Farsça (Farsça: فارسی ; Farsî veya زبان فارسی ; Zabān-e Fārsi) İran, Afganistan, Tacikistan, Özbekistan ve Basra Körfezi ülkelerinde konuşulan Hint-Avrupa dil ailesine mensup dildir.
Hint-Avrupa dil ailesinin bir kolu olan Hint-İran dillerinin İran öbeğine bağlıdır. Antik Pers halkının konuştuğu dilden türemiştir.
Farsça ve lehçeleri İran, Afganistan ve Tacikistan'da resmî dil statüsündedir. CIA World Factbook'a göre İran, Afganistan, Tacikistan ve Özbekistan'da yaklaşık 100 milyon kişinin anadili Farsça'dır. Hindistan ve Pakistan başta olmak üzere diğer ülkelerde de bir o kadar daha kişinin bu dili konuştuğu tahmin edilmektedir. 2006 yılında UNESCO'ya Farsçayı da "Uluslararası Ana Dil" statüsündeki dillerden biri olarak seçmesi önerildi.
Farsça, yüzyıllar boyunca Orta Asya,Güney Asya ve Ortadoğu'da prestijli bir kültür dili olmuştur ve komşu ülkelerin dillerini, özellikle de Orta Asya, Kafkasya ve Anadolu'daki Türk dilleri'ni etkilemiştir. Arapça ve Mezopotamya dilleri üzerindeki etkisi ise daha azdır.
Farsça, İslam Dünyası'nın ikinci kültür dilidir. İslam klasiklerinin özellikle tasavvufla ilgili olanları bu dilde yazılmıştır. Şiirsel ve melodik ağırlığı olan bir dildir.[4] İngiliz sömürgeciliğinden beş yüz yıl önce Hindistan ve civarında ikinci dil olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktaydı. Güney Asya'da kültür ve edebiyat dili kabul edilmişti. Moğol İmparatorluğu zamanında ise resmî dil oldu. Farsça'nın bölgedeki tarihsel etkilerinin kanıtı Hindustani, Keşmirce, Punjabi, Sindhi, Gujarati, Bengali ve hatta Telugu dilleri üzerindeki süregelen etkisinden ve bölgede İran edebiyatının hâlâ sevilmesinden anlaşılabilir. Özellikle Urduca, Farsça'nın Arapça, Türkçe ve Güney Asya'nın bölgesel dillerinin kombinasyonudur. Hindistan Moğol İmparatorluğu'nun müslüman bölgelerinde yoğun bir şekilde kullanılmıştır.
Etimolojisi
Farsça, İ.Ö. 550-330 yılları arasında İran'da hüküm süren Parsa halkının konuştuğu dilden gelmektedir. Osmanlı'da Fârisî, Farsî, Parsça, Parsî olarak adlandırılmıştır. Pers İmparatorluğunun resmî dili olduğu dönemde imparatorluk sınırları içerisinde çok geniş bir bölgede konuşulmaktaydı. 18. yüzyılda İngilizler yasaklayana kadar Hindistan'daki mahkemelerde resmî dildi. Delhi'deki Kızıl Kale'nin duvarlarında şu cümle yer alır:
"Agar ferdôs dar cahân ast hamîn ast o hamîn ast o hamîn ast"
(Eğer dünyada cennet varsa; buradadır, buradadır, buradadır!)
Arapça'da "p" harfi olmadığından Farsî şeklinde telaffuz edilmeye başlanmıştır. Farsça büyük değişime uğrayarak günümüzdeki halini almasına rağmen şu şekilde kategorize edilebilir:
Eski Farsça
Orta Farsça
Klasik Farsça
Çağdaş Farsça
Farsça İslamiyet'ten önce Pehlevi Alfabesi ile yazılmıştır. Bugün ise İran ve Afganistan'da Arap alfabesi asıllı Fars alfabesi ile, Tacikistan'da ise Kiril Alfabesi ile yazılmaktadır. 1967 yılında Farsça'nın Birleşmiş Milletler'in resmi esaslarına dayanan Latin Alfabesi ile yazılması İran tarafından kabul edildi.
Ancak İslam devrimi ile beraber 2000 yılında bu sistemin sadece yer isimleri için kullanılacağı açıklandı.