Zekat; zekâta mahsus malı, hususî şartlarıyla müstehak olana temlik ederek vermektir. Bu itibarla, zekât verecek kimse zekâta niyet ederek bir fakiri doyursa, temlik olmadığından zekâtını ödemiş sayılmaz.
Zekâtın farz olmasının şartı: Bâliğ, (ergen) akıllı ve hür olan ve borcu bulunmayan müslümanın, aslî ihtiyacından fazla olarak üzerinden bir yıl geçen nisap miktarı mala mâlik olmasıdır. Nisap miktarı malda, ayrıca nemâ (üreme, çoğalma) da şarttır. Altın ve gümüş, çoğalmasa da, nisap miktarı olunca zekâtları verilir.
Nisap:
Zekâtın vâcip olması için dinin koyduğu bir ölçüdür ki, bu da kişinin borcundan hariç 20 miskâl (80.18 gram) altın veya bunun değerinde para ve ticaret malıdır.
Paranın her 40 liradan bir lirası zekât olarak verilecektir. Canlı hayvanların zekâtı nev'ine göre değişir. Koyunda; kırkta bir, devede; beş devede bir koyun, sığırda; otuzda bir danadır. Madenler de zekâta tâbidir.
Öşür
Öşür, arâzi mahsüllerinin zekâtıdır ve çıkan mahsûlden onda birini vermektir. Şâyet arâzi para ile sulanıyorsa yirmide biri verilir. Arazi mahsülleri, buğday, arpa, pirinç, darı, karpuz, hıyar, patlıcan, yonca, zeytin, susam, bal, kudret helvası şeker kamışı ve meyveler gibi mahsüllerdir. Türkiyede araziler tapulu ve sahipli olduğu için Türkiye arazisi öşür arazisidir. Ziraatle uğraşan müslümanların yediklerinin helal olabilmesi için bu öşür zekâtını mutlaka vermeleri lâzımdır.
Masârıf-ı Zekât
Masârıf-ı zekât, zekâtın verilip sarfolunabileceği yerler demektir ki, 8'dir. Tevbe sûresinin 60. âyetinde açıklanmıştır.
Zekâtın Verileceği Yerler
* (Nisaba sahip olmayan) Fakirler,
* (Hiç birşeyi bulunmayan) Miskinler,
* Zekât toplama memurları,
* Müellefe-i kulûb,
* Kölelikten kurtulacak kimseler,
* (Borcunun karşılığı malı olmayan) Borçlular,
* (Fi sebîlillah) Allâh yolunda,
* (Harçlıksız) Yolda kalmışlar.
Zekât bu sekiz yerden herhangi birine verilebilir.
Ancak verilmesi en faziletli yer, hiçbir şeyi olmayan miskinler ve Allâh yoludur.