Bazen kollarına kurduğumuz salıncakta sallanırız Bazen saklambaç oynarken arkasına saklanırız Yaramazlığımız üstümüzdeyse, tepesine tırmanıp, aşağılara bakarız Ağaç bizim arkadaşımızdır
Her mevsim bir başka güzeldir Baharda çiçek açmış bir erik ağacıysa bahçelerin süsüdür O bembeyaz rengiyle sanki cennete uzanır bir ucu Yeni pembe çiçekler açmış badem ağacına ne demeli… Bahar bayramını şenlendiren neşeli çocuklar gibidir ağaçlar Ceplerimize doldurduğumuz çağla bademlerini, erikleri, kirazları, dallarını eğip sunarlar bize Ağaçsız bir dünya, yoksul bir dünyadır
Ağaçlar insana benzerler biraz Bazıları arkadaşlarıyla birlikte büyük bir ormanda yaşarlar Çeşit çeşit kuşlar ötüşür dallarında Herhalde bu, okul bahçesinde oyun oynayan çocuklardan biri olmak gibidir
Bazı ağaçlar üç beş arkadaşıyla birlikte bir dağın tepesinde yaşar Bazıları, bir dere kenarında, suyun şarkısını dinler Bazıları, pencerelerinden çocuklar bakan bir evin bahçesinden el sallar Bazısı ise uçsuz bucaksız bir ovanın ortasında yapayalnızdır
Yine de dalında kuşlar öter, gölgesinde insanlar serinler…
Nerede olursa olsun, ister boyu bulutlara ulaşsın, isterse benim boyum kadar olsun, ağaçsa arkadaşımdır benim! Onun da en yakın arkadaşı sudur Öyleyse su da arkadaşımdır
Su kenarlarında pıtır pıtır çoğalmalarından anlarız; ağaçlar suyu çok sever Su da senin benim gibidir biraz Yolculuk yapar durur yeryüzünde Azizdir Kıymetli bir nimettir
Yani sevdiğimiz, ama ayrı bir yere koyarak sevdiğimiz bir arkadaşımızdır su Su gibi aziz olmak isteriz Su gibi berrak ve temiz… Değdiği her yeri yeşile ve maviye boyar su Deniz olur, göl olur, ırmak olur, yağmur olur… Yeryüzündeki hiçbir şey susuz yaşayamaz Nerede su varsa hayat oradadır Su hayatın kendisidir
Susuz, toprağın dudakları çatlar, susuz büyüyemez ağaç Ve susuz yaşayamayız biz de..
Bütün güzel şehirler suyun komşusudur Kiminin deniz geçer ortasından kimini bir ırmak ikiye böler Kimi şehirde göle bakar evlerin pencereleri… Su yoksa şehir de yok Göğümüzü süsleyen beyaz bulutlar sudur, toprağımızı besleyen yağmur sudur, siyah toprağımızı yemyeşil bir örtüyle örten de su… Dağlarımızı yeşerten, şehirlerimizi, evlerimizi, sokağımızı, bahçemizi süsleyen ve sonra da akıp giden bir yolcudur su Sanki birini arar, her şeyin kaynağı olan birini, dağ taş gezer Bize temizliği öğütler, arılığı, duruluğu…
Ve kitaptır bize ağacı ve suyu anlatan…
Kitapların içinde de ormanlar vardır Ormanlarda ulu ağaçlar… Kitap bize ulu ağaçları, dalında kuşlar ötüşen, kuşlu dalların altında tilkilerin beklediği, tavşanların zıp zıp zıpladığı ormanları anlatır Yaprakları anlatır, böğürtlenleri, yaban güllerini… Ormanda oyun oynamaktan yorulmuş sincapların bir dere kenarında su içişlerini anlatır bize kitaplar
Kitapların içinden de akar ırmaklar Ağaç dallarında, dinlenen kuşlara ninniler söyler ve ta evimize kadar gelip sevindirirler bizi Her kitabın denize kıyısı vardır Her ağacın kitaba değer bir dalı
Ağaçlarla, yağmurlarla, kitaplarla kalın…