhrevî işlere gelince “Ebedi dünyada kalacak gibi” nazlanıyoruz maalesef!

“Hiç kat i senedimiz var mı ki gelecek seneye belki yarına çıkacağız!” Ne bir dakika geri ne bir dakika ileri; ertelenmeyen ölüm zamanı gelince kimse demiyor, diyemiyor:
“AZ SONRA!”

Daha önce hiç karşılaşmadığımız ve îfâ etmediğimiz gibi aceleci bir tavırla işlemlerin tamamlanıyor. Ertelediğin amellerin, ilimlerin, tövbelerin ile baş başa kalıyorsun!

O anda, yepyeni bir nidâ yükseliyor: “BU FANİ ÖMÜR BİTTİ; AZ ÖNCE!”

Çevrimdışı ...katre...

  • ....€vindar....
  • ****
  • Join Date: Ağu 2008
  • Yer: Düşlerin Yeşermeye Başladığı Sınır Şehrinden....
  • 828
  • +30/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • !!!..GOD IS THE LIGHT..!!!
Bu fani ömür bitti; Az önce!
« Yanıtla #1 : 03 Aralık 2008, 21:50:06 »
 üzzgün emeğine sağlık...